Giorgia Meloni. 45 yaşındaki İtalyan kadın bir politikacı. Radikal sağcı İtalya’nın Kardeşleri (Fratelli d’İtalia) partisinin genel başkanı. 25 Eylül’de düzenlenecek olan erken seçimlerde İtalya’nın ilk kadın başbakanı seçilme ihtimali olan muhafazakar, milliyetçi, İslamofobik bir siyasetçi.
Meloni, Türkiye için pek yabancı bir isim değil. Meloni’nin 2018’de bir parti etkinliğinde yaptığı ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron üzerinden Avrupa’nın sömürgeci geçmişini eleştirdiği konuşması Türkiye’de çok paylaşılan, milyonlarca kişinin izlediği bir içerik. Meloni konuşmasında haklı bir şekilde Avrupa’nın Afrika’daki kanlı sömürge tarihinden bahsediyor, “Afrika’nın Avrupa’dan kurtulmak istediğini” söylüyor. Meloni’nin bu konuşması Türkçe altyazıyla sosyal medyada paylaşıldı, Meloni’nin Batı eleştirisi kısa bir sürede yayıldı.
Videoyu milyonlarca kişi izledi. Muhalif ve iktidara yakın gazeteler, siyasetçiler, kanaat önderleri Meloni’ye övgüler dizdi. Meloni’nin Türkiye’ye gelip siyasete girmesi, ortak aday olmasına dair çağrılar dahi yapıldı. “Batı’nın gerçek yüzünü” ortaya çıkarmak isteyen muhalifler, iktidar destekçileri Meloni’nin hararetli konuşmasıyla mest olmuştu.
Meloni, bu konuşmayı Afrikalıların hukukunu korumak için yapmamıştı. Konuşmanın ana teması, Afrikalıların Avrupa’ya göç etmesinin önüne geçilmesiydi. Konuyla ilgili paralel konuşmalarında, Afrikalıların İtalya’ya göç etmesinin planlı bir nüfus değişim komplosu olduğunu, göçmenlerin deniz yoluyla İtalya’ya ulaşmasının önüne geçilmesini savunmuştu. Bu konuşmasından sadece bir sene sonra Meloni, göçmenleri taşıyan gemilerin batırılması gerektiğini dahi söyledi.
Göçmenlerin Avrupalı güvenlik güçleri tarafından botlarının batırılma görüntülerini kınayacak kişiler, “Batı’nın gerçek yüzünü” afişe etmenin telaşıyla Batı’nın şeytani yüzüne sarılmış, yüksek tonda konuşan, bağıran bir liderin cazibesine kapılmış ve radikal sağcı bir Avrupalıya methiyeler dizmişti.
Fakat Türk halkının Meloni sevgisi biraz platonik. Çünkü Giorgia Meloni maalesef son zamanlarda İtalya Başbakanlığı makamına çok yaklaşmış obsesif bir Türkiye düşmanı. Bu nedenle olsa gerek ki “Batı’nın gerçek yüzünü ortaya çıkaran cesur kadın” manşetlerinin yerini “İtalya Başbakanı olacak faşist kadın” manşetleri aldı bile.
Tırnaklarını kazıya kazıya
Giorgia Meloni, 1977 yılında Roma’da doğdu. Çok çalışkan bir öğrenciydi. Hem derslerine ağırlık verdi, hem sağcı partilerin gençlik örgütlerinde görev aldı hem de para kazanmak için çocuk bakıcılığı, barmenlik işlerinde part-time çalıştı. Ulusal Birlik partisinin gençlik örgütünün ilk kadın başkanı seçildi, sağcı gençlik örgütlerinde toparlayıcı ve aktif bir lider konumuna yükseldi. Roma’da yerel siyaset ile uğraştıktan sonra 2006 genel seçimlerinde İtalya parlamentosuna seçildi. 2008 yılında Berlusconi hükümetinde İtalya tarihindeki en genç bakan olarak görev aldı ve Gençlik Bakanı oldu.
Sağ hükümetteki genel duruşun aksine daha fazla sosyal yardım politikasının uygulanmasını savundu, 300 milyon dolarlık bir gençlik paketi hazırladı. Çin’in yükselişine karşı en sert mesajları veren ilk isimlerden oldu. Göreve gelir gelmez insan hakları ihlalleri nedeniyle 2008 Çin Olimpiyatlarını boykot çağrısında bulundu, kendi hükümeti tarafından uyarıldı.
2011’de bakanlık görevi sona erdi. Meloni, 2012’de başka radikal sağcılarla birlikte kendi partisini kurdu: İtalya’nın Kardeşleri. Yeni kurulan bu radikal sağ parti, 2013’te %3, 2018’de %4.4 oy aldı. Fakat 2019’daki ülkedeki AB karşıtlığı rüzgarını da arkasına alarak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde büyük bir çıkış yakaladı ve oyunu %6.4’e çıkardı. Parti yerel siyasete önem verdi. Mussolini’nin torununu Roma’da belediye meclisi adayı gösterdi, 2016 yerel seçimlerinde genel başkan Meloni Roma’dan belediye başkan adayı oldu. Meloni seçimleri kazanamadı ama seçmenle bağını güçlendirdi, samimi bir iletişim kurmaya çalıştı.
İtalya’nın Kardeşleri ve Meloni, 25 Eylül’de düzenlenecek genel seçimlerde anketlere göre %23 civarında seyrediyor. 27 Temmuz’da İtalya’nın eski başbakanı ve Forza Italia lideri Silvio Berlusconi ve radikal sağcı League lideri Matteo Salvini ve İtalya’nın Kardeşleri bir seçim ittifakı yapacaklarını açıkladı. İttifak anlaşmasına göre seçimlerde en yüksek oyu alan partinin liderinin başbakan olması için üç sağ parti birlikte hareket edecek.
