12 Mayıs 2016’da gerekli önlemler alınmadan Yoğurtçu Parkı yaya yoluna giren İBB iştiraki İSTAÇ AŞ’ye ait bir hafriyat kamyonu,İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi Şule İdil Dere’nin (23) hayatını kaybetmesine sebep olmuştu.
Hafriyat kamyonunu kullanan şoför ertesi gün serbest bırakılmıştı. 10 Eylül 2020’deki 16. duruşmada şoför yatarı olmayacak şekilde 3 yıl 10 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Yargılanan bir İSTAÇ A.Ş. yetkilisi 42.400 TL adli para cezası, diğer İSTAÇ A.Ş çalışanı ise 26.425 TL adli para cezası almıştı.
Yargılama sırasında İBB ve İSTAÇ AŞ’nin yürüttüğü çalışma sırasında, yasal zorunluluk olan uyarı levhaları ve diğer tedbirlerin alınmadığı ortaya çıkmıştı.
Adil yargılamanın yapılmadığını savunan Şule İdil Dere’nin ailesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurdu.
Şule İdil Dere’nin ailesi, hukuki süreçle ilgilihatırlatmalarda bulundu.
Hukuki süreçle ilgili bilgileri paylaşmak amacıyla açılan “Şule İdil Dere” sosyal medya hesaplarından yayımlanan açıklama şöyle:
“Bugün 7 yıl oldu. İdil yok, adalet yok!
İdil’i 7 yıl önce 12 Mayıs günü Kadıköy Yoğurtçu Parkı Yaya Yolunda İBB ve iştiraki İSTAÇ A.Ş. çalışması hayattan kopardı.
Dava bir buçuk yıl sonra açıldı. 4 yıl sürdü. Karar kesinleşti. İBB iştiraki İSTAÇ A.Ş.’den 3 kişi mahkum oldu; bugüne kadar hiçbiri 1 gün bile hapis yatmadı.
Davamızdan mahkumiyet alan İBB iştiraki İSTAÇ A.Ş. iş güvenliği uzmanı Zafer Karasaçlı İSTAÇ A.Ş. Yönetim Kurulu üyeliğine kadar yükseltildi. Şule İdil Dere davasından aldığı ertelenmemiş mahkumiyetine rağmen Zafer Karasaçlı bugün hâlâ İSTAÇ A.Ş. Yönetim Kurulu üyesidir. İBB’ye bu durumu açıklayan yazılı başvurularımıza rağmen hakkında bir iç soruşturma açılmadı. Biz İdil’i, onlar vicdanlarını kaybetti.
İdil’i korumayan bir sistem belediyesi ve yargısı, can alanları, can güvenliği almayan asıl sorumluları korudu, korumaya devam ediyor.
İdil’i, yaya can güvenliği tedbiri almayan bir kamu kuruluşunun çalışmasında kullandığı hafriyat kamyonuyla kaybettik. Bugün özellikle deprem bölgesinde enkaz kaldırma ve yeniden inşa sürecinde kullanılan binlerce hafriyat kamyonu halkın can güvenliğini aynı şekilde tehdit ediyor.
Adil yargılanma hakkı ortadan kaldırıldığı için başlattığımız hukuk mücadelesi sürüyor. Haksız oldukları belgelenen güçlülerin haksız oldukları için hesap verecekleri bir ülke düşümüzü bizden alamayacaklar.”