Sedat Peker’in Youtube videolarındaki ifşaatlarıyla ilgili açılan tek savcılık soruşturması olan Kutlu Adalı cinayeti dosyasına takipsizlik kararı verildiği ortaya çıktı. Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı, 6 Temmuz 1996’da Lefkoşa’daki evinin önünde “faili meçhul” bir suikast sonucu öldürülmüştü.
Peker’in 23 Mayıs 2021 tarihinde Youtube’dan yayınladığı 7’inci ifşa videosunda eski MİT’çi Korkut Eken’le ilgili şu sözleri, Kutlu Adalı soruşturmasının başlamasının önünü açmıştı:
“Biz o zaman Korkut Eken, Mehmet Ağar hep beraberiz. Korkut Abi’nin odası Mehmet Ağar’ın odasının yanında. Bana dedi ki, ‘Kıbrıs’ta bir adam var. Kıbrıs’ı Rumlara satmak istiyor. Bana iki tane profesyonel’ dedi. ‘Abi, öz kardeşimi Atilla Peker’i vereceğim sana. Çok iyidir bu işte uzmandır’ dedim.
THY uçak biletleri harddisklerini atmıyor. Biletlerden bakabilirler; Korkut Eken, Atilla Yıldırım, bu cinayetten ne kadar önce gittiler. Yüce Allah o insanın kanını bize nasip etmedi. 3-4 gün sonra döndüler. Denk gelinemedi. Korkut Abi’yle konuştuk, ‘Tekrardan gideceğiz’ dedi.
Sonra orada bunlara bağlı olan başka bir ekip öldürmüş. Karşılaştık Korkut abiyle, ‘Halloldu o iş’ dedi.”
Atilla Peker’in dilekçesi: “Eken’le Kıbrıs’a gittik, Kutlu Adalı’nın evininin çevresinde keşif yaptık”
Sedat Peker’in bu videoyu yayınlamasından iki gün sonra kardeşi Atilla Peker, Kutlu Adalı suikastıyla ilgili soruşturma açılması için müracaat etti ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmek üzere Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı’na iki sayfalık dilekçe verdi.
Atilla Peker, Eken’le birlikte Kıbrıs’a gidişleri ve devamında yaşananlarla ilgili detaylı bilgiler verdiği dilekçesinde şu bölümler yer almıştı:
“Kardeşim Reis Sedat Peker beni 1996 yılı Mart ya da Nisan ayında aradı. Ankara Sheraton Otel’e gelmemi istedi. Orada Korkut Eken ile kendisinin bulunduğu ortamda Kıbrıs’a Korkut Eken ile birlikte gitmem gerektiğini, polis ve askerlerimizi şehit eden terörist kişilerin bulunduğunu ve bu kişilerin öldürülmesi gerektiğini söylediler.
Ertesi gün ben Korkut Eken ile THY’nin tarifeli uçağı Kıbrıs’a gitmek üzere kontrol yapılmadan uçağı doğru geçerken önce memurlara cebinden çıkardığı birkaç kimlik arasından seçerek Mustafa kimliğini gösterdi ve kendini kaydettirdi. Korkut Eken bana Jeriko bir silah verdi ve ben belimde silah olmak suretiyle uçağı bindik. Kıbrıs’a indik, ismini hatırlamadığım bir otele yerleştik. Sonra aynı gün Kıbrıs’ta Sivil Savunma Daire Başkanlığı’na gittik. Orada Kurmay Albay Galip Mendi ile tanıştım. Yardımcısı Enver Tosun Yarbay ile tanıştım. Sonrasında yan odada Korkut Eken UZİ marka silahı bana verdi, bu silahın nasıl kullanılacağını ve susturucunun nasıl sökülüp takılacağını bana öğretti. Bir sonraki gün Beyaz Reno Toros marka araçla Kutlu Adalı isimli şahsın akşam hava karardıktan sonra evinin çevresinde keşif yaptık. Ertesi gün tekrar geldik. Gündüzleri de evin etrafında birkaç sefer keşifte bulunduk, yine evden çok sesler geliyordu. Bunun üzerine Korkut Komutan bana dedi ki üç kişi de olsa bunların hepsi PKK’lıdır. PKK’lı ile dost olan da PKK’lıdır. Hepsini öldürmende bir mahsur olmaz dedi.”
“Eken, ‘Kıbrıs işini hallettik’ dedi”
Eken’in, Kıbrıs’a gitmelerinden 4 gün sonra geri dönerlerken “Atilla buraya geleceğiz” dediğini belirten Atilla Peker, daha sonraki süreci de şöyle anlatmıştı:
“Sonrasında ben bir yaralama nedeniyle Paşakapısı Cezaevi’nde bulunduğum sırada beni cezaevinde yanımda bulunan cep telefonumdan arayarak kendisinin Klasis Otel’de kaldığını, ziyarete geleceğini söyledi. Ben de abi cumartesi Pazar ziyaret yok, ben hastaneye çıkacam, sizi Klasis’e otele ziyaretinize gelicem dedim. O tarihte cezaevinin hastane için ring aracı yoktu. Bu şekilde taksiyle gardiyan ve askerler eşliğinde hastaneye gittim. Hastane çıkışında iki sivil araçla gelmesini sağladım ve bulunduğu Silivri Klasis Otel’e bu araçla bir gardiyan ve askerlerle gittik. Erlere ve gardiyana lobide oturmalarını söyledim. Korkut Komutan’ın olduğu odaya çıktım, odada Reis Sedat Peker ve birkaç kişinin olduğunu gördüm. Korkut Eken, astsubay ve uzman çavuşun alnından öperek Atilla’yı getirdiğiniz için teşekkür ederim dedi. Bana hitaben gülerek ‘Atilla biz Kıbrıs işini hallettik biliyor musun’ dedi. Sonra sabaha doğru cezaevi sayımından önce cezaevine döndüm. Adı geçen şahıslarla her platformda yüzleşmeye de hazırım. Videoda anlatılanlarla ilgim görgüm bundan ibarettir.”