Bu seçim anlaşmasıyla anketlere göre ilk sırada gözüken Giorgia Meloni’nin İtalya’nın ilk kadın başbakanı olma şansı daha da artmış oldu. Zaten, ülkeyi erken seçime götüren süreç Berlusconi’nin villasında bir öğle yemeğinde Salvini ve yemeğe telefonla katılan Meloni’nin Berlusconi ile birlikte hareket etme, anketlere göre sağ partiler yükseldiği için koalisyon hükümetinden desteği çekip Başbakan Draghi’yi istifaya zorlamasıyla başlamıştı.
Giorgia Meloni, adım adım büyük bir çabayla ilerlediği siyasi kariyerinin en büyük başarısını elde etmeye hiç olmadığı kadar yakın. Meloni’nin nasıl bir başbakan olacağına ilişkin soru işaretleri ise oldukça fazla.
Alışılmadık başbakan
Meloni Avrupa’da yaygın olarak kabul edilen birçok alışılmış şeye karşı: Eşcinsel evlilik, hızlı boşanma, işkencenin suç olarak düzenlenmesi, ülkede doğanlara vatandaşlık verilmesi, esrarın yasallaşması, toplumsal cinsiyet eğitimi. Diğer sağ partilerin aksine sosyal politikaları destekliyor. Göçmen olmayan İtalyan nüfusunu arttırmak için annelere maddi destek verilmesi, ücretsiz kreşlerin açılmasını savunuyor. Uluslararası alanda ise sıkı bir ABD yanlısı. Çin ve Rusya’ya karşı aktif mücadele verilmesini destekliyor, Ukrayna’ya silah yardımı yapılmasını savunuyor. Askeri bütçenin artmasını, tecavüzcü ve pedofililerin hadım edilmesi gerektiğini söylüyor.
Meloni, ABD Cumhuriyetçi Partisi’yle oldukça yakın. Partiye yakın olan CPAC’te konuşma veriyor, partideki üst düzey isimlerle sık sık görüşüyor. Rusya’ya karşı Amerikalı Cumhuriyetçi bir yönetimle iş birliğinin en iyi senaryo olduğunu söylüyor.
Faşizm iddialarını reddediyor ve faşist fikirleri açık bir şekilde kınıyor, demokratik yolları sonuna kadar savunacağını belirtiyor. “İtalya’nın İslamlaşmasını” sık sık gündeme getiriyor. Nisan 2021’de Yıldıray Oğur, Karar gazetesindeki yazısında yazdığı gibi cami açılışına karşı protestolara katılıyor, göçmenlere ve İslam’a yönelik nefret söylemlerinde bulunuyor (https://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/turkiye-bu-tadi-neden-seviyor-1589183).
Meloni’nin bir gündemi de Türkiye. Meloni, her İtalyalı bakanın veya başbakanın Türkiye ziyaretinde Twitter’dan sert eleştirilerde bulunuyor. Ayasofya’nın camiye çevrilmesini “Erdoğan, Türkiye’nin İslami saltanat dönüşümünü tamamladı. Bu hamle 1500 önce Hıristiyan Konstantinopolis tarafından inşa edilen bazilikanın görkemine hiçbir şeyin yaklaşamayacağını da kanıtlıyor” diyerek yorumladı. Türkiye ile yapılan göçmen anlaşmasını savunuyor, üstüne üstlük bu anlaşmanın iyi uygulanması için sınırların sert bir şekilde korunması, göçmenlere fiziksel müdahalede bulunulması gerektiğini belirtiyor. Öldürülen YPG’liler için taziye mesajları yayınlıyor, sadece AB üyeliğine karşı çıkmıyor Türkiye’nin AB adaylık statüsünün dahi iptal edilmesi gerektiğini sık sık vurguluyor. Meloni hızını alamayıp, Türkiye’de üretim yapan, fabrika yapan İtalyan şirketlerini de hedefe alıyor. Katıldığı televizyon programında bu şirketleri hedef gösteriyor, isimlerini veriyor. Avrupa ile Türkiye yakın ilişki kurarsa İtalya’nın İslamlaşacağını söylüyor, Türkiye’de pedofilinin bir suç olmadığını iddia ediyor.
Her ay Türkiye hakkında muhalifinden iktidar yanlısına geniş kesimleri rahatsız edebilecek korkunç paylaşımlara imza atan Giorgia Meloni, sadece iki ay sonra İtalya’nın yeni başbakanı olabilir. Türkiye’de kendisine yapılan methiyeleri görse büyük bir psikolojik bunalıma girecek ve “Nerede hata yaptım?” diyebilecek kadar bizi, kültürümüzü, bize ait olan her şeyi sevmeyen Meloni başbakan seçilir, sağ koalisyonun başına geçerse Türkiye’yi, İtalya’daki Türkleri, Müslümanları çok parlak günler beklemiyor.
Çok değil bir sene öncesine kadar “Avrupa’nın gerçek yüzünü” ifşa eden cesur siyasetçi olarak Türkiye’de övgüler dizilen Meloni, iki ay sonra bize “Avrupa’nın şeytani yüzünü” iyice tattıracak, açıklamalarıyla farklı kesimlerin tepkisini çekecek, kendisine sevgiyle bağlananları hayal kırıklığına uğratacak, “Avrupa’nın gerçek yüzünü” ararken şeytani yüzüne övgüler dizenler ise yazılarını revize edecek, tweetlerini silecek gibi duruyor.