Türkiye’nin ilk Kürtçe kitaplar basan yayınevi olan Avesta, Abdullah Keskin tarafından 1995’da kuruldu. “PKK propagandası” yaptığı iddiasıyla sitesine erişim engeli getirilen Avesta Yayınları’nın sahibi Abdullah Keskin, PKK’yı eleştiren yorumlarıyla tanınan bir isim. Avesta son olarak James Joyce’un Ulysses’inin Kürtçe çevirisini yayınlamıştı. Avesta’nın kapatılan sitesi kitap tanıtımı ve satışlarının olduğu bir site. Yayınevinin sahibi Abdullah Keskin’le bu tuhaf kararı konuştuk.
‘’Yasaklanan ama bize tebliğ edilmeyen kitaplarımız olduğunu düşünüyoruz’’
‘’Bu sene yirmi sekizinci yılımız, 1995 yılında kurulduk. Kuruluşumuzdan beri kitaplarımıza yasak gelmesine alışığız.
Şu son 3 yılda 16 kitabımız yasaklandı. Ve her biri ev aramasında suç unsuru gibi ele geçirilmiş, savcılığa götürülmüştü. Hepsi toplu olarak yasaklanmıştı.
Avukatlarımızla konuştuğumuzda mahkeme zamanını soruyorum. Çünkü en azından eskiden bir yargılama vardı, DGM’ye (Devlet Güvenlik Mahkemesi) gidiyorduk, bir-iki yıl sürüyordu yargılama. Genelde de erteleme kapsamına giriyordu sonunda. Artık o da yok.
Yasaklanan ama bize tebliğ edilmeyen kitaplarımız olduğunu düşünüyoruz.
Sadece kitap tanıtımından ibaret bilgilerin olduğu sitesinin erişime kapatılması ise yepyeni bir durum Benim şahsi bir tweetim de var dosyanın içinde. 2016’da atılmış. Herhangi bir suç unsuru barındırmıyor.
Düşünün, hepimizin gözü, kulağı enkaz altında kalan binlerce insandayken binlerce alan, emniyet ne yapıyor? Geriye dönük sosyal medyada bir tarama yapıyor. Üstelik benim erişime kapattıkları tweetim, örgütü eleştirel bir tweet. Suç unsuru olabilecek en ufak bir şey yok. Bu daha ürkütücü geliyor. Ya da yayınevinin sitesinin erişime kapatılması bence olabilecek yasaklamaların boyutunu gösteriyor.
Herhangi bir yayınevinin sadece kitap tanıtımından ibaret ve satış yapan sitesi yasaklanabiliyorsa bu artık yasaklanmayacak, erişime kapatılmayacak hiçbir şey yoktur anlamında geliyor. Sanki bu ilk dalgaydı, ardı gelecek gibi bir his oluştu bende. Umarım yanılırım.
Binlerce insan enkaz altında kaldı. Gene yüzlerce insan soğuktan, açlıktan öldü. Bunlara doğru düzgün ve zamanında müdahale edemediler. Elbette bunun konuşulmasını istemiyorlar.
Bizim hiçbir güç odağıyla, bir örgütle, siyasi partiyle bağlantımız ya da yakınlığımız olmadı. Bu tür şeylere karşı hep koruduk kendimizi ve işimizi. Hiçbir zaman ideolojik meselelerde bir pozisyon almadık. Her zaman, herkese gerekli olabilecek nesnel bilgi üreten bir yayınevi olması için çaba gösterdik.’’