Ana SayfaHaberlerRusya-Türkiye ilişkileri ‘stratejik derinlik’ hattına mı girdi?

Rusya-Türkiye ilişkileri ‘stratejik derinlik’ hattına mı girdi?

S-400’lerin ikinci paketi, (yeni nesil) savaş uçakları, uçak motoru, gemi ve denizaltı yapımı projeleri… Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Rusya’yla girildiği açıklanan yeni savunma sanayi işbirliği adımlarının, Batı’da Türkiye’nin ‘stratejik kimliği’yle ilgili yeni bir tartışmayı başlatabileceğini yazdı. Ergin’in, “Sarkaç ABD ile Rusya arasında kuzey komşumuza doğru mu kayıyor?” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle…

(…)

Erdoğan’ın son iki hafta zarfında attığı en kritik adımlardan biri, Soçi’den dönerken Rusya ile savunma sanayii alanındaki işbirliğinin derinleştirilmesi hedefinden söz etmesi olmuştur. Cumhurbaşkanı, bu çerçevede alımı tamamlanan S-400 hava savunma sistemlerine ek olarak bir dizi yeni işbirliği alanı sıralamıştır. Bunlar arasında S-400’lerin ikinci paketi, (yeni nesil) savaş uçakları, uçak motoru, gemi ve denizaltı yapımı gibi projeler yer alıyor.

Bu açıklamanın özellikle Amerikan sistemi ve aynı zamanda NATO içinde şok dalgalarına yol açtığını tahmin etmek hiç güç değildir. S-400’lerin 2019 Temmuz ayında Türkiye’ye gelmesinin ne kadar büyük bir sarsıntıyı tetiklediği hatırlandığında, Rusya ile askeri işbirliğinin yeni projelerle genişlemesinin davet edeceği bir dizi sonuç olacaktır. Bu projelerin sözde kalmayıp gerçekleşmesi yolunda fiili adımlar atıldığı takdirde, ABD ile ilişkilerin daha da sert bir türbülansa girmesi kaçınılmazdır.

Bunun nedeni, ABD’de yürürlükte olan “Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası”dır. Kısaca CAATSA diye adlandırılan bu yasa çerçevesinde, ABD Yönetimi, Rusya’dan silah ve askeri malzeme alan ülkelere karşı muhtelif yaptırımları devreye sokmakla yükümlü. Türkiye’ye de söz konusu yasa çerçevesinde Rusya’dan S-400 aldığı için geçen aralık ayından bu yana yaptırım uygulanıyor. Ayrıca, Türkiye aynı nedenle ABD ile yürütülen F-35 savaş uçağı ortak yapım projesinden de çıkartılmış bulunuyor.

Buradaki muhtemel bir sorun, yeni yaptırımların yanı sıra, bir NATO ülkesi olarak ittifakın ana tehdit olarak kabul ettiği Rusya ile askeri işbirliğini derinleştirmesinin, Türkiye’nin stratejik kimliği üzerinde Batı’da zaten sürmekte tartışmayı kuvvetlendirecek, bu konudaki soru işaretlerini daha da artıracak olmasıdır.

RUSYA İLE DAHA YAKIN BİR GELECEK TASAVVURU

Bu arada, Erdoğan ile Putin arasında askeri işbirliğine dönük projelerin yanı sıra uzaya roket fırlatma platformlarından yeni nükleer santrallere kadar kapsamlı işbirliği projelerinin gündeme gelmiş olması daha az önemli değildir.

Aslında Erdoğan’ın çarşamba günkü açıklamaları bir bütün olarak, Rusya ile geleceğe dönük çok yakın bir işbirliği tasavvurunu yansıtıyor.

Bir an için Cumhurbaşkanı’nın söz ettiği askeri işbirliği projelerinin hepsinin gündemden düştüğünü varsayalım. Bu muhtemel senaryoda, savunma sektörünün dışında şekillenecek yeni işbirliği alanları da her halükârda Rusya ile işbirliğinde hatırı sayılır bir yoğunlaşmayı beraberinde getirecektir. Rusya’nın doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyan boru hattı, yapımı sürmekte olan Akkuyu nükleer reaktörü gibi projelere yenilerinin eklenmesi Moskova ile Ankara’yı daha da yakınlaştıracaktır.

RUSYA İLE İLİŞKİLER ZEMİN KAZANIYOR

Sonuçta hem ABD hem de AB ile ilişkilerinde süreklilik içinde birbirini izleyen krizler yaşarken, Türkiye’nin Rusya ile ilişkileri, birçok kritik sorunun varlığına rağmen, göreceli olarak daha dengeli bir zeminde istikrarlı bir çizgide yürüyor. İdlib’deki görüş ayrılıkları, Libya ve Ukrayna gibi bölgesel konulardaki anlaşmazlıklar, iki ülke ilişkilerine hâkim olan bu ana yönelişi çok fazla etkilemiyor.

Kuşkusuz, ekonomik getirisi olan yeni projelerin hayata geçirilmesi, Türkiye’nin kendisiyle askeri, siyasi alanlarda daha yakın bir işbirliğine girmesi, Rusya’nın kendi çıkarları bağlamında olumlu karşılayacağı bir durumdur.

Ayrıca, NATO içinde çatlakların ortaya çıkması, ABD ile Avrupa arasındaki Transatlantik bağların gevşemesi, her zaman Putin açısından önemli bir stratejik hedef olmuştur. S-400 alımı nedeniyle ABD ile Türkiye arasında sürmekte olan gerginliği, ilişkilerin kilitlenmiş halini, Putin’in Kremlin’den memnuniyet içinde izlediğini düşünebiliriz. Rusya lideri, niyeti ciddi bulması halinde, Türkiye ile savunma alanında işbirliğini ilerletmeye herhalde olumlu yaklaşacaktır.

Mevcut yönelişlerle birlikte, sarkacın devinimi içinde Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin aşama aşama zemin kazanmakta oluşu yadsınamayacak bir olgudur. Batı dünyasının bu yönelişe nasıl bir karşılık vereceği de kritik bir sorudur.

Sedat Ergin’in yazısının tümü için:

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/sarkac-abd-ile-rusya-arasinda-kuzey-komsumuza-dogru-mu-kayiyor-41908074

- Advertisment -