İYİ Parti İBB Başkan Adayı Buğra Kavuncu, Topkapı Double Tree Hilton’da gazetecilerle bir araya geldi.
Kavuncu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu dönemiyle ilgili şunları söyledi:
“’İstanbul’a çivi bile çakılmadı’ demem ama ‘İstanbul çağ atladı’ da demem. Metro Fatihi gibi sözler abartılı. Yapılan güzel işleri söyleyeceğiz ama ‘İstanbul çağ atladı’ diyebilmek için trafikte Avrupa ülkelerinden daha fazla zaman geçirip geçirmediğime bakarım. İyi yapılan işler var, kötü yapılan işler var. Barınma ve ulaşım İBB’nin başarısız olduğu alanlar.”
“İstanbul iki kutup arasında sıkıştı. Bir şehirde U ve M metro diye iki metro adı dünyanın neresinde var? Seçilirsem parti rozetimi çıkarırım, Türk bayrağı rozetimi takarım, Cumhurbaşkanımızla da, bakanlarımızla da uyumlu çalışırım. 600 bin konutun yenilenmesi iki taraf olmadan yapılamaz yoksa.”
“Düzensiz göçle gelenlerin aslında nihai hedefi Avrupa”
“Hükümetin yarattığı düzensiz göç sıkıntısını eleştirmek ayrı bir konu, savaştan kaçarak ülkemize gelmiş insanları aşağılamak ve onlara karşı nefret dili oluşturmak apayrı bir konu. İkinciyi reddediyoruz. Bu nefret dili bizim medeniyetimize de, inancımıza da, ideolojimize sığmaz. Ailesi, annesi, çocukları olan insanlar bahsediyorsunuz. İki yıl önce Ankara Altındağ’da olan olaylarda da teşkilatlarımızı bu tip hareketlerle ilgili dikkatli olmaya, insani hassasiyetleri gözetmeye çağırmıştık.
Düzensiz göçle gelenlerin aslında nihai hedefi Avrupa. Avrupa sınırları açsa büyük çoğunluğu oraya gider. Bizim parti olarak hazırladığımız göç doktrinimiz var. AB üyesi başkonsoloslara yönelik düzenlediğimiz toplantıda, Avrupa ülkelerinin nüfus yoğunluğu ve gayrisafi milli hasılasına göre belli oranda bu göçmenleri alması önerimizi anlatmıştım. ‘Burada dil de öğreterek Almanya’ya, Fransa’ya, İtalya’ya yollayalım. Bize daha kolay intibak edebilecek olanları da burada tutarız. O daha da makul bir oran olur’ dedik. Yani bırakın 10 milyonu 300 bin Almanya’ya yollayalım dediğimizde bile kafaları tavana değdi. Suriye’deki savaşın sebebi Rusya, AB ülkeleri vb. ama bütün yükü çeken maalesef Türkiye oldu.”
“Daha önce bize yer veren muhalif basın lal olmuş durumda”
“Daha önce bize yer veren muhalif basın bize lal olmuş durumda. Bizi görmüyor, duymuyor. Onu geçtim bazen de negatife alıyorlar. Bir gün yanımızda geziyor, olumsuz bir haber yakaladı mı hemen ‘Kavuncu’ya İstanbul sokaklarında tepki’ diye onu yapıyor. Kavuncu’ya İstanbul sokaklarında tek bir yerde tepki oldu.
Hangi rakip adaya daha çok yüklenecek diye bakanlar oluyor. Ben İBB adayıyım. Benim en çok eleştireceğim rakibim haliyle mevcut İBB Başkanı olacak. Ama diğer adayların vaatlerini de zaman zaman eleştireceğim. Belki buradaki dengeli tavrımız da şaşırtıyor. Sadece bir tarafa yükleniyor olsak bazı medya kanalları bize karşı pozisyonunu ona göre alabilir. Ama biz muhalif bir partiyiz. Bizim ‘hür ve müstakil’ kararımız bu gerçeği değiştirmiyor. Bu bizim önceden muhalif olarak görünen medyada daha fazla yer almamıza sebebiyet verirken şimdi oradan kopmuş olmamız oradaki görünürlüğümüzü de azalttı.
İktidar yanlısı kanallardan ise bize herhangi bir davet gelmedi. Çifte ambargo var. Hiç çizgisini bozmayan tarafsız kalmaya çalışan bazı haber kanalları var. Onlar aynı çizgisinde devam ediyorlar. Allah onlardan razı olsun.”
“ODTÜ İktisat mezunu kardeşim Merkez Bankası’na alınmadı”
“90’larda da başka bir vesayet vardı. Kardeşim bu yüzden Merkez Bankası’na giremedi. Müfettişler eve geldiler, güvenlik soruşturması için. Evde kitaplıktaki kitaplara baktılar. Tabii biz milliyetçi muhafazakar bir aileyiz. Babam Büyük Birlik Partisi’nde genel başkan yardımcılığı yaptı. Kitapları görünce ODTÜ İktisat mezunu kardeşimi Merkez Bankası’na almadılar.”