Son zamanlarda Türkiye’den dışarıya, özellikle Arap coğrafyasına yansıyan görüntüler hali hazırda ciddi anlamda hem yatırımların çekilmesine, tur iptallerine ve uluslararası öğrencilerin Türkiye’ye gelmekten vazgeçmelerine sebebiyet veriyor.
Eğer Türkiye’den dışarıya bu şiddet görüntüleri, Araplara yönelik saldırganlıklar, kötü davranışlar ve sosyal medyada paylaşılan o utanç verici görüntüler devam edecek olursa, bunun çok da uzun olmayan bir vadede Türkiye’nin bölgedeki yerini, konumunu ve Türkiye’nin ekonomisini ciddi anlamda çok daha fazla olumsuz etkileyeceğini öngörmek için kâhin olmaya gerek yok.
Türkiye’de ayrımcılıkla mücadele için yapılması gereken basit bir şey var: Hukukun işletilmesi, ayrımcılık yasağının herkese eşit olarak uygulanması; ırkçılara, ayrımcılara da uygulanması.
Ayrımcılığın üzerine gitmemek, yapılan haksızlıkların üzerini örtmek, örneğin bir belediye başkanının açıkça, kamu gücünü kullanarak yaptığı bir ayrımcılığı görmezden gelmek, hukukun işletilememesi ve böylece yapılan yanlışların, ayrımcılığın teskin edileceği beklentisi hiçbir zaman çözüm olmadı, olmayacak da.
Adaletsizliğe taviz çözüm getirmez; sadece daha fazla adaletsizlik için birilerinin el yükseltmesine sebep olur. Şu an Türkiye’den dışarıya yansıyan çok olumsuz bir görüntü var. Bu görüntü Türkiye’yi temsil etmiyor olabilir; bu görüntü Türkiye toplumunun çoğunluğunun onaylamadığı bir görüntü olabilir. Ama dışarıya yansıyan o.
Dünyada da Türkiye’nin Arap ve İslam coğrafyasıyla bağlantısını koparmaya çalışan, bunu isteyen bazı büyük devletler ve haber ajansları, çok muhtemeldir ki bunu bir fırsat olarak değerlendiriyor. Türkiye’deki bütün olumsuzluklar burada birilerinin “vatan, millet, istilaya karşı çıkıyoruz” diyerek yaptıkları bütün o hukuksuzluklar hızlı bir şekilde Arapçaya çevrilerek, diğer dillere çevrilerek, yaşadığımız coğrafyadaki tüm ülkelerle paylaşılıyor ve bu paylaşımlar Türkiye’nin tabiri caizse, elini kolunu kesen bir etki yapıyor.
Türkiye’nin ciddi anlamda iktisadi sıkıntılarla karşı karşıya bulunduğu ve bölgedeki varlığının ve etkisinin daha fazla olması için çaba sarf ettiği bir dönemde, Türkiye’den oralara yansıyan bu görüntülerin, bunu yapanların amacı ne olursa olsun, neye hizmet ettiğini net bir şekilde görmek gerekiyor. Bazı devletlerin bunu Türkiye içinden birilerine yaptırmasıyla o birilerinin bu hukuksuzluğu sözde “vatan-millet için” yapması arasında sonuçları bakımından hiçbir fark yok.
Sonuçta hizmet ettiği, sebebiyet verdiği şey, bu ülke için pek çok bakımdan, ekonomik, siyasi ve stratejik bakımdan ciddi bir kayıp anlamına geliyor.
Bunu bir an önce görmek gerekiyor. Bununla mücadelenin de en önemli yolu hukuku da işletmek. Yani insanların hayat, hürriyet, mülkiyet haklarını korumak, insanların ayrımcılığa uğramama hakkını korumak. Evrensel hukukun da Türkiye hukukunun da bir gereği olarak ayrımcılık yasağını işletmek.
Yapmamız gereken en önemli şey bu ve en öncelikli olan da bu.