CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, önceki gün (11 Nisan) görülen “Başsavcı’yı tehdit” davasının ilk duruşmasının arasında gazetecilerle sohbet ederken, cezaevinde okuduğu kitaplar arasında Nutuk ve Nazım Hikmet’in bütün şiirleri ile birlikte Muhammed Esed’in Kuran’ı Kerim mealini de saymıştı.
Muhammed Esed, İslami çevrelerde çok iyi bilinen, yazdığı mealle modern ve eğitimli kesimlerde okunan bir isim. 1964 yılında Fas’ta tamamladığı İngilizce meali Kuran’ın Mesajı, 1996 yılında şair ve Serbestiyet yazarı Cahit Koytak il eski TMSF Başkanı Ahmet Ertürk tarafından Türkçe’ye çevrildi. Esed’in hayatını anlattığı “Mekke’ye Giden Yol” adlı bir kitabı daha Türkiye’de popüler olmuştu.
Haham torunu
Muhammed Esed, bugünkü Ukrayna’nın, o tarihte Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Lvov şehrinde Yahudi bir ailenin çocuğu olarak “Leopold Weiss” adıyla 1900 yılında dünyaya geldi.
Leopold’un dedesi tanınmış bir haham olan Benjamin Weiss’ti.

Esed’in dedesi Haham Benjamin Weiss.
I. Dünya Savaşı’nda savaşmak için evden kaçtı
1914 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun veliahdının bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi üzerine başlayan I. Dünya Savaşı’nda ülkesi Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun ordusuna katılmak için 14 yaşında evden kaçan Leopold, hukuk profesörü olan babasının orduya gerçek yaşını bildirmesi üzerine orduya alınmadı.

Esed’in gençliği.
Gazetecilik yılları ve Gorki’yle röportaj
1918-1920 yılları arasında Viyana Üniversitesi’nde sanat tarihi ve felsefe okudu. Prag ve Berlin’de entelektüel çevrelerle tanıştı, bir süre sinema ve tiyatro ile ilgilendi.
20 yaşındayken Viyana’dan ayrıldı, Berlin’e yerleşti. Avrupa’nın en seçkin gazetelerinden biri olan Frankfurter Zeitung’un Yakın ve Uzak Doğu’daki dış muhabiri oldu. Gazetecilik kariyeri onu Filistin, Mısır, Suriye, Irak, İran, Ürdün, Suudi Arabistan ve Afganistan’a götürdü.
Maksim Gorky’nin, Rusya’daki yoksulluğa destek için yardım toplamaya Berlin’e gelen eşi ile yaptığı röportaj ilgi gördü. Bu röportaj muhabirlik kariyeri için bir ivme yaratsa da o başka bir yolu tercih etti.

Maksim Gorki.
Kudüs seyahati ve Siyonizm’le tanışması
22 yaşındayken Kudüs’te yaşayan dayısından bir davet alınca ani bir kararla Kudüs’e gitti.
Kudüs’te dayısının yanında kalırken Siyonist Eylem Komitesi ile temasa geçti ve dayısı ile arkadaşlarının Arapları küçümsemesi nedeniyle geri çekildi.
Esed, “Mekke’ye Giden Yol” adlı kitabında şöyle yazıyor:
“Ben de Yahudi kökenli olmama rağmen, başlangıçtan itibaren buna güçlü bir itirazda bulundum. Siyonizm… Büyük bir yabancı güç tarafından desteklenen göçmenlerin, Filistin’de çoğunluk elde etme niyetiyle yurt dışından gelmelerini ve böylece ülkelerinde yaşayan insanları mülksüzleştirmelerini ahlaka aykırı buldum.
Bu tavrım o aylarda temasa geçtiğim neredeyse tüm Yahudilerin anlayışlarının ötesindeydi. Araplarda ne gördüğümü anlayamadılar. Arapların ne düşündüğüyle zerre kadar ilgilenmiyorlardı; neredeyse hiçbiri Arapça öğrenme zahmetine girmedi ve herkes Filistin’in Yahudilerin haklı mirası olduğu görüşünü sorgusuz sualsiz kabul etti.”

