Ana SayfaÖZEL HABERSERBEST ZAMANLAR | Zeytinli Rock Festivali'nin yasaklandığı günlerde, Üsküdar sahilindeki festivalde...

SERBEST ZAMANLAR | Zeytinli Rock Festivali’nin yasaklandığı günlerde, Üsküdar sahilindeki festivalde eğlenen binlerce genç…

Balıkesir’deki Burhaniye Kaymakamı’nın Zeytinli Rock Festivali’ni “kamu güvenliği” gerekçesiyle yasakladığı gün, Üsküdar’daki Harem Meydanı’nda AK Partili Üsküdar Belediyesi tarafından binlerce kişinin katılımı ile gençlik festivali düzenleniyordu. Ceza ve Derya Uluğ’un sahne aldığı festivalde semaverleri, termosları ve sandalyelerini alıp gelmiş ailelerle, ellerinde biralar olan gençler birlikte eğlendi. Peki Türkiye gerçekten de ‘Eğlencenin yasaklandığı’ bir ülke mi oluyor? Aynı anda yasaklanan ve izin verilen festivaller ne anlama geliyor?

Üsküdar’da, Harem meydanındayım. Türkiye’de rap müziğinin bir numaralı ismi, Ceza’nın (Bilgin Özçalkan) konseri var. Konser, AK Partili Üsküdar Belediyesi tarafından düzenlenen Üsküdar Gençlik Festivali kapsamında gerçekleşiyor.

Ceza’dan önce sahneye Türk popunun önde gelen isimlerinden Derya Uluğ çıkıyor. Meydan tıka basa dolu, meydanda ayırılan bölümün dışında binlerce kişi alana girmek için sırada bekliyor.

Harem’den Selimiye’ye çıkan yokuşta ise bir zamanlar İnönü Stadyumu’ndaki ‘beleştepe’yi andıran bir manzara var. Sandalyesini alıp gelenler bu yokuşa yerleşmiş. Kimileri aileleriyle gelmiş, kimi arkadaşlarıyla. Kiminin ellerinde biralar var, kimi yanında semaver getirmiş çay demliyor.

Kendisi de bir Üsküdarlı olan Ceza’nın sahneye çıkması ile birlikte hem alandaki hem de alan dışına taşan binlerce kişinin coşkusu tavan yapıyor.

Bu anı yaşarken, birkaç gün önce yıllardır Balıkesir’de düzenlenen Zeytinli Rock Festivali’nin bu yıl kaymakamlık tarafından iptal edilmesini ve sonrasında gelen tepkileri düşünüyorum.

Malum Zeytinli Rock Festivali bu yıl, Burhaniye Kaymakamı’nın  “kamu güvenliği ve sağlığı, toplumun huzuru, çevrenin korunması amacıyla” imzaladığı karar ile yasaklandı.

Festivalin yasaklanmasının ardından birçok sanatçı ve grup yasak kararına karşı açıklamalar yaptı.

O tepkilerden bazıları şu şekilde:

Mor ve Ötesi: Bu yaz, yasakçılığın son yazıdır

“bu ülkenin fikri hür vicdanı hür gençleri, dünyadaki bütün akranlarının sahip olduğu her şeye fazlasıyla layıktır.

bu yaz, yasakçılığın son yazıdır.

birlikte şarkılar söyleye söyleye bu deli gömleğini yırtıp atacağız.

müzik yasaklanamaz.”

Gripin: Festivallerin yasaklanması kabul edilemez

“Her ne kadar dahil olmasak da müziği, güzel duyguları, hayatı kapsayan festivallerin yasaklanması, iptal edilmesi kabul edilemez.”

Moğollar: “Daha yüksek sesle: Bİ’ ŞEY YAPMALI!”

“Engellenmeye çalışılan bir festival değil, memleket gençliğinin özgürlüğü ve tercih hakkıdır. O zaman bugün daha yüksek sesle; Bİ’ ŞEY YAPMALI!”

Ufuk Beydemir: Çevrenin korunması…

“Aynı ülkede, aynı sırada ‘çevrenin korunması’ amacıyla müzik festivalinin iptal edildiği söyleniyor.”

Gökhan Özoğuz: Yasaklanma sebebi belli

“Toplumun huzurunu kaçıran tüm unsurlara, düzenbazlıklara, haksızlıklara karşı birlik olan gençlerin festivalidir. Zeytinli Rock Festivali’nin yasaklanma çabalarının sebebi bellidir.”

Redd: Zihniyetiniz son bulduğunda daha büyük festivaller yapacağız

“Müziğe uygulanan tüm yasakları, gericiliği, bağnazlığı, sığındığı çapsız bahaneleri, büründüğü takiyeciliği her daim Reddettik! ve devam edeceğiz. 20 yıldır gençliğimize gölge etmiş, bu ‘kötü, vasat’ zihniyet yakında son bulacak. O gün daha büyük festivaller yapacağız.”

Görüldüğü üzere tepkilerin ortak vurgusu Türkiye’nin festival ve eğlenceleri yasaklayan bir ülke olduğu düşüncesinden yola çıkıyordu.

