Bugün dinlenen ilk kişi Mihray Mezensof, ailesiyle birlikte yaşadığı Avustralya’dan görüntülü olarak mahkemeye bağlanarak, 2 yıldır Çin’de tutuklu olan eşi Mirzad Tahir için tanıklık verdi. Nisan ayında “bölücülük” suçlamasıyla 25 yıl hapis cezasına çarptırılan eşine yönelik suçlamanın, eşinin evlenmeden önce Türkiye’de yaşaması olduğunu söyledi. İlk olarak tatil için Türkiye’ye giden Tahir’in, daha sonra 1 sene Türkiye’de Çinli turistlere turizm rehberliği yaptığını anlatan Mezensof; “Çin, eşimin Türkiye’de Çin karşıtı bölücülük faaliyetlerine katıldığını iddia ediyor. Bunun hiçbir gerçekliği yok. Eşim yalnızca Türkiye’yi çok sevmişti ve orada çalışmak istemişti.” dedi.
Çin emniyeti istihbarat elemanlığı teklif etmiş
Japonya’dan görüntülü olarak katılan Muhammed Ruzahun, Çin’de kampta tutulan ağabeyi için ifade verdi. Ağabeyi ile bir polisin nezaretinde görüntülü konuşturulduğunu anlatan Ruzahun, polis tarafından kendisine; Uygur göçmenlerin yoğun yaşadığı Japonya’da Çin istihbaratı için muhbirlik yapmaya başlarsa, ağabeyinin serbest bırakılacağını söylediğini anlattı. Ruzahun görüntülü konuşma sırasında aldığı ekran görüntüsü fotoğraflarını gösterdi.
Ruzahun, büyük tedirginlikler sonucunda Çin’in dediklerini yapmamayı tercih ederek, ağabeyi ve diğer insanlar için uluslararası kamuoyuna konuşmaya karar verdiğini anlattığı anlarda gözyaşlarını tutamadı.
“Türkiye’nin tavır alması gerekiyor”
Duruşmanın ilk ifadelerini Serbestiyet’e değerlendiren Dünya Uygur Kongresi Genel Sekreteri Doç. Dr. Erkin Emet, “Türkiye’de yaşayan pek çok Uygur’a da ‘yakınlarını kurtarmak istiyorsan, istihbarat elemanı ol’ baskısı yapıldı. Mihray’ın anlattığı gibi Türkiye’de çalışan, Türkiye’de yaşaya, Türkiye’den evlenen pek çok Uygur’un kendisi veya Çin’deki yakınları suçlanıyor. Çin, Türkiye ile ilişkili olmayı kriminal bir durum haline getiriyor. Bunlarla ilgili çok defa Dışişleri Bakanlığı nezdinde bilgilendirmelerimiz oldu. Türkiye hükümetinin doğrudan kendisini ilgilendiren bu durumla ilgili tavır alması gerekiyor” dedi.
Ne olmuştu?
Çin’in Uygur Soykırımı suçlamasıyla yargılandığı Uygur Mahkemesi ilk duruşmalarını Haziran ayında gerçekleştirmişti. Uluslararası hukukçular, akademisyenler ve uluslararası insan hakları oluşumlarında görevli isimlerden oluşan mahkeme heyeti iki tur duruşmalar sonunda deliller ile tanık ifadelerini değerlendirerek muhtemelen Kasım’da karar açıklayacak. Mahkemenin başkanlığını Slobodan Miloseviç’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamasına öncülük eden saygın hukukçu Geoffrey Nice yapıyor. Mahkeme ilk duruşmaları öncesinde Çin’e mahkemeye delil sunma, savunma yapma yönünde katılım çağrısında bulunmuş ama Çin mahkemeyi tanımadığını ilan etmişti. Soykırım suçlamasının gerçekliği ve ortaya konulan delillerin inandırıcılığını incelemeyi hedefleyen mahkemeden çıkacak karar hangi yönde olursa olsun uluslararası hukuk açısından bir bağlayıcılığı bulunmuyor.