Ana SayfaHaberlerDünyaMescid-i Aksa’da 75 bin kişilik Kadir Gecesi

Mescid-i Aksa’da 75 bin kişilik Kadir Gecesi

Bir gün önce 200’ü aşkın kişinin yaralandığı olaylı geceden sonra Filistinliler Kadir Gecesi için Mescid-i Aksa’da toplandı. Gece olaysız bitti ama gözler Pazartesi günü İsrail Yüksek Mahkemesi’nin altı Filistinli ailenin Şeyh Cerrah’tan tahliyesine ilişkin vereceği kararda. Peki Şeyh Cerrah mahallesinde neler oluyor, gerilimin sebebi ne?

Günlerdir protesto gösterilerine su sıkarak, Filistinlileri  gözaltına alarak sert müdahale eden İsrail polisi, dün Hamas kontrolündeki Batı Şeria’dan İsrail’e sızmaya çalışan iki Filistinli militanı öldürdü. İsrail polisi bu gergin ortamda, Mescid-i Aksa’da teravih namazı çıkışında zorla tahliyeleri protesto eden binlerce Filistinliyi gaz bombaları ile dağıtmaya çalıştı. 

Sloganlarla ve taş atarak cevap veren Filistinlilere karşı kauçuk kaplı çelik mermiler kullanan İsrail polisi, 200’den fazla göstericinin yaralanmasına neden oldu. Gaz bombalarından en az bir tanesinin Kadir gecesi arefesinde Mescid-i Aksa’nın içine girdiğini ve camii içindeki cemaatin panik içinde kaçıştığını gösteren görüntüler, dünyada tepkilere yol açtı.

Olaylardan bir gün sonra Kadir Gecesi’nde ise Mescidi- Aksa’ya Filistinliler akın etti.

Filistinlilerin, Nasıra, Celile, Yaga ve Hayfa’dan Kudüs’e Mescidi Aksa’ya ulaşmaları yol kesilerek İsrail polisi tarafından engellendi.  Oruçlu Filistinliler arabalarından inerek  ulaşması birkaç saat süren Kudüs’e doğru yürüdüler.

Kadir Gecesi için Mescid-i Aksa’da 75 bin Filistinli toplanıp, namaz kıldı.

Kadir Gecesi sakin geçse de İsrail Yüksek Mahkemesi’nin altı Filistinli ailenin Şeyh Cerrah’tan tahliyesine ilişkin kararını pazartesi günü açıklamasıyla olaylar yeniden  büyüyebilir.

Son 2 yılda 4’üncü seçimin de siyasi çıkmaza çözüm getiremediği İsrail ile pandemi koşullarında seçimlerin ertelendiği Filistin yönetimi arasındaki anlaşmazlıkların kalbi, Ramazan ayı başından bu yana Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah mahallesinde atıyor.

İsrail hükümetinin, “emlak anlaşmazlığı”, Filistinliler ve uluslararası hak savunucularının ise  “etnik temizlik” olarak tanımladıkları Filistinli aileleri mahalledeki evlerinden zorla tahliye etme çabası, her gece iftardan sonra Doğu Kudüs sokaklarında Filistinlilerin protestolarına neden oldu ve uluslararası kamuoyunun dikkatlerini bu mahalleye yöneltti.

Tartışmalı mahalle: Şeyh Cerrah

Gelecekte kurulması umudunu taşıdıkları Filistin devletinin başkenti olarak hayal ettikleri Doğu Kudüs’un sokaklarında düzenlenen protesto gösterileri; Filistinlileri bu mahalleleri sokak sokak, ev ev Yahudi yerleşimcilere kazandırarak, Doğu Kudüs üzerindeki Yahudi kontrolünü arttırmayı amaçlayan aşırı sağcı Yahudilerle karşı karşıya getiriyor.

Yahudi yerleşimciler ve aşırı sağcı İsrailli aktivistler, Filistinli ailelerin mahalledeki ikametlerinin yasadışı olduğunu ve antik döneme ait  bir Yahudi hahamın mezarının yanına inşa edilen mahallenin, 1948 yılına kadar Yahudi mülkiyetinde olduğunu ileri sürüyorlar.

