Resmi temaslar için Avusturya’nın başkenti Viyana’da olan Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilen Türkiye Raporu’nu değerlendirdi. Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri'nin yazdığı raporu eleştiren Bozkır, "AP raporu her yıl çıkar. Aslında bu komisyonun aday ülkeler ve Türkiye ile ilgili yayınladığı raporlarla ilgili AP’nin görüşünü yansıtır. AB Komisyonu’nun ilerleme raporlarında olmayan unsurların buraya girmesi tabiatıyla doğru olmaz. Geçtiğimiz yıl, eğer Parlamento’nun Türkiye raporunda bizim kabul edemeyeceğimiz unsurlar olursa bu raporu geçersiz addedeceğimizi, geri göndereceğimizi belirtmiştik” diye konuştu.
Türkiye’nin hassasiyetle yaklaştığı belli konular olduğunu vurgulayan Bozkır, "Birincisi, 1915 olaylarının sözde soykırım olarak yanlış şekilde değerlendirildiği bir ifadenin girmesi. İkincisi; PKK terör örgütünün AB terör örgütleri listesinden çıkarılma talebi. Üçüncüsü de Türkiye’nin müzakere sürecinin yavaşlatılması, askıya alınması, Türkiye’ye üye olması için sağlanan fonların kesintiye uğraması gibi bir tavsiyenin bu raporda yer alması bizim kabul edemeyeceğimiz 3 unsur” dedi.
Geçen yılki raporda 1915 olayları için “soykırım” nitelendirmesinin “ne yazık ki” yapıldığını, bununla beraber sunulan diğer iki unsurun reddedildiğini dile getiren Bozkır, yine de soykırım nitelemesi nedeniyle raporu yok hükmünde kabul ettiklerini ve bunu Brüksel’deki AB Daimi Temsilcisi aracılığıyla iade ettiklerini söyledi.
"Soykırım" tepkisi
Bakan Bozkır, geçen yıl yine Piri imzalı çıkan ve Türkiye’nin tepkisini çeken raporun, bu yılki versiyonunda da yine 1915 olaylarından “soykırım” olarak bahsedildiğine dâir bilgilerin geldiğinin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:
"Maalesef bu seneki raporun şu anki taslağında, yine 1915 olaylarını sözde soykırım olarak gören ifade yer alıyor. Ancak, tabii öğleden sonra oylaması yapılacak. Ümit ediyoruz ki, AP’deki aklı selim sahibi, Türkiye ile dostluğa önem veren ve bunun anlamsız olduğunu düşünen parlamenterler bunu reddedeceklerdir. Ve o zaman, raporun içinde birçok tenkit olmasına rağmen bunlarla ilgili olarak görüşürüz, yanlış bulduklarımızı izah ederiz, doğru bulduklarımızı yararlı tenkit olarak alır ve bu belgeyle önümüzdeki dönemde çalışırız. Ama bu üç unsur varsa bizim tarafımızdan geçersiz olacak. Merakla bekliyoruz. Ümidimiz de bu oylamada reddi yönünde bir karar çıkması."
"İade edeceğiz"
AP raporlarının hiçbir bağlayıcı tarafı olmadığına işaret eden Bozkır, şöyle devam etti:
"Rapor olarak çıkar. Maalesef AP’nin yapısında bütün AB ülkelerinde parlamento seçimlerinde seçilmiş milletvekilleri geliyorlar oraya ve ülkelerinin pozisyonlarından ziyade mevcut politikaları çerçevesinde hareket ediyorlar. Dolayısıyla ülkelerle olan ilişkilerimizin üzerinden giderek, bu AP’deki parlamenterleri etkileme imkanımız pek fazla olmuyor ama parlamento başkanı Martin Schulz olsun, Manfred Weber olsun, bütün sosyalist gruplarla bir senedir görüşüyoruz. Raportör Kati Piri ile defalarca bir araya geldik. Maalesef şu ana kadar bu derdimizi anlatamadık. Bu şekilde yürürlüğe girerse bu raporu iade edeceğiz."
Raporda neler var?
Son dönemin en sert ifadelerini içeren raporda büyük ölçüde; Türkiye'de ifade ve medya özgürlüğü, Kürt sorunu, Güneydoğu’daki gelişmeler, Türkiye ile AB arasaında sığınmacılar konusunda varılan anlaşma ve Kıbrıs sorunu işleniyor.
Türkiye'de “demokrasi ve hukuk devletinin gerilediğine” işaret edilip, medya özgürlüğü alanında yaşanan gelişmeler “kaygı verici” diye tanımlanıyor. Türkiye’de yolsuzlukla mücadeleye öncelik verilmesi, terörle mücadele alanındaki yasal mevzuatın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla uyumlu hâle getirilmesi talep ediliyor.