Esed Filistin’de, 1920’lerin başı.
Hindistan’a ve İslam’a “seyahat”
1926 yılında Hindistan’a yaptığı bir yolculuk sırasında İslam’la tanıştı.
Leopold Weiss, bir yandan çalışmalarına devam ederken eşi Elsa ile 1927 yılında yeniden döndüğü Berlin’de Müslüman oldu ve adını Muhammed Esed olarak değiştirdi.

Muhammed Esed ve eşi.
Esed, 1932 yılında Arabistan çöllerinde yaptığı yolculukları; Pamir yaylalarından Libya çöllerine, oradan İstanbul’a kadar yaptığı gezileri ve yaşadığı büyük değişimi anlattığı “Mekke’ye Giden Yol” adlı otobiyografisini kaleme aldı.
Kitap, sadece bir seyahatname değil, aynı zamanda İslam’a olan yolculuğunun detaylı bir anlatısıydı.

Esed, Suudi Arabistan’da bedevilerle.
Muhammed İkbal’le dostluğu ve bağımsız Pakistan
İkinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde Esed Hindistan’daydı ve burada ayrı bir Pakistan fikrinin manevi babası olan Muhammed İkbal ile arkadaş oldu.
İkbal, Esed’i Doğu Türkistan, Çin ve Endonezya’ya seyahat etme planlarından vazgeçirmeye ve “gelecekteki İslam devletinin entelektüel öncüllerinin aydınlatılmasına yardımcı olmaya” ikna etti.

Muhammed İkbal.
Bağımsız Pakistan’ın kurulmasında rol alan Esed, devletin politik organizasyonunun dayanacağı temel ilkeleri araştıran “İslâmî Tecdit Kurumu’na” üye seçildi. Sonra Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Bölümü Başkanlığı’na getirildi.
Muhammed Esed, aynı zamanda Pakistan’ın ilk Birleşmiş Milletler temsilcisiydi.

Muhammed Esed, BM’deki Pakistan Misyonu’nda.
Babası ve kardeşi Nazi toplama kampında öldü
Esed, babası ve kız kardeşinin bir Nazi toplama kampında öldüğünü ancak 1940’ların sonunda öğrendi.
Kuran’ın İngilizce tercümesi
1950’lerin ortasında Pakistan BM misyonundan istifa ettikten sonra, Esed farklı ülkelerde yaşamaya devam etti, Fas ve İspanya’da yaşadı.
Üniversitelerde ve konferanslarda konuşmalar yapmaya devam etti. Bu sırada Kuran’ın İngilizce tercümesi üzerinde çalıştı.

Muhammed Esed, bir konferanst konuşuyor.
Esed, ‘çağdaş Batılı okuyucunun zihnine Kur’an’ı yaklaştırması’ yönüyle ön plana çıkan “Kur’an Mesajı” adlı meali 1980’ de yayımladı.
Pakistanlı İslam alimi Muzaffer İkbal, Esed’in meali hakkında “Onun çevirisini kabul eden tek bir alim tanımıyorum. Sorun, Kuran’ın mesajıyla hesaplaşmaya çalışan ve Kuran’ın doğaüstü yönlerini kavrayamayan ve onları rasyonelleştiren bir Avrupalı zihnidir.” dedi
23 Şubat 1992’de Granada, İspanya’da vefat eden Muhammed Esed, eserleriyle hem Batı dünyasında hem de İslam dünyasında derin izler bıraktı.

Muhammed Esed’in mezarı. Granada, İspanya.
Esed’in görüşleri
Esed, İslam’ın geleneksel yorumundan farklı olarak reformist bir bakış açısına sahip olduğu söylenebilir. Özellikle hadisler, mucizeler, kadın hakları, başörtüsü, savaş gibi konularda geleneğinkinden farklı bir İslam yorumu ortaya koydu. Bununla birlikte, Esed’in bu reformcu sayılabilecek görüşleri, özellikle mealini yayımladığı 80’lerde, İslam’ın geleneksel yorumunu benimseyen kesimler tarafından sert bir şekilde eleştirildi.