Bu düşüncenin tek sebebi bu festivalin iptali değildi elbette. Yıl içerisinde birbirini takip eden bir dizi konser ve festivalin iptaliydi.

Aynur Doğan’ın Kocaeli’de, Melek Mosso’nun Isparta’da, Apolas Lermi’nin Trabzon’da, Mem Ararat’ın Bursa’da, Niyazi Koyuncu’nun Pendik’te alacağı sahnelerin iptalleri ve Eskişehir’de düzenlenen Anadolu Fest’in, Dersim’de düzenlenen Munzur Festivali’nin yasaklanması akla gelen ilk örnekler.

Fakat bir yandan bunları düşünüp eleştirilere hak verirken, bir yandan da AK Partili Üsküdar Belediyesi’nin düzenlediği festivalde eğlenen gençleri görmek kafa karıştırıcı.

Türkiye gerçekten de ‘Eğlencenin yasaklandığı’ bir ülke mi oluyor? Siyasi iktidar bu yönde adımlar mı atıyor?

Soruya evet demek için çok fazla sebep var fakat yine de evet demek kolay değil.

Zira hayır demek için de oldukça sebep var.

Örneğin 6 Ağustos’ta Serbestiyet’te Şenol Bali imzasıyla yayınlanan haber; İranlı turistlerin Van’a akın ettiğini, buradaki gece hayatını canlandırdığını ve eğlence mekanlarının sabahlara kadar hem Vanlılara hem İranlılara hizmet verdiğini anlatıyor.

Türkiye, koronavirüs pandemisinin ardından bu yıl belki de gelmiş geçmiş en yoğun konser ve festivaller takvimine sahip.

Türkiye’de eğlenmeyi yasakladığı iddia edilen iktidarın bir bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı  tarafından düzenlenen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali bu yazın en geniş çaplı festivaliydi örneğin.

28 Mayıs – 12 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen bu festivalde; konser, tiyatro, sergi, dinleti ve söyleşilerden oluşan 1.500’ü aşkın farklı etkinlik ücretsiz bir şekilde İstanbullularla buluştu.

Bu etkinlikler arasında iktidara muhalif görüşleri ile tanınan ya da yakın zamanda konserleri iptal edilen Melek Mosso, Yeni Türkü, Can Bonomo, Haluk Bilginer gibi isimlerin etkinliklerine de yer verilmesi dikkat çekiciydi.

İl ve ilçe belediyeleri; parti ayrımı olmaksızın festival ve konser düzenlemekte adeta birbiri ile yarışıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Yenikapı’da düzenlenen ve halen devam etmekte olan İstanbul Festivali’nde Gülşen’den Murda’ya, Linet’ten Volkan Konak’a, Murda’dan Yıldız Tilbe’ye kadar birçok sanatçı sahne aldı ve almaya devam ediyor.

İşin ilginç yanı, AK Partili belediyeler tarafından düzenlenen festivallerin bir kısmı muhafazakar camialardan tepki dahi çekiyor.

Yani iktidar partisi aynı günlerde bir kesim tarafından festival yasaklamakla suçlanırken, bir kesim tarafından ise festival düzenlemekle eleştiriliyor.

Muhafazakar kimliği ile bilinen ve valisinden ilçe belediyelerine kadar tamamen iktidar partisi tarafından yönetilen Kütahya ve Sakarya gibi şehirlerde de bu yaz düzenlenen gençlik festivalleri oldukça dikkat çekici.




Kütahya’da düzenlenen Gençlik Festivali.



Sakarya’da düzenlenen Müzik Festivali.

AK Parti Gençlik Kolları tarafından Adana’da düzenlenen gençlik festivalinde de Tuğçe Kandemir, Ece Mumay, Oğuzhan Koç ve Erdem Kınay sahne almış; Erdoğan stadyuma Duman’ın “Senden Daha Güzel” şarkısı eşliğinde giriş yapmıştı.

Öte yandan Måneskin, The White Buffolo, Arctic Monkeys, Danny Brilliant, LP, Cigarette After Sex bu yaz Türkiye’ye gelip konser veren dünyaca ünlü sanatçı ve gruplardan birkaçı.

Peki Türkiye hem konser ve festival yasakları sebebiyle hayat tarzına müdahale edilen bir ülke, hem de başta bizzat iktidar partisinin eliyle olmak üzere birçok festivalin düzenlendiği bir ülke olmayı nasıl başarıyor?

Bunun cevabı, hükümetin taşra teşkilatındaki görevli yöneticilerin basiretsizliği gibi gözüküyor.

Eskişehir, Isparta ve son olarak Balıkesir’de gördüğümüz üzere; şehirdeki kimi grupların baskıları sonucunda burada atanmış olarak görev yapan vali ve kaymakamlar çeşitli etkinlikleri yasaklayabiliyor.

Bu da, 2023 seçimlerine giderken gençlerin oyunu almak için Gençlik Festivali düzenleyip, burada Gezi protestolarının sembol grubu Duman’ın bir şarkısıyla sahneye gelebilecek kadar pragmatist bir siyasetçi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini zayıflatıyor…

- Advertisment -