Mossad casusluğu suçlamasıyla tutuklanan Filistinli ve Suriyeli sanıkların yargılandığı davanın ikinci celsesinde 16 sanığın da tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Mahkeme heyeti, dijital verilerin incelemesinin tamamlanması için davayı 1 Temmuz 2022’ye erteledi.
“İsrail’in işkencede alamadığı bilgileri Türkiye’ye verdim”
Sanıklar arasında bulunan Abdurahman Abunavah, İsrail’e çalıştığını suçlamalarını reddetti ve Filistin’de bulunduğu dönemde Hamas iç güvenlik biriminde çalıştığını söyledi.
9 yıldır Türkiye’de yaşadığını söyleyen Abunawah, soruşturmanın en başında “İsrail aleyhindeki faaliyetlerim nedeniyle gözaltına alındığımı sandığım için ayrıntılı ifadeler verdim” dedi.
Filistin’e uzun zamandır dönemediğini çünkü daha önce İsrail makamlarında kaydı olan kişilerin, uzun süre yurtdışında kaldıktan sonra dönmeleri durumunda İsrail birimleri tarafından en az 6 ay içeride tutulduğunu belirten Abunavah sözlerine şöyle devam etti:
“Artık Filistin’e hiç dönemeyeceğim. Zamanında onların benden işkence ile alamadığı bilgileri Türkiye’ye seve seve verdim. İddianame bu şekilde açıklanınca bilgiler onlara altın tepside sunulmuş oldu. Filistin aleyhine de ikinci vatanım Türkiye aleyhine de bir faaliyet içinde olmadım. Benim Hamas’taki faaliyetim Türkiye aleyhine değildir. Casusluk suçuna karışmak için, insanın dini ve milli inancında bir problem olması lazım.”
“Suçlu olduklarını öğrendiğimde buradaki otoritelere yardımcı oldum”
Davanın sanıklarından Muhammed Salhab, Türkçe olarak verdiği ifadesinde tutuksuz yargılanarak eğitimine devam etmek istediğini söyledi.
Salhab, kendisiyle irtibata geçen kişilerin Mossad bağlantılı olduklarını bilmediğini belirterek şunları söyledi:
“Bu suç bizim toplumumuz için ölüm demektir. Ülkemizi gasp eden, insanlarımızı öldüren, kutsallarımıza saldıran bir ülkeye çalışmak… Zerre kadar kuşku duysam onlarla çalışmazdım. Suçlu olduklarını öğrendiğimde var gücümle onları ortaya çıkarmak için buradaki bütün otoritelere yardımcı oldum. Sizlerin işini kolaylaştırmak için…”
“İşkence gördük”
Sanıklardan Filistinli Nahid Al Kafernah, kendisinin de aralarında bulunduğu 7 sanığın gözaltına alınmadan önce Eylül ayında kaçırılarak işkence gördüğünü söyledi.
Kafernah kaçırılmalarından sonra 2,5 metrekarelik, siyah deriyle kaplı bir odada tutulduklarını söyledi.
Kafernah tercümanla alınan ifadesinde şunları söyledi:
“Odanın yukarısında güçlü bir elektrikli aydınlatma ve kesilmeyen bir ses vardı. Psikolojik ve bedensel baskılar, işkenceler yapıldı. Elektriğe de maruz kaldık.”
Tutuldukları yerdeki kişilerin kendilerini casuslukla suçlandıklarını söyleyen Kafernah, “Bizden İsrail’e çalıştığımız konusunda itirafta bulunmamız istendi” dedi.
Burada bulunanlardan 7 kişi kaçırıldı ama diğerleri konuşmaya korkuyor diyen Kafernah sözlerine şöyle devam etti:
“Keşke herkes dile getirse. Çünkü maruz kaldığımız şeyler az değildi. Vücudumuzda işkencelerden izler var. Ailemle tehdit edildim, ölümle tehdit edildim. ‘Burada hâkim yok. Burada avukat yok. Burada öleceksin’ dediler. Türk adaletinin bunları göz önünde bulundurmasını istiyorum.”
Tutuldukları yerin neresi olduğunu bilmediğini belirten Kafernah, “Duyduğumuza göre MİT tarafından tutulduk” dedi.
Yargılamanın devamında serbest kalması durumunda bile dışarıda kendisine karşı artık “Mossad ajanı” algısının oluştuğunu belirten Kafernah şöyle konuştu:
“Bizim için Mossad ajanı diyen gazetecileri bekliyorum. Nasıl o haberleri yaptılarsa bu sözlerimi de duyup yazmalarını bekliyorum.”
“Mahkeme bu yaşadıklarımızı da göz önünde tutarak bizi bıraksın”
Davanın sanıklarından Filistinli Raid Aşur da tercüman aracılığıyla verdiği ifadesinde Kafernah’ın ifadelerinin doğru olduğunu ve kendisinin de gözaltından önce kaçırılan kişiler arasında bulunduğunu söyledi.
Aşur, “Arkadaşın söylediği işkencelerin verdiği manevi zararlar var. Mahkeme bu yaşadıklarımızı da göz önünde tutarak bizi bıraksın” diye konuştu.
“Suç duyurusunda bulunduk”
Sanıklardan Muhammed Salhab, Nahid Kafernah ve Raid Aşur’un avukatlığını yapan Ali Çınar, işkence iddialarıyla ilgili Serbestiyet’e şunları söyledi:
“Müvekkilim Nahid Kafernah soruşturma aşamasında dosyayı aldığımız gibi, soruşturma öncesinde darp ve şiddet gördüğünü söylemişti. Biz de bunun için mahkemeden hastaneye sevkini istemiştik. Ancak mahkeme talebimizi reddetti. Biz işkence ve darp şikayetiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunduk. Bununla alakalı soruşturmalar devam ediyor.
Müvekkilimiz bugün yargılamada, maruz kaldığı işkenceyi birebir anlattı. Biz bunun takipçisi olacağız.
Diğer müvekkilim Raid Aşur; verdiği ifadeleri işkence altında verdiğini, bazı ifadeleri ise kendisinin vermediğini söyledi. Üçüncü müvekkilim Muhammed Salhab da işkence gördüğünü ve kesinlikle casusluğa bulaşmadığını söylüyor. Soruşturmanın ilk aşamasında korktuğundan dolayı bunları belirtmemiş. Ancak yargılamanın geldiği durum itibariyle bir önceki celsede bahsetti bunlardan.”