Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’un bu haftaki bölümünü Serbest TV’de izlemek için:
Putin-Erdoğan zirvesi
Soçi toplantısından pek beklediğimiz çıkmadı. Orta halli bir durum çıktı. Bu Rusya’nın geleneksel bir tutumu; gıdım gıdım gitmek.
“Biden istese dahi Kongre’den F-16 kararını geçirmesi zor”
En önemli görüşme, Biden ile Sayın Erdoğan’ın yapacağı görüşme. Burada ciddi bir hayal kırıklığı olabilir. Ortaya attığımız yeni F-16’lar almak ve bazı F-16’ların renovasyonu fikirlerini Biden’ın istese de Kongre’den geçirmesi çok çok zor olacaktır. Çünkü Kongre’de Türkiye’nin imajı pek iyi değil.
Bunu belki ikiye ayırmak ve en iyi çözümün mevcut F-16’ların renovasyonu olduğunu savunmak bir ara formül olabilir.
Türkiye eskiden bu uçakların renovasyonunu İsrail ile yapardı ama artık İsrail ile ilişkilerimiz buna müsait görünmüyor.
“Türkiye Afganistan’da tutunmaya çalışıyor”
İkinci bir konu; Allah’tan Afganistan’da bir türlü öne çıkamadık. Bir şekilde tutunmaya çalışıyoruz.
G-20 toplantısında Sayın Erdoğan bir Afganistan grubu kurulmasını ve Türkiye’nin de kurulması halinde bu grubun başkanlığına talip olduğunu açıkladı. Bu grubun çok fazla iş yapacağını sanmıyorum ama Türkiye’nin Afganistan konusuna tutunması için ufak da olsa bir formül olabilir.
“Akdeniz’de tek çözüm bölge ülkeleri ile deniz paylaşımını sağlamaktır”
Gelelim Akdeniz’de Navtex ve münhasır ekonomik bölge sorunlarına. Bu sorunlar hakkında şunu söylemek lazım: Sorunların önündeki en önemli engel Kıbrıs sorununun çözülmemiş olması. Maalesef ki Kıbrıs Rum Hükümeti, Ada’nın tek meşru hükümeti olarak tanınmakta. Yani KKTC tanınmıyor. Durum böyle olunca da, kara suları olsun, ekonomik bölge konusu olsun Rum hükümetinin planları ön plana çıkıyor.
Bu çerçevede Rum hükümetinin ve Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı çok önemli bir avantajları var. O avantaj da Yunanistan ve Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne üye olmaları. Dolayısıyla Avrupa Birliği bu iki üyesinin arkasında duruyor. İkincisi Türkiye’nin imajı. Türkiye militarist ve kavgacı bir imaj çiziyor. Navtex ilan ettiğimiz bölgenin Sevilla haritasıyla aynı olması, Türkiye’nin bu haritayı kabul ettiği anlamına gelmez. Çünkü bir şeyi tanımak için, onu tanıdığını deklare etmek lazımdır. Tanımak, ancak “Tanıdım” demekle mümkün olur. Meselenin tek çözüm yolu bir uluslararası konferans ile Kıbrıs dahil tüm bölge ülkeleri ile mevcut deniz paylaşımını sağlamaktır. Bunu yapmadıkça Türkiye maalesef ki haksız görünecektir.
Annan planında aslında tek bir federal Kıbrıs kurulurken Kıbrıslı Türklere de bir tür ayrı kara suları bölgesi tanınmış idi ama Annan planı gerçekleşmedi.
“Çavuşoğlu’nun Suriye açıklamaları yeni bir harekât izlenimi veriyor”
Sayın Erdoğan’ın ve az önce Sayın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Suriye’de ABD ve Rusya sözlerini tutmadılar. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz” sözü ister istemez yeni bir harekât izlenimi veriyor. Bu tabii uluslararası camianın tepkisini çekecektir. Amerika’dan tam uçak talebinde bulunduğumuz bir sırada, Biden’ın da Kongre’ye “Türkiye, Suriye’de Amerikan güvenliğini zedeliyor” demesinin ardından böyle bir harekât ister istemez Kongre’de bu F-16 satışını etkileyecektir. Ayrıca Ruslarla da hoş bir durum yaratmayacağı kanaatindeyim.
Türkiye’nin uluslararası arenada imajı çok kötü ve ne olursa olsun Türkiye’nin haksız duruma düşmesi uluslararası camia nezdinde kaçınılmaz.
Çok sıkıcı bir devreye giriyoruz, Türkiye evet kendisini sıkıştırılmış farz ediyor ama o sıkışıklığa büyük ölçüde kendisi neden olmuştur.”