Üniversite gençliğinin yaşadığı Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) öğrenim kredisi borçları her yıl olduğu gibi bu yıl da yeniden siyasetin gündeminde. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yüksek enflasyona paralel olarak kredi borçlarının faizleri arttığı için ödemede zorluklar yaşayan ve yaşadıklarını sosyal medya mesajlarıyla gündeme taşıyan gençlere, “Faizli KYK borçlarını ödemeyin” çağrısıyla destek verdi.
Kılıçdaroğlu’nun çağrısının KYK borcu sorununu çözüp çözmeyeceği bir yana sorunun kaynağının ve boyutlarının ne olduğu merak konusu.
Aynı zamanda eğitimci olan CHP’li Yıldırım Kaya “KYK borçlarıyla ilgili icra işlemleri artıyor. Böyle olunca da gençlerimiz seslerini haklı olarak daha da yükseltiyor. Öğrencilerden kredi borçlarının faizinin faizi alınıyor. Bu bileşik faiz sistemi. Her ödenmeyen faizin üzerine yeni faizli zam ekleniyor. Haksız ve hukuksuz. Bu yüzden gençlerin bu ödemeleri yapmaması gerektiği düşüncemizde kararlıyız. Sonuç alacağız” diyor.
Hükümetin gizlediği tablo
CHP’nin öğrenci kredileriyle ilgili son raporuna göre;
*Şu anda öğrenim kredisi alan öğrenci sayısı 1 milyon 200 bin. Geçen yıllarda öğrenim kredisi alan ve borçlarını ödeyemeyen üniversite öğrencisi sayısı ise 5 buçuk milyon.
*2022’de 5 buçuk milyon gencin KYK borçları, gecikme zammıyla birlikte 5 buçuk milyar liraya ulaştı.
* Öğrenim kredilerine yüzde 100’den fazla faiz uygulanıyor. Bu faizler yüzünden icralık olan öğrencilerin sayısı 400 bini geçti.
CHP’li Yıldırım Kaya, KYK borçlarına ilişkin resmi bilgileri öğrenmek için hükümetin yanıtlaması istemiyle meclise verdikleri sayısız soru önergesine yanıt alamadıklarını söylüyor. Kaya, “Resmi sayıları, bilgileri hükümetten alamıyoruz. Çünkü sorun yokmuş gibi davranmak istiyorlar. Ancak muhalefetin baskısı artacak. Hükümet yakında mutlaka borç ödemelerine ilişkin yeni düzenlemeler yapmak zorunda kalacak” diyor.
Hükümetin ÜFE hesabı tutmadı
KYK borçlarının ödemesi öğrencinin öğrenim gördüğü öğretim kurumunun normal eğitim süresinin bitiminden 2 yıl sonra başlıyor.
Öğrenim kredilerine uygulanan faiz tutarı da Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesapladığı ve yayınladığı yurt içi üretici fiyat endeksi (ÜFE) oranına göre belirleniyor.
Bu hesaplama modeli AKP iktidarının öncesinde başlamış. 1996 yılına kadar faizin uygulanmadığı KYK kredilerine faiz uygulamasını Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi’nin işbirliğiyle kurulan Refahyol koalisyon hükümeti getiriyor ve faiz Toptan Eşya Fiyatları Endeksi’ne (bugünkü ÜFE) bağlanıyor.
Ekonomik kriz dönemleri dışında, ÜFE artışlarının Tüketici Fiyat Endeksi’nden bile düşük kalması bu faizle birlikte öğrenim kredi borçlarında görülen zammın önemsiz düzeyde kalmasını sağlıyor. Ekonomik kriz dönemlerinde ise gençlik bakanları devreye girip uygulanan faizi yarıya indirerek gençleri bir ölçüde rahatlatabiliyor ancak hiçbir zaman kesin çözüm olmuyor.
AKP hükümeti de zamların düşük düzeyde kalması için faiz tutarını belirlerken ÜFE oranının kullanılmasından yana tavır alıyor. Ancak yüksek enflasyonla birlikte ÜFE’de görülmeye başlayan, TÜFE’yi de aşan rekor artışlar öğrenim kredisi borçlarına da yansıyınca üniversite gençlerinden gelen itirazların arkası kesilmiyor.
“Faizler tamamen kaldırılsın”
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Eğitim ve Yükseköğretim Sekreteri Sinan Muşlu, hükümetin öğrenim kredisi üzerindeki faizleri tamamen kaldırması gerektiğini söylüyor. Bu yöndeki beklentilerini Milli Eğitim Bakanlığı’na özel bir raporla da sunduklarını anlatan Muşlu, “Öğrenciden öğrenim kredisi faizi almak hükümetin eğitimi kazanç kapısı gördüğünü ortaya koyar ki bunu kabul etmemiz mümkün değil” diyor. Muşlu, hükümetin geri ödemeli öğrenim kredilerinden öte karşılıksız burs sistemini geliştirmesinde de ısrarlı olacaklarını dile getiriyor.
Hükümet, öğrenim kredisi borçlarının ödemesiyle ilgili yeni bir düzenlemeye gidebilir mi? Bu soruya “Neden olmasın” yanıtını veren çok sayıda AKP’li yetkili hükümetin öğrencilere yeni kolaylıklar sunmaktan kaçınmayacağını söylüyor.