Geçen hafta sonu Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) hem Kobani sınırına, hem de Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinin karşısındaki, Türkiye’nin kontrolü altında bulunan Ras al-Ain kasabasına yeni askeri sevkiyat yaptı. TSK Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) olduğu sınır bölgelerine askeri sevkiyat yaparken, Rus medyasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile hafta sonu yapacağı görüşme sonrası Türkiye’nin önceden haber vermeden iki koldan Suriye’ye askeri operasyon başlatacağı iddia edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Biden ile yaptığı görüşme sonrası Suriye konusunda “Bugüne kadar olan süreç böyle devam etmeyecektir” demesi, Türkiye’nin Suriye’de yeni bir operasyon yapacağı iddialarını daha da güçlendirdi.
1 Kasım Pazartesi günü Türkiye’nin emrindeki muhaliflerin bölgesinden yayın yapan bazı internet siteleri, muhaliflerle yaptıkları görüşmelerde bir muhalif grubunun komutanının, SDG’ye karşı bir operasyonun 24 saat içinde başlayacağını ve Kobani’den Qamişlo’ya kadar tüm sınır bölgesini SDG’den alacaklarını söylediğini yazdı.
Türkiye’nin Suriye’ye operasyon yapacağı haberleri medyada yer alırken TSK ya da hükümetten bu konuda bir yalanlama gelmedi, ama 2 Kasım günü, muhaliflere yakınlığı ile bilinen bir internet sitesi, muhaliflerin komutanlarından birisinin 24 saat içinde bir operasyon yapılacağı yönündeki haberlerin doğru olmadığını söylediğini yazdı.
Türkiye ve Türkiye’nin emrindeki muhaliflerin cephesinde bunlar yaşanırken, Rusya, Suriye rejimi ve SDG cephe hattına yaptıkları sevkiyat ve askeri tatbikatlarla operasyon iddialarını ciddiye aldıklarını gösterdiler.
Mesela Suriye rejimi ve SDG, Türkiye’nin operasyon yapacağı iddia edilen ve TSK’nın askeri sevkiyat yaptığı bölgelerden biri olan Tel Temir bölgesine sevkiyat yaptı ve küçük çaplı bir askeri tatbikat düzenledi.
Aynı gün TSK’nın operasyon yapacağı söylenen, Fıratın doğusundaki diğer bir yer olan Ayn İsa bölgesine Suriye rejimi 150 asker ve içinde tankların da olduğu ağır silahlar sevketti; Kobani bölgesinde ise Rusya üç gün sürecek bir askeri tatbikata başladı.
2 Kasım Salı günü, SDG’nin Rakka’nın kuzeyinde Türkiye’nin operasyon yapacağı iddia edilen bir başka yer olan Ayn İsa bölgesindeki bir merkezine Rus bayrağı astığı, medyaya yansıdı.
Yine Salı günü bir Rus helikopteri Türkiye ve Türkiye’nin emrindeki muhaliflerin kontrolünde bulunan el-Bab kasabası üzerinde alçaktan uçtu. Bazı görgü tanıkları, helikopterin bölgedeki TSK komutanları ile görüşme yapmak isteyen Rus yetkilileri bir TSK üssüne getirdiğini iddia ettiler. Bu konuda herhangi resmi bir açıklama yapılmadı.
Fıratın doğusunda gerginlik devam ederken, Suriye rejimi, İdlib’e bağlı Seraqib kasabasındaki TSK kontrol noktasına yakın bir bölgeye, içinde tank ve ağır silahların da olduğu 50 araçlık bir konvoy göndererek, TSK’nın Fıratın doğusunda bir operasyon yapması durumunda rejimin de İdlib’de bir operasyon yapacağı mesajını verdi.
Seraqib’e gelen rejim güçleri ile TSK noktası arasında kısa süreli bir çatışma yaşandı ama can kaybı ve yaralanan olmadı.
Yaşanan gelişmelere baktığımızda, Türkiye’nin Suriye’de SDG’ye karşı yeni bir operasyon yapmak istediği açık bir şekilde anlaşılıyor ama Rusya ve ABD karşı çıktığı için şu anda böyle bir operasyon mümkün görünmüyor.
Suriye’de görünürde Türkiye’ye karşı yeni bir tehdit söz konusu değilken hükümetin neden şimdi bir operasyon yapmak istediği, Suriye’de yaşanan bazı gelişmelerle ilgili.
İdib’de durum her gün biraz daha Türkiye’nin aleyhine dönüyor. Rusya, Türkiye’nin verdiği sözleri tutmadığını söyleyerek İdlib’de cihatçı muhaliflere yönelik yeni bir saldırı sinyali veriyor.
Türkiye, Rusya’nın baskısı ile İdlib’deki bazı cihatçı grupları dağıtıp Türkiye’nin emrindeki muhalif gruplara katmaya çalışırken, İdlib’deki bazı cihatçı gruplar Türkiye’nin Rusya ile işbirliğini öne sürerek Türkiye’ye karşı cephe almaya ve TSK konvoylarına saldırı düzenlemeye başladı.
Hükümet, İdlib’de bir süre sonra daha kuzeye çekilmek zorunda kalacağını ve bunun için içeride zor durumda kalacağını biliyor; bu yüzden SDG bölgesinde yeni bir operasyonla Tel Temir, Ayn İsa ve Kobani bölgesinde bazı köyleri alarak bunu hükümetin bir başarısı olarak sunmak istiyor.
Şimdi operasyon yapılmak istenmesinin bir diğer nedeni de, PYD (SDG) ile rejim arasında yapılan görüşmeler, SDG’nin rejime yaklaşması ve iki taraf arasında bir anlaşmanın sağlanması ihtimali.
PKK kısa süre önce SDG genel komutanı Mazlum Abdi’yi görevden aldı; yerine Mahmude Reş (Kara Mahmud) olarak bilinen Mahmut Berxwedan’ı atadı. Mazlum Abdi SDG içinde ılımlı bir kişi olarak bilinirken, Mahmut Berxwedan PKK ideolojisine daha bağlı biri olarak tanınıyor.
ABD ve Batı ülkeleri ile iyi ilişkileri olan Mazlum Abdi’nin görevden alınıp yerine Mahmut Berxwedan’ın getirilmesi, PYD’yi rejime yakınlaştıracağı gibi, PYD ile ABD’nin ilişkilerini de olumsuz etkileyecektir.
PKK, PYD’nin rejimle mutlaka anlaşmasını istiyor. PKK’nın Mazlum Abdi’yi görevden alıp yerine Mahmut Berxwedan’ı getirmesi, PYD bölgesinde yeni bir sürecin başlangıcı olacak. Suriye rejimine tavizler verilerek rejimle bir anlaşmaya varılacak; PYD ile Suriye’de PKK çizgisinde olmayan Kürt partilerin çatı örgütü olan ENKS arasında ABD öncülüğünde yapılan Suriye’deki Kürtlerin birleşmesi görüşmeleri bitecek; rejimle anlaşma sağlanana kadar formalite olarak görüşmeler yapılsa da bir sonuç çıkmayacak ve ne olursa olsun Suriye rejimine mesafeli bağımsızlıkçı Kürtler, Suriye Kürt bölgesinden uzak tutulacak.
Mahmut Bexrwedan
PYD, bundan sonra ağırlığı Suriye rejimi ile bir anlaşmaya verecek ve rejimle anlaşınca da ABD’nin bölgeden gitmesi istenecek. Aslında PKK yöneticileri sürekli ABD aleyhine açıklamalar yapıyor ama şu anda ABD, PYD bölgesinden giderse, SDG’nin tek başına bölgeyi Türkiye’ye ve rejime karşı savunma imkânı olmayacak. PKK, rejimle nihai bir anlaşmaya varana kadar ABD’nin bölgede kalmasını istiyor; rejimle anlaşma sağlanırsa ABD de bölgede istenmeyecek. PKK’nın amacı rejimle bir anlaşmaya varmak ve o zamana kadar ABD güçlerini bölgede tutmak.
Rejimle PYD’nin anlaşması Rusya’nın da istediği şey olduğu için, Rusya Türkiye’nin Suriye’ye bir operasyon düzenlemesine karşı çıkıyor.
Eğer PYD ile rejim bir anlaşmaya varırsa, SDG’nin kontrol ettiği bölge de rejim bölgesi sayılacağı için, Türkiye’nin Suriye’ye yapacağı bir operasyon rejime yapılmış sayılacağından artık böyle bir operasyon imkânı kalmayacak. Türkiye’nin Fıratın doğusundan ve Afrin’den çekilmesi için baskılar artacak.
Türkiye böyle bir anlaşma sağlanmadan Suriye’ye bir operasyon yaparak daha fazla toprak ele geçirmek ve Türkiye sınırında PYD kontrolünde bir özerk bölge oluşmasını engellemek istiyor.