Altılı masanın cumhurbaşkanı adayını öğrenmek için can atan Cumhurbaşkanı Erdoğan daha seçim takvimi belli olmadan kendi adaylığını açıkladı ki; altılı masa da bu açıklamanın altında kalmasın, kendi adayını açıklasın. Ama Erdoğan’ın hesaba katmadığı değil katmak istemediği bir gerçek var. O da; altılı masa Erdoğan’a göre bir gündem belirlemiyor.
Masa kurulurken güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçme hedefinde birleşen altı siyasi partinin lideri, bu hedefin yol haritasının tüm detaylarını belirleyip seçim öncesinde halka açıklamayı kendi seçim ödevi olarak belirledi.
Ödev üzerinde çalışan ortak komisyonlardan ikisi raporunu açıkladı: Seçim güvenliği komisyonu ve kurumsal reformlar komisyonu. Sırada anayasal ve yasal reformlar komisyonu var. O komisyonun açıklayacağı raporun da eli kulağında.
Peki muhalefet siyaset, ekonomi, hukuk başta olmak üzere ülkenin tüm alanlarda yaşadığı krizden çıkış reçetesinin ayrıntılarını anlatan raporlardan öte herkesin merakla beklediği cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinde hiç mi çalışmıyor?
Altılı masa cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesini çalışıyor ama çok dikkatli biçimde…
DEVA Partisi lideri Ali Babacan, masadaki herkesin ortak hedefinin oradan “ortak bir cumhurbaşkanı” adayı çıkarmak olduğunu söylediğinde altılı masa ortak cumhurbaşkanı adayı için belirlenen kriterleri çoktan kamuoyuna açıklamıştı: Uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirmiş, milletimizin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi.
Babacan, masanın ortak cumhurbaşkanı adayı çıkaramaması durumunda kendisinin de cumhurbaşkanlığına aday olacağını söyledi. Onun bu sözlerini “Hiçbir şekilde anlaşamayacaklar” diye yorumlayan çok olduysa da o sözlerde altılı masanın türlü seçenekler için hazırlık yaptığının yanı sıra Cumhur İttifakı’nın aklını iyice karıştırma stratejisi de vardı.
O strateji çalıştı; bir yandan Erdoğan, bir yandan Bahçeli altılı masanın adayını öğrenmek için çırpındı durdu. Bu çırpınışın en çok CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu üzerinde odaklanması da beklenen gelişmeydi.
“Kılıçdaroğlu’nun hakkı”
Muhalefet cephesindeki “kazanacak aday” ya da “Aleviliğin kazanacak aday kriterine etkisi” tartışmalarının öznesi olan Kılıçdaroğlu’nun aslında altılı masayı kurup geliştiren ve uyum içinde çalışması için kendi partisine de gerektiğinde sert çıkmaktan kaçınmayan bir lider olarak cumhurbaşkanı adaylığını hak ettiğine dair değerlendirmeler gün geçtikçe artıyor.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığına yaklaşımları sorulduğunda bugüne değin altılı masadaki hiçbir lider olumsuz, ters bir söz etmedi. Kılıçdaroğlu’nun da cumhurbaşkanlığını çok istediğini siyasi kulislerde konuşmayan yok.
Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal’ın Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını istemesini bir “hak” olarak gördüğünü, Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini açıkça söylemesi CHP kulislerinde altılı masadaki ortak düşüncenin bir yansıması olarak algılandı.
“Kılıçdaroğlu’nun oy oranı: Yüzde 54.7”
Kılıçdaroğlu, masadaki diğer liderlerin de bu konudaki görüşlerini duymak istiyor. Bu isteğin arkasında CHP’nin cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda yaptırdığı son anketin sonuçlarının etkisi var.
Toplumun genelinin görüşünü temsil edecek nitelikte seçilmiş 8 bin 400 katılımcıyla yapıldığı söylenen anket sonucuna göre karşısındaki aday kim olursa olsun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oy oranı yüzde 44 oluyor. Karşısındaki isim Kılıçdaroğlu olduğunda Erdoğan’ın oyu yüzde 43’ü geçmiyor. Anketin, Erdoğan’ın karşısında Kılıçdaroğlu’nun oy oranını yüzde 54.7 olarak göstermesi dikkat çekiyor.
CHP kurmayları, Kılıçdaroğlu’nun 3 Temmuz’da İyi Parti lideri Meral Akşener’in ev sahipliğindeki altılı masa yemeğinde bu anketin daha ayrıntılı verileri üzerinden liderlerin görüşlerine dair nabız yoklayabileceğini söylüyor.
Kılıçdaroğlu’nun liderlere hangi sözlerle mesaj verebileceği üzerinde de çalışılmış:
“Ben cumhurbaşkanlığı adaylığı sorumluluğunu alabilirim. Siz de isterseniz.”
Bu hem bir istek hem bir onaylanma talebi. Ama seçimin ne zaman yapılacağı belli değil. Kılıçdaroğlu, sahadaki gelişmelere göre cumhurbaşkanlığı adaylığına dönük arzusunu 3 Temmuz’da altılı masaya iletmekten geri durabilir.
3 Temmuz’daki yemeğin gündeminde gölge kabine, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden parlamenter sisteme geçiş sürecinde yapılacaklar listesi, koalisyon protokolüne dönük çalışmalar gibi başlıkların da yer alması bekleniyor. Ancak bu gündemin de güncellenebileceğini belirten İyi Parti kurmayları, “Hepimiz için önemli olan yine birlikte olmak. Kimse bunu unutmamalı” mesajı veriyor.