Suriyeli mülteci Munip Ali, 3 Mayıs’ta Gaziantep’te Furkan Vakfı üyelerine yönelik yapılan şiddeti Twitter’da eleştiren twitler attı ve hakkında soruşturma açıldı. İfadesi alınan Ali, “Halkı kin ve nefrete sevk etmekle” suçlandı ve hakkında sınır dışı edilme kararı verildi. Kararın ardından da İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne yollandı.
Ancak dün ani bir kararla Munip Ali, Erzurum Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldü. Sınır dışı edilme kararına itiraz ettiklerini belirten avukat Meral Kaban ise müvekkilinin ailesinden ve avukatından uzak bir yere götürülmesiyle daha da mağdur edildiğini söylüyor.
Yaşanan süreci anlatan avukat Kaban, “Müvekkilim Munip Ali 3 Mayıs’ta attığı bir tweette Antep’te camide yaşanan olaylara ilişkin bir tepki göstermiştir. Bu tweeti atma nedeni ise insanların ibadet ettiği bir yerde bu olayın meydana gelmesinin yanlış olduğunu söylemesiydi. Müvekkilim paylaşım sonrası gözaltına alındı. İfadesi görevliler tarafından alındıktan sonra kolluk nezaretinde hastane ve diğer işlemleri yapıldı. Ardından İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi. 4 Mayıs’ta bu işlemler gerçekleşti. Bugün müvekkilim ile yaptığım görüşmede Erzurum’daki Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edildiğini öğrendim. Gerekçesini dahi öğrenmeden, kendisine ‘hazırlan’ denildi ve apar topar nereye gittiğini bilmeden bir yolculuğa çıkarıldı. Bugün kaldığı yerin Erzurum olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım. Müvekkilim çok yakın tarihte Geri Gönderme Merkezi’ne götürülmüş. Sokağa çıkma döneminde bu olay yaşandığı için ailesi henüz kendisine kıyafet ve maddi ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için para dahi göndermemiştir. Şu an Erzurum’da. Müvekkilimin en kısa sürede serbest kalması ve hakkındaki sınırdışı kararının iptal edilmesi gerekir. Çünkü bu paylaşımlar suç kapsamında olmayan paylaşımlardır. Suç işleme kastı da bulunmamaktır. Bu zaten ifade özgürlüğü kapsamındadır” diye anlatıyor.
İfade özgürlüğüne atıf yapan avukat Kaban, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi, ifade özgürlüğünün kapsamından çok geniş şekilde bahseder. Bu maddenin esas alınması gerekir. Serbest bırakılması gerekir ve sınırdışı kararının iptal edilmesi gerekir. Müvekkilimin daha fazla mağdur edilmemesi gerekir. Renk, dil, din, ırk bakımından herkes kanun önünde eşittir. Burada eşitlik ilkesinin uygulanmadığını düşünüyorum. Çünkü müvekkil bir fikri beyan etmiştir. Sırf bir mülteci olduğu için buna tabi tutulması kabul edilebilir bir şey değildir. Hele ailesinden ve avukatından saatlerce uzak bir şehre sevk edilmesi hukuki bir prosedürden ziyade bir cezalandırma yöntemi olduğunu düşünmekteyim” diyerek Ali’nin bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söylüyor.
Munip Ali’nin ailesi de perişan bir durumda. Kundura işinde çalışan Munip Ali aynı zamanda ailesini de geçindiriyordu. Annesi Fehime Ali Mawi hem kanser hastası hem de şeker hastası…
Serbestiyet’e konuşan Munip’in annesi Fehime Hanım, devletten ve hükümetten yardım istiyor. Munip’in evde çalışan kişi olduğunu ve eve baktığını belirten anne, “Biz 9 yıl önce Türkiye’ye sığındık. O günden bugüne Munip evden işe, işten eve bir hayat yaşadı. Onunla herhangi bir kişi kurum arasında sıkıntı. olmadı. Munip mültecilere yardım ediyor. Kimisinin sağlık durumu kötü oluyor ona yardım ediyordu, tercüme ediyordu falan… Munip aldığı maaşın bir kısmını ay sonunda bana veriyor, bir kısmını fakirlere veriyor. Herhangi bir sorunu yok. Yazdığı tweetlerde hata olabilir ama bu hatayı tüm iyi şeylerin karşısına koymayınız lütfen” diyor.
Erdoğan’dan yardım isteyen acılı kadın, “Devletten, hükümetimizden yardım destek istiyorum. Munip dosyasını elinizden gelirse lütfen Erdoğan’ın masasına ulaştırın. O benim çocuğum. Evde tek çalışan kendisi. Bana maddi destek veren kimse yok. Munip’in kardeşi şu an işsiz. Munip sınır dışı olursa benim durumum berbat olur. Bizim ailenin geliri Munip üzerinden geliyordu. Şu an Munip cezaevinde kaldığı müddetçe bizim durumumuz çok kötü oldu. Eğer Munip uzun süre hapiste kalırsa durumumuz çok kötü bir noktaya gelecek. Onun aldığı maaşla geçimimizi sağlıyorduk. Munip kimseye kötülük yapmaz. Hata yapmışsa lütfen o hatayı büyük görmeyin. Devletten, hükümetten yetkililerden destek istiyoruz. Yardım istiyoruz. Herkesten rica ediyorum çocuğumu sınırdışı etmeyin ve cezaevinde bırakmayın. Benim kocam yok. Yıllardır 2 çocuğumla yaşıyorum. Bizi lütfen zor durumda bırakmayınız” diyerek zor durumda olduğunu belirtiyor.