Kamuoyu, 6 Şubat depremlerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘yaygın’, İçişleri Bakanı Soylu’nun ise ‘münferit’ dediği bazı hırsızlık olaylarına da tanıklık etti. Bu tür olaylarda, hukuki süreci işletmek yerine “hırsızların, yağmacıların cezalarını” sokakta ya da karakolda veren sivillere ve devlet görevlilerine de rastlandı. Böyle ‘cezalandırma’ girişimlerinin bir bölümünde de hırsızlık ya da yağmacılıkla hiçbir ilgisi olmayan insanlar zarar gördü. Bunlardan biri de Hatay’da yaşayan M.G. idi.
“Sosyal medyayı çok kullanamıyorduk. Yağmacılık olaylarından haberimiz yoktu’’
M.G., depremin dördüncü gününde, 10 Şubat’ta bir arkadaşıyla birlikte yakınlarını enkazdan çıkarmaya çalışırken yağmacı ve mülteci sanılarak darp edildi. M.G., yaşadıklarını Serbestiyet’e anlattı:
“Depremde evimiz kullanılmaz hale geldi, deprem aile içerisinde psikolojik sorunlara da sebep oldu. Şehir dışında olmamıza rağmen arada ‘Sallandık mı?’ diye birbirimize baktığımız da oluyor.
“Depremde halamı ve eniştemi kaybettim. Benimle darp edilen arkadaşım da yengesiyle kuzenini kaybetti. Zaten onları enkaz altından çıkarmaya çalıştığımız bölgede darp edildik.
“Aile dışında çok yakın arkadaşlarımızı da kaybettik.
“3-4 farklı yerde hiç sorgusuz sualsiz darp edildik. Benim üstümü aramadan vurmaya başladılar. Arkadaşımın da üstünü aramışlar. Üstünde sadece evden çıkarken yanına aldığı bir çorap çıktı. Buna rağmen darp etmeye devam ettiler.
“Sonrasında bizden özür dileyen olmadı, aksine argo kelimelerle ‘buradan uzaklaşın ve konuşmayın’ tarzı şeyler söylediler.
“Darp olaylarının artık yağmacılığı önlemek için değil de eğlence olsun diye yapıldığını düşünüyorum. Çünkü bir yağmacı ile bir depremzedeyi ayırt etmek çok zor olmamalı.
“Darp edenler arasında mülteci sananlar oldu bizi. Kimliğimiz olmasına rağmen hem de. O anlarda kafam gerçekten çok karıştı. Başta neden darp edildiğimizi anlamadım. Çünkü enkaz alanında çalıştığımızdan, şarjı idareli kullanmamız gerektiğinden ve tabii acımızdan dolayı sosyal medyayı çok kullanamıyorduk. O nedenle yağmacılık olaylarından haberimiz yoktu. Daha önce belirttiğim gibi 3-4 farklı yerde, ters kelepçe yaparak darp ettiler ve sopa gibi şeyler kullandılar.
“Vururken bilerek vücuda hasar verecek ve kalıcı olacak şekilde vurmaya özen gösterdiler. Bunun yanı sıra darp edilirken vücuduma keskin bir şeyin saplanmaya çalıştığını hissettim. O anlarda argo kelimelerin de havada uçtuğunu söyleyebilirim.
Hukuki süreci başlattık. Darp eden kişilerden şikâyetçiyiz.’’