Ağa Mıgırdiç Sanasaryan tarafından 1901’de Ermeni milletinin fakir çocuklarının eğitim ve öğretim masraflarının karşılanması gayesiyle kurulan Sanasaryan Vakfı’na ait Sirkeci’deki Sanasaryan Han’a, 1930’da İstanbul İl Özel İdaresi tarafından el kondu. Han, 1952’de de İl Özel İdaresi adına tescil edildi.
Türkiye Ermenileri Patrikliği, tescilin iptali talebiyle dava açmış, ancak dava reddedilmişti.
Bunun üzerine Türkiye Ermeni Patrikliği dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyarak bireysel başvuruda bulundu. Başvuruda, vakfın Ermeni çocuklarının eğitim ve öğretim ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kurulduğu ve tek mütevellisinin Patriklik olduğu kaydedildi. Başvuruda, İl Özel İdaresi adına 1952’de yapılan tescilin herhangi bir mahkeme kararına dayanmaması sebebiyle yolsuz tescil hükmünde olduğu savunuldu.
İddiaya karşı bakanlık görüşünde, Sanasaryan Han’a ilişkin başvurunun zaman bakımından Anayasa Mahkemesi’nin yetkisinin kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
Anayasa Mahkemesi, açıklanan gerekçede, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna, anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ve kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine oy birliğiyle karar verdi.
Vakfın devlete devri ile ilgili süreçte yeniden yargılamaya gidilecek.
Önceki dava sürecinde mahkemece Sanasaryan Vakfı’nın artık mazbut vakıf olduğu kararı verilmişti. Patrikhane ise Sanasaryan Vakfı’nın temsilcisinin Ermeni Patrikliği olduğunu belirtmiş, bu durumda vakfın mazbut sayılamayacağını vurgulamıştı.
Ne olmuştu?
Türkiye Ermenileri Patrikhanesi, 2011’de Sanasaryan Han’la ilgili bir hukuk mücadelesi başlattı. Aynı yıl mülke el konmasına neden olan tapu işlemlerinin iptal edilmesi için İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldı. Mahkeme, 3 Temmuz 2014’te davayı önce kabul etti, ama ardından yetki alanında olmadığı gerekçesiyle reddetti. Davanın reddedilmesinin ardından Patrikhane, Yargıtay’a başvurdu. Hukuki süreç devam ederken, Vakıflar Genel Müdürlüğü, mahkeme kararlarını beklemeden ihaleye çıktı ve han 20 yıllığına kiraya verildi.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi ise 13 Aralık 2017’de hanın cemaat vakfı niteliği taşıdığını belirten gerekçeli kararını açıkladı, ancak daha sonra tam tersi yönde karar verdi.