Güneydoğu’daki gelişmelerin “kaygı verici” olarak değerlendirildiği raporda, Türkiye'nin terörle mücadele hakkının meşru olduğu belirtilmekle birlikte, bu mücadelenin insan hakları ve hukuk devletine saygı çerçevesinde yapılması ve orantılı olması gerektiği ifade ediliyor.
PKK'nın AB'nin terör örgütleri listesinde olduğu belirtilip, yeniden şiddete başvurması da kınanıyor. PKK’ya “silah bırakma, terörist taktiklerden vazgeçme ve taleplerini ifade etmek için barışçıl ve yasal yolları kullanma” çağrısında bulunuluyor.
Yargı bağımsızlığı, insan haklarına saygı gibi konularda Kopenhag kriterlerinden uzaklaştığı da belirtiliyor.
Akademisyenlerin tutuklanması ve kadına şiddet gibi güncel konularda raporda yer alıyor.
"İade edileceğine dâir endişemiz yok"
Avrupalı milletvekilleri tarafından perşembe günü oylanacak ve nihai halini alacak olan 2015 Türkiye İlerleme Raporu öncesi AP'nin Strazburg'daki binasında basın konferansı düzenleyen AP Türkiye Raportörü Kati Piri, raporun taslak halini tanıtarak gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Rapor taslağının başlangıcında atıfta bulunan belgeler arasında AP’nin 15 Nisan 2015'te kabul edilen 1915 olaylarının yüzüncü yılıyla ilgili kararının da yer almasının teknik bir ayrıntı olduğunu dile getiren Piri, kararın üyelik sürecinden bağımsız olduğunu vurguladı.
Kararla veya 1915 olaylarıyla ilgili raporda herhangi bir yorum yapılmadığına dikkat çeken Piri, "İlerleme raporunda Ermeni meselesiyle ilgili karara atıfta bulunulması Türkiye'nin üyelik süreciyle bir alâkası yok, raporun kendisinde de buna yönelik bir ifade yer almıyor. Her ilerleme raporunda, aday ülkeye yönelik Parlamento'nun kabul ettiği tüm kararlar yer alır, Ermeni meselesi kararının yer alması da bu açıdan mantıklı" diye konuştu.
Türkiye'nin geçtiğimiz yılki ilerleme raporunun AP'ye iade etmesinin ardından bu yıl benzer bir durumun yaşanmasından endişe duymadıklarını belirten Piri, aksine Türkiye ile ilişkileri iyileştirmeyi umduklarını söyledi. Piri, "Raporun iade edileceğine dâir endişemiz yok. Endişeden ziyade son aylarda Türkiye ile bozulan ilişkilerimizin düzelmesini ümit ediyoruz. Aramızda görüş farklılıkları olabilir ama demokratik yollarla seçilmiş Türk hükümetinin yine demokratik yollarla seçilmiş Parlamento'yu ciddiye alacağını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Avrupa Birliği (AB) Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini tarafından AP'nin sığınmacı kriziyle ilgili görüşmelere çağrıldığının hatırlatılması üzerine, Piri, Mogherini'nin konumu gereği ihtiyaç görmesi halinde aday ülke bakanlarını AP toplantılarına çağırma hakkı olduğunu belirtti.
Türkiye ile ilişkilerin zayıflatılmasına yönelik taleplere karşı çıktığını ifade eden Piri, "Türkiye'deki bazı iç meselelere karşı endişemizin olması Türkiye'nin bizim için çok önemli bir ülke olduğu gerçeğini unutturmamalı" yorumunu yaptı.
Piri, "AB ve Türkiye'nin birbirine ne kadar muhtaç olduklarını görmek için sığınmacı krizini beklemiş olmamız çok talihsiz" diye de ekledi.
"Vizelerin kalkmasının hazirana yetişeceğini düşünmüyorum"
AB ile Türkiye arasında varılan sığınmacı mutabakatı kapsamında Türkiye'ye uygulanan vizelerin kaldırılmasıyla iligili de değerlendirme yapan Piri, AP'nin bu yönde isteği olmasına karşın tüm yasal sürecin önümüzdeki yaza kadar yetişemeyebileceğini söyledi.
AB Konseyi'nin haziran ortasına kadar vizeleri kaldırmasına yönelik tavsiyesinin farkında olduğunu belirten Piri, "Son iki yılda Türkiye gözle görülür bir ilerleme katetti fakat vizeler kaldırılmadan önce halledilmesi gereken teknik meseleler var, haziran ayına yetişeceğini düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA,