Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun deprem bölgelerinde depremin ardından yağma olaylarının geliştiğine dair açıklamalarındaki zıtlık dün (10 Şubat) Serbestiyet dahil birçok farklı mecrada haber olmuştu.
Erdoğan ile Soylu’nun açıklamalarındaki makas, bugün yaptıkları açıklamalar ile daha da açıldı.
Erdoğan bugün (11 Şubat) yaptığı konuşmada yağma iddialarına OHAL üzerinden değinmeyi sürdürdü:
“Maalesef böyle kara günlerde bile milletimizi dolandırmaya teşebbüs edecek kadar insanlıktan nasibini almamış alçaklar çıkabiliyor. İşte olağanüstü hal ilan ettik. Parlamentomuzdan da bu geçti mi, geçti. Şimdi bu ne demektir; artık bu tür atılacak adımlarda, yağmalama veya kaçırma, bu tür işleri yapanlar devletin o güvenli elinin sırtlarında olduğunu bilmeleri lazım.”
Soylu ise bugün (11 Şubat) yaptığı açıklamada yağma iddialarının büyütüldüğü görüşünü tekrar etti:
“Türkiye’de olan 9 suça yönelik (evden hırsızlık, iş yerinden hırsızlık vs.) jandarma ve polis bölgesinde 416 olay meydana geldi depremin ilk gününden itibaren. Yani 6-11 Şubat tarihleri arasında. Peki dönelim, aynı bölgenin deprem olmadan önceki zamanına, yani 1-6 Şubat tarihlerine. Toplam 586 olay meydana gelmiş.
“Bu millet suçunu arttırmak için afetin oluşmasını mı bekledi? Bu millete bu kadar iftira atılır mı? İnsanları birbirine kışkırtmak için sosyal medyanın zehirli dili bu kadar kullanılır mı? Bu ayıp değil mi?
“Bütün dünyanın zamanların en büyük depremi olarak ifade ettiği bir zaman dilimi içerisinde, ‘Elime bir fırsat geçirdim, ben bunu hem ülkenin birlik ve beraberliği ortadan kaldırabilmek, hem siyaseten bundan bir sonuç alabilmek için kullanabilir miyim?’ diye düşünüyorlar. Canınız çıksın siyasetinizin.”