Milli Eğitim Bakanlığı’nın düzenlediği “Uzman Öğretmenlik ve Başöğretmenlik Eğitim Programı ile Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yazılı Sınavı” 19 Kasım Cumartesi günü 81 ilde yapılacak. Sınav sonucunda başarı gösteren öğretmenlere “uzman” ve “başöğretmen” unvanları verilecek. 100 sorudan oluşacak test sınavında, 70 ve üzerinde puan alanlar başarılı sayılacak. Sınava katılacak öğretmenlerin 18 Temmuz’da başlayan ve 3 Ekim’e kadar sürecek eğitim programlarını tamamlamaları gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Cevdet Vural yaptığı açıklamada, toplamda 614 bin 446 öğretmenin sınava başvurduğunu söyledi.
İsmini vermek istemeyen ve 23 yıldır öğretmenlik mesleğini yürüten Ahmet, öğretmenlerin sınava neden tepkili olduğunu Serbestiyet’e şöyle anlattı:
“23 yıldır öğretmenim. Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde çalıştım. Özel sektör tecrübem de oldu. Öğretmenlerin yoksulluk sınırının altında yaşadıklarının farkındalar. 1 milyonu aşkın öğretmenin maaşlarında iyileştirme yapmak istemiyorlar, bütçe zaten çok kötü durumda. Bu yüzden çeşitli elemelerle (yıl, sınav şartı gibi) bütçeden çıkacak parayı azaltmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de ‘Reform yaptık!’ diyerek kamuoyuna propaganda yapılacak. Gazete ve televizyonlarda ortalama öğretmen maaşları değil, Başöğretmen – Uzman öğretmen maaşları yayımlanacak, böylece ne kadar çok ücret artışı yapıldığını anlatmaya çalışacaklar, bu birinci amaçları. İkinci amaç, bir başarısızlık olursa, bu sınav, suçu öğretmene atmak için de bir bahane olacak. ‘Öğretmenlerin niteliği çok düşük, biz ne yapalım’ diyecekler. Öğretmenler arasında bir hiyerarşi yaratarak onları bölmeye çalışacaklar ve böyle yaparak olası bir haksızlık karşısında milyonluk bir kitlenin dayanışmasını engelleyecekler; çünkü öğretmenler bölünmüş olacak. Bu sınavla öğretmenleri yönetmek ve yönlendirmek daha kolay olacak. Öğretmenlerde müthiş bir öfke var.
“Şöyle açıklayayım: Zaten yoksulluk sınırının altında yaşayan öğretmenler bir de sınavı görünce haliyle bunu angarya olarak gördüler. Bunların içinde ek iş yapan öğretmenler var, bu öğretmenlerin ezber yapacak zamanları yok.
“Bu sınav yüzünden yöneticiler, veliler ve öğrenciler bizi etiketleyecek. ‘O uzman oldu, sen uzman olmadın’ baskısı olacak. Bu çok ağır bir psikolojik baskı. Oğlum bana ‘Uzman olacak mısın baba?’ diye soruyor, uzman olmazsam meslektaşlarım tarafından da ötekileştirileceğim. Eşit işe eşit ücret alamamak da bizde kızgınlık, stres yaratacak. Tüm bunlar da öğretmenin verimsizliğini arttıracak, önce öğrenciler sonra da bütün eğitim sistemi zarar görecek. Veliler, çocuklarını uzman veya başöğretmene vermek isteyecek; okul, sınıf ve/veya öğretmen değişiklik talebi patlayacak, bu durum okullarda kaos yaratacak, velilerle okul idaresi karşı karşıya gelecek. Diplomamın, KPSS başarımın, aday öğretmenlik sürecimin ve son olarak 23 yılımın yok sayılması zoruma gidiyor. Ayrıca sınavı yapacak kuruma da güvenmiyoruz, sorular sızdırılabilir.’’
Kılıçdaroğlu’nun çağrısı
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, öğretmenlere seslenerek “saygısızlık” olarak nitelendirdiği “kariyer sınavına” girmemeleri konusunda çağrıda bulundu. Kılıçdaroğlu daha önce de sınava tepki göstermiş ve “En değerlilerimizi kariyer sınavları ile rencide etmeyelim. Uzman ve başöğretmen ilan etmenin yolu çoktur” demişti. CHP lideri, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Sizleri incitmeyecek çözümü seçimden sonra birlikte konuşarak buluruz” dedi.
Öğretmenler, günlerdir sosyal medyadan kamuoyu oluşturarak sınavın iptal edilmesi için çağrıda bulunuyor. #ögretmenlerayakta hashtagi ile sesini duyurmaya çalışan öğretmenlerin paylaşımları şöyle: