Ana SayfaHaberlerYiğit Aksakoğlu: Gezi kararı çok ağır bir şiddet, iyi ki Türkiye’den ayrılmışım

Yiğit Aksakoğlu: Gezi kararı çok ağır bir şiddet, iyi ki Türkiye’den ayrılmışım

Ahval’den Dicle Baştürk’e konuşan Yiğit Aksakoğlu mahkemede çıkan karar sonrası Türkiye’den ayrıldığını belirterek, “ Gezi kararı çok ağır bir şiddet, hepimiz ağır şiddete maruz kaldık” dedi.

Yiğit Aksakoğlu şunları söyledi:

“Bu kararın etkisinden ancak çıkabiliyorum, duygusal durumumu ancak değerlendiriyorum. Çünkü hepimiz ağır bir şiddete maruz kaldık. Tabii ki dava arkadaşlarım daha ağır bir şiddete, biz de bu şiddeti görmüş olduk, şahit olduk. Tabii ki Osman Kavala’nın tahliye edilmesini beklemiyordum, iki sene önce verilen beraat kararı gerçek bir sürprizdi. Diğer bütün arkadaşlarıma 18’er yıl hapis cezası verilmesi ve orada tutuklanmasını kimse beklemiyordu. Bu ağır bir şiddet. İnsanların hayatlarını sorumsuzca mahvettiler, ne zaman çıkacakları belli olmayan bir sürece soktular. Hepimiz oybirliğiyle alınan beraat kararından sonra hayatımıza devam etmiştik. Ta ki arkadaşlarımız tutuklanana kadar. Şaşırdım, üzüldüm, sarsıldım, çok acı. Bu kadar ağır cezaların verilmesi için hiçbir sebep yok. Burada el çabukluğu yapıldığını hepimiz biliyoruz. Çarşı davasıyla neden birleşti ve alelacele ayrıldı. Hepimiz için şok edici, üzücü. Tutuklanan arkadaşlarımızın aileleri için daha zor.

Avrupa Konseyi ve batı kurumları tarafından gerçekten yalnız bırakıldığımızı düşünüyorum. Oradan hiçbir beklentim yok. Zaten hükümet gelebilecek karşı adımlara karşı önlemini çoktan almış oluyor. Onlar da saçma sapan bürokrasilerle uğraşıyorlar. Sonuç yok. İnsanların hayatları cezaevinde harcanmaya devam ediyor. Kimse de elini masaya vuramıyor. İktidarın elinde ciddi bir mülteci kozu var. Üstüne üstlük gelip elini sıkıyorlar, bu işbirliğinin devam etmesini istiyorlar.

Ben 2018 yılında neden tutuklandığımı da bilmiyorum, neden tahliye edildiğimi de bilmiyorum. Benim ismim o listeye nasıl girdi, neden girdi bilmiyorum. Maalesef yaptığım işlerden herhangi birine referans verilerek suçlanmıyorum da hiç de yapamadığım, başlatıp da sonucunu getiremediğim işlerden suçlanmışım. Şiddetsiz eylem diye bir site adı almışım diye şiddetsiz eylemleri yaygınlaştırma çalışmakla suçlanmışım. Ne bir örgüt var, ne de talimatlarla yönlendirme var. Çünkü yok öyle bir şey. Osman Kavala ile hiçbir ilişkim yoktu. Davanın genelinde de benim özelimde de delil diye bir şey yoktu.

Neden tutuklandığımı neden bırakıldığımı bilmiyorum, nedenini çok öğrenmek istiyorum. Umarım birilerini rahatsız ettiğim için bunlar benim ve ailemin başına gelmiştir. Harcanması en kolay olan isim olduğum için bütün bunlar başıma geldiğine dair de bir düşüncem var.

Sadece Osman Kavala üzerinden birçok yere mesaj veriliyor. Bence asıl mesaj iş dünyasına gidiyor. Onlar da bu mesajı çok net alıyor. Kimse sesini çıkarmıyor. Bu sembol isimlerden çeşitli çevrelere bir mesaj verildiğini kabul ediyorum. Ama asıl sorun benim gibi, benden daha az ismi ortalıkta olan arkadaşlarımın da hayatları mahvoldu. Onların neden hayatları mahvoldu?

Sembol isimler var, ama bazı isimler de dosyaya serpiştirilmiş. İsimlerin seçilmesinde çok da mantık aranmaması gerektiğini düşünüyorum. Darmadağınık bir dosya. Çünkü kimseye hesap vermeyecekler. Onun rahatlığıyla kafalarına estiği gibi devam ediyorlar.

Ben beraat kararından sonra yurt dışına gittim. Çünkü eşim burada bir iş buldu, çocuklarımı burada okula yazdırdık, benim çalıştığım yer buradaydı. Tamamen normal sebeplerle gittim, beraat de etmiştim ama iyi ki gelmişim. Çünkü ben de şimdi büyük ihtimalle 18 yıl ya da müebbet almış ve Silivri’ye geri dönmüş olacaktım.

Gezi’den sonra da devam eden sokakta eylem yapma, örgütlenme ve kampanya yapma gibi işler maalesef tamamen bitti. Bir süredir bunlar olmuyor. Mart ayında kadın yürüyüşünde gördük en son. Hükümetle işbirliği yapmak için bile bir alan bulamaz oldular. Birçok dernek kapatıldı, Gündem Çocuk gibi. Hak temelli çalışma, hakkı talep etmenin sadece siyasete indirgendiği ve önünün kesildiği bir ortam yaratıldı. Büyükada gibi benzer davaların da etkisiyle ciddi bir otosansür yaratıldı. Maalesef dar alanda çok zor işler yapan çok kısıtlı sayıda kuruluş var.

Son birkaç hamle üst üste geldi. Bu hamlelerden en açık ve bariz olanı Gezi davasında verilen kararlardı. Eğer seçime gidiyorsak bu işin başındayız. daha neler yapacaklar diye endişeleniyorum. Seçim dönemlerinde biliyoruz, operasyonlar yapılıyor, bombalar patlıyor vs. Buna benzer olayların olacağı yönünde sinyaller geliyor maalesef.”

- Advertisment -