Ana SayfaHaberler'Yargılanan sadece İsrail değil': 2500 Bosnalı savaş mağdurundan soykırım davasına destek

‘Yargılanan sadece İsrail değil’: 2500 Bosnalı savaş mağdurundan soykırım davasına destek

Bosna soykırımdan kurtulan Arnesa Buljušmić-Kustura, Lahey’de İsrail’e karşı Güney Afrika’nın açtığı davayı izledi. Bosna, ABD ve Birleşik Krallık'taki Bosnalı soykırım ve savaş mağdurlarından 2500’den fazla imza toplayarak Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) açık bir mektup yazdı: “1993 yılında Bosna Hersek Cumhuriyeti'nin önerdiği gibi zamanında yapılacak bir ateşkes şüphesiz pek çok hayatı kurtarabilirdi.”

Güney Afrika’nın geçen hafta BM mahkemesinde İsrail’e karşı açtığı ve devleti Gazze’deki askeri harekâtında soykırım yapmakla suçlayan davayı izleyen Bosnalı savaş mağduru Arnesa Buljušmić-Kustura harekete geçme ihtiyacı hissetti.

Saraybosna’da kuşatma altında yaşayan bir çocuk olarak, akrabaları 1992-95 savaşı sırasında öldürülen 100.000 kişi arasındaydı. Babası bir toplama kampına hapsedilmekten kurtulmuş olsa da, diğer akrabalarının kalıntıları henüz bulunamadı.

Beş yaşındayken yardım kamyonlarından su toplarken bir keskin nişancı tarafından vurulduğunu hatırlıyor.

Savaşın ve Srebrenitsa soykırımının acımasızlıklarını hatırladığında, on yıllar önce Lahey’de Sırbistan’a karşı soykırım suçlamasıyla açılan ve Srebrenitsa’da soykırım yapıldığını tespit eden ancak Sırbistan’ı doğrudan soykırım yapma niyetinden aklayan dönüm noktası niteliğindeki davanın diğer soykırım davaları için emsal teşkil etmesinden korkuyor.

Londra’da soykırım eğitimi veren Buljušmić-Kustura, “30 yıl sonra hala aynı konumda olmamız, aynı tartışmaları yapıyor olmamız çılgınca. Şu anda gerçekten uçurumun kenarındayız, yargılanan sadece İsrail değil, bir bakıma tüm uluslararası insancıl hukuk ve onun çerçevesi” diyor.

Geçen hafta Lahey’deki duruşmaları izleyen Buljušmić-Kustura, Bosna, ABD ve Birleşik Krallık’taki Bosnalı soykırım ve savaş mağdurlarından 2500’den fazla imza toplayarak Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) açık bir mektup gönderdi.

Mektupta BM mahkemesine, Güney Afrika tarafından öne sürülen ve soykırım riskini azaltmak için ateşkes gibi eylemler gerektiren “geçici tedbirleri” uygulayarak tarihin tekrarlanmasını önleme çağrısında bulunuluyor.

İsrail geçici tedbirlerin reddedilmesi gerektiğini belirterek bunları “mantıksız” olarak nitelendirdi ve “İsrail’in doğal savunma hakkını engellemeye” çalıştıklarını söyledi.

Mektupta söz konusu tedbirler “daha fazla kitlesel zulmün önlenmesi açısından kritik öneme sahip” olarak nitelendiriliyor.

Mektupta “Tarih bize uluslararası toplumun 1993 yılında eski Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’nde askeri faaliyetlerin askıya alınmasını dayatmadaki başarısızlığının soykırım, zorla etnik yerinden edilme ve insanlığa karşı çeşitli suçlarla sonuçlandığını göstermiştir. 1993 yılında Bosna Hersek Cumhuriyeti’nin önerdiği gibi zamanında yapılacak bir ateşkes şüphesiz pek çok hayatı kurtarabilirdi” deniyor.

Buljušmić-Kustura, savaşı gerçek zamanlı olarak internetten izlemenin hayatta kalan pek çok Bosnalı, aktivist ve eğitimci için travmatik anıları su yüzüne çıkardığını söylüyor:

“Konuştuğum herkes çok benzer duygular yaşıyor. Telefonlarından canlı izlemek zorunda kaldıkları için nasıl hissetmesinler ki? Bundan kaçamazsınız.”

İmzacılardan Ahmed Hrustanović’e göre UAD’ye gönderilen mektup, hayatta kalanların atabileceği küçük bir adım:

“Bu mahkeme eski Yugoslavya’daki savaşı durdurabilirdi, ama yapmadılar. Şimdi Filistin’deki insanlar için daha iyisini yapma şansları var. Bize yardım etmediler ve ne oldu? Srebrenitsa’da soykırım oldu.”

Temmuz 1995’te Bosnalı Sırp güçler, Srebrenitsa’da Hrustanović’in aile üyeleri de dahil olmak üzere yaklaşık 8.000 Bosnalı Müslümanı sistematik olarak öldürdü. Bu katliam, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da soykırım olarak kabul edilen tek katliam olma özelliğini koruyor.

On yıl önce Srebrenitsa’ya dönen Hrustanović, “Travmalarımız uyanıyor, acı çekiyoruz, yaşadıklarımızı hatırlıyoruz, bu yüzden bir şeyler yapmaya çalıştık. Bu onlar için, bizimle ilgili değil” diyor.

Dava sürecinde Güney Afrika da uluslararası toplumun Ruanda ve Bosna’daki insanlar ile Myanmar’daki Rohingya halkını “defalarca başarısızlığa uğrattığını” vurgulamıştı.

 UAD önümüzdeki haftalar içinde geçici bir karar verebilir.

- Advertisment -