Atilla Peker, kendi başvurusu üzerine açılan soruşturma kapsamında 2 Haziran 2021’de İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nda “şüpheli” sıfatıyla verdiği ifadesinde de dilekçesindeki anlatımlarını tekrarladı.
Takipsizlik kararının tartışmalı gerekçesi: “Atilla Peker söz konusu tarihlerde cezaevinde bulunuyordu”
Savcılığın soruşturma için takipsizlik kararı verdiği, gazeteci Erk Acarer’in savcılık kararından 4 sayfayı X hesabından paylaşmasıyla ortaya çıktı.
Takipsizlik kararının gerekçeleri olarak ‘20 yıllık zaman aşımı süresi’ ile ‘Şüpheli Atilla Peker’in bahse konu tarihlerde cezaevinde olduğu tespiti’ öne çıktı.
Savcılık kararında şu ifadeler yer aldı:
“Şüpheli Atilla Peker’in eyleminin gerçekleştiği tarihten önce MİT görevlileri ile eylemi gerçekleştirmek üzere Sedat Peker’in talimatı doğrultusunda KKTC’ye giderek oradaki Türk askeri makamları ile görüşmeler yaptığını beyan etmesine rağmen, cezaevi kayıtlarına göre Peker’in söz konusu tarihlerde cezaevinde bulunuyor olduğu, birlikte Kuzey Kıbrıs’a gittiğini beyan ettiği Korkut Eken’in söz konusu tarihlerde MİT’te görevli olmadığının bildirilmesi, ayrıca eylem için öngörülen lehe kanun uygulamasında zamanaşımı süresinin dolmuş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, herhangi bir delilin elde edilememiş olması nedenleri ile kovuşturmaya yer olmadığına…”
Korkut Eken, kabul etmişti: “Her ihtimale karşı Sedat Peker’in kardeşi Atilla Peker’le KKTC’ye gittim”
Takipsizlik kararında, Atilla Peker’in 20 Ocak 1996’da tutuklandığı, 10 Mayıs 1996’da da Karamürsel Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderildiği ve 1 Eylül 1996’ya kadar da burada kaldığı bilgileri verilerek; Atilla Peker’in “1996 yılı Mart ya da Nisan ayı”nda Korkut Eken’le birlikte Kıbrıs’a gitmesinin söz konusu olamayacağına hükmedilmiş.
Ancak işin ilginç tarafı, Atilla Peker’in Kutlu Adalı suikastının organizasyonunu yapmakla suçladığı Korkut Eken, Atilla Peker’le birlikte Kıbrıs’a gittiklerini kendisi kabul etmişti.
Korkut Eken, Peker’in açıklamasının sıcaklığının devam ettiği ilk günlerde Sözcü’den Saygı Öztürk’e verdiği röportajdan Atilla Peker’le birlikte Kıbrıs’a gittiklerini anlattığı bölüm şöyleydi:
“Gazeteci Kutlu Adalı’yı öldürmekle suçlandınız…
Şöyle bir olay oldu; Hasan Paşa (dönemin Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı) telefon etmiş. Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’a, “Kıbrıs’ta çok büyük PKK faaliyetleri var. Teröristler burada cirit atıyor” falan demiş ve bu konuda yardım istemiş. Ben de o dönemde Emniyet’te Özel Harekat polislerini yetiştirmekle görevliyim. Mehmet Bey da beni gönderdi. Her ihtimale karşı Sedat Peker’in kardeşi Atilla Peker’le gittim.
Atilla Peker’i siz mi çağırdınız?
Evet, doğru ben çağırdım. Atilla Peker’le KKTC’ye gittim. PKK’nın oradaki faaliyetlerine yönelik 3-5 günlük bir inceleme yaptım. PKK’nın yaralılarını Kıbrıs’a götürdüğünü tespit ettik. Rum Kesimi’nde tedavi edildikten sonra Yunanistan’da bulunan Lavrion kampına teröristler sevk ediliyordu. Bunları ben raporladım ve Kolordu Komutanı Hasan Kundakçı paşama verdim.”
Korkut Eken’in bu beyanının soruşturmada dikkate alınmaması bir yana karar metninden Eken’in soruşturma kapsamında ifadesinin bile alınmadığı anlaşılıyor.
Galip Mendi de doğruladı: “Korkut Eken yanında Atilla Peker ile beni Kıbrıs’ta ziyaret etti”
Atilla Peker’in ifadesinde o dönem Kıbrıs’ta görevli bir kurmay albay olarak geçen eski Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi de Oda TV’den Can Özçelik’e yaptığı açıklamada Eken ve Atilla Peker’in birlikte Kıbrıs’a geldiklerini doğrulayarak şunları söylemişti:
“Korkut Eken Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yapmış bir büyüğümüz. Saygı duyduğum bir kişi. Kahraman bir subay. Beni de ziyaret etti. Yanında da Atilla Peker isimli kişi vardı. Ama o gün adını bilmiyordum. Onun Sedat Peker’in kardeşi olduğunu sonradan öğrendim.”