Şeyh Cerrah’ın tarihi,  Filistin’in Osmanlı yönetimi altında olduğu 19. yüzyıla kadar uzanıyor. 1876’da iki ayrı Yahudi vakfı, mahallenin bir bölümünü Arap toprak sahiplerinden satın aldı.

Ürdün, 1948 Arap-İsrail savaşında Doğu Kudüs’ün geri kalanıyla birlikte bölgeyi ele geçirdi ve İsrail’in kontrolüne geçen bölgelerden kaçan Filistinli mültecileri barındırmak için evler inşa etti.

İsrail 1967’de bölgeyi tekrar ele geçirdi; Doğu Kudüs’ü ilhak etti ve Şeyh Cerrah evlerinin mülkiyetini Yahudi vakıflarına iade etti. Bu vakıf malları da Filistinli aileleri tahliye etmeye çalışan aşırı sağcı bir grup tarafından satın alındı.

1982’de mahallenin Filistinli sakinleri, Yahudilerin arazi üzerindeki mülkiyetini kabul eden ve kiracı olarak yaşamalarına izin veren bir anlaşma imzaladılar.  Ancak daha sonra bu belgeyi imzalamak için kandırıldıklarını söyleyerek anlaşmayı reddettiler.

İsrailli yerleşimciler, mülkün 19. yüzyılda Yahudiler tarafından satın alındığına dair hiçbir şüphe bulunmadığını ve bu mahallede antik dönemdeki Yahudi varlığına işaret eden haham mezarının sonsuza dek buraya sahip olma hakkı verdiğini söylüyorlar. İsrailli yerleşimcilerin bu denli özgüvenle konuşabilmesinin nedeni, evleri inşa eden Ürdün’ün tapuları burada oturan Filistinliler üzerine yapmamış olması. Filistinliler aleyhine en önemli unsur ise İsrail’de yasaların Yahudilere 1948’de boşalttıkları toprakların mülkiyetini geri alma izni vermesi ancak Filistinlilerin aynı savaşta kaçarak geride bıraktıkları mülkleri geri alma hakkını reddetmesi. Şeyh Cerrah mahallesinde tahliyeyle karşı karşıya olan 71 yaşındaki Filistinli Abdelfatah Skafi, “Şeyh Cerrah’ta ve Doğu Kudüs’ün tamamında Arap istemiyorlar” diyor.  Skafi, ailesinin 1948’den önce Batı Kudüs’te yaşadığını belirterek, “Yahudiler mallarını geri alabilirler, ancak Araplar alamaz.” diye isyan ediyor.




İsrailli yerleşimcilerle Filistinliler Şeyh Cerrah’da sık sık karşı karşıya geliyor




Filistinliler bir yerleşimcinin aracını böyle yaktı.

Hak savunucularına göre etnik temelli ayrımcılık olarak nitelenen bu durum, Kudüs Belediyesi Başkan Yardımcısı Fleur Hassan-Nahoum’a göre doğal, hatta gerekli: “Elbette bazı insanların Yahudileri desteklediğini düşündüğü yasalar var. Bu bir Yahudi devleti. Yahudi halkını korumak için burada.”

Dün geceki gösteriler sırasında yaralandığı halde göstericiler arasına geri dönen bir Filistinli genç hakkında “Kurşunun kafasına gelmemesi yazık oldu” derken görüntülenen bir diğer Belediye Başkan Yardımcısı Arieh King ise “ Çok sayıda olmazsak ve Doğu Kudüs’te stratejik alanlarda doğru yerlerde olmazsak, gelecekteki barış müzakerecileri Kudüs’ü bölmeye ve Kudüs’ün bir kısmını düşmanımıza vermeye çalışacaklar.” diyor.

İsrail ile Filistin arasındaki anlaşmazlığa iki devletli bir çözüm bulunması için kampanya yürüten sivil toplum kuruluşu Peace Now’a göre, Doğu Kudüs’teki Eski Şehir yakınlarındaki stratejik bölgelerde 3 binden fazla Filistinliyi barındıran yaklaşık 200 ev tahliye tehdidi altında bulunuyor.

- Advertisment -