Galata Köprüsü’ndeki Filistin’e destek yürüyüşünden dönmekte olan ve elinde Arapça olarak kelime-i tevhid yazısı bulunan bir bayrak taşıyan İsmail Aydemir’in (48) Ege Akersoy (21) adlı bir üniversite öğrencisi tarafından yumruklu saldırıya uğramasının ardından sosyal medyada “hilafet bayrağı” tartışması başladı.
Aralarında siyasetçilerin, sanatçıların da olduğu bazı kişiler, İsmail Aydemir’in taşıdığı bayrağın “hilafet bayrağı” olduğunu ve bu nedenle bu bayrağı taşımanın anayasal suç olduğunu iddia eden paylaşımlar yaptı.
17 Aralık’taki mitingin görüntüleri kullanıldı
Saldırıya uğrayan İsmail Aydemir’in elindeki bayrağın “hilafet bayrağı” olduğu iddiasının ardından, dünkü (1 Ocak) miting olduğu iddiasıyla bazı miting görüntüleri de paylaşıldı. Görüntülerde, yine kelime-i tevhid yazılı bayraklar vardı ve yine onların “hilafet bayrağı” olduğu düşünülerek mitingde hilafet çağrıları yapıldığı yorumlarına varıldı.
Ancak sosyal medyada 1 Ocak’ta Galata Köprüsü’ndeki Filistin’e destek yürüyüşünden denilerek paylaşılan görüntüler 17 Aralık Pazar günü Hizb-ut Tahrir’in Saraçhane’deki Filistin mitingine ait görüntülerdi.
“Meseleyi kelime-i tevhid bayrağına yapılan saldırıdan çıkartıp, hilafet ve Hizb-ut Tahrir meselesine çevirmeye çalışıyorlar”
Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, Serbestiyet’in sorularını cevapladı.
İsmail Aydemir adlı vatandaşın mitingden dönerken yumruklu saldırıya uğramasının ardından elinde kelