Yalıp Eralp ile Dünya Dönüyor’u izlemek için :
“Dünya bir karmaşa içerisinde. Bunun çeşitli nedenleri var. Soğuk Harbi’n bitişinden sonra iki kutuplu dünya son buldu. Arkasından, birçok devlet (büyük, küçük, orta boy) kendilerini dış politikada daha sert hissetmeye başladılar. Bununla birlikte aynı zamanda, terör bütün dünyaya ama özellikle Orta Doğu ve Asya’ya yayıldı. Bu durum, devletler için çok büyük bir sıkıntı yaratmaya devam ediyor.
Küreselleşme kuralsız olarak devam ediyor, bir türlü kural koyma imkanı olmuyor. Ayrıca, iklim değişikliği ve bunun yarattığı tabi felaketler bu duruma ilave olarak ortaya çıktı. Son yıllarda bir de Covid-19 pandemisi buna eklendi.
Tüm bunlar, devletleri sarsmaya başladı, hem büyük hem küçük. Büyük devletler dahi, ki ABD bunun başında geliyor, demokrasilerinin ne kadar kırılgan olduğunu görmeye başladı. Bunlara çözüm bulma imkanı var mı? Var ama ancak dünyanın bir bütün olarak hareket etmesiyle mümkün. Böyle bir şeyi de yakın gelecekte görme imkanımız yok.
Bütün devletler grubu içerisinde belki en uyumlu hareket etmeye çalışan grup Avrupa Birliği. Bu bakımdan AB’yi en başarılı addetmek mümkün.
Evet, her devletin ayrı politikası var. Tam uyum sağlanamıyor ama unutmayalım ki 20’den fazla devlet mümkün mertebe iç ve dış politikalarını uyumlu hale getirmeye çalışıyor.
Dünyanın üç büyük gücü; ABD, Çin ve Rusya birbirleriyle adeta sessiz bir çatışma içerisinde. Bu, bir dünya barışının, daha adil bir dünyanın meydana çıkmasını engelleyen önemli bir faktör.
Bunlar halledilebilir mi? Çok zor görülüyor. Pandemide gördük ki, bir bütün halinde hareket etme imkanı yok. Zengin devletler bir tarafta, fakir devletler bir tarafta.
Bağımsız devletler, bağımsızlıklarının meseleyi halletmediğini de görmeye başladılar. Bağımsız olmak önemli bir şey ama bir devleti yönetmek, başarılı olmak başka bir şey.
Birtakım sıkıntılar ortaya çıktı. Çatışmalara sebep olanların bir kısmı etnik milliyetçilikten geliyor. Bir kısmı insan haklarının büyük derecelerde ihlalinden geliyor. Dünya, bir bütün halinde hareket etme imkanına şu anda sahip değil. Her devlet, mümkün mertebe “kendisini kurtarmaya” çalışıyor.
Böyle bir dünyada, sıkıntıları halletmek kolay değil. Bu ancak global ölçüde iklim değişikliğine karşı çıkmak, insan haklarını geliştirmekle, daha adil bir dünya yaratmaya gayret etmekle olabilir. Ben bunun çok yakın gelecekte olabileceğini sanmıyorum.
İçinde ülkemizin de bulunduğu ülke, en çalkantılı bölgelerden birisi. Etnik çatışmalar ve mezhep çatışmaları son derece öne çıkmış vaziyette. Devletler kendi içlerinde dahi bir uyum halinde değiller. Halkların kutuplaşması giderek artmakta.
Çok basit bir örnek vereyim; son zamanlarda aşı olanlar ve aşıya karşı olanlar gibi ayrılabiliyor halk kendi içerisinde. İlme ve tıbba karşı çıkmak da ön plana çıkmış vaziyette.
Sevimsiz bir dünyadayız. Evet, teknolojik gelişmeler çok ilerde, özellikle tıpta ama o teknolojik gelişmelere insanoğlu ayak uyduramıyor. Sebebi de dünyanın adil olmaması, iklim değişikliği, etnik çatışmalar, insan hakları ihlalleri. Tüm bunlar dünyamızı çok sevimsiz bir hale getirdi.
Eskiden daha mı iyiydik? Evet demek de mümkün değil. Çünkü, kutuplaşmış bir dünyada bir kısım ülkelerde insan hakları iyice ihlal ediliyordu. Zaten kutuplaşmış dünyada kutuplaşma bittikten sonra da etnik çatışmalar ve terör artmaya başladı. Üzücü bir şey ama durum bu. Devletlerin kendi içinde bile uyum sağlanamıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde kutuplaşma ön planda, ülkemizde ön planda, başka ülkelerde de durum pek farklı değil. Ancak Avrupa Birliği nispeten diğer ülkelere nazaran daha uyum içerisinde görülüyor. Üzgünüm, maalesef, ne yazık ki dünya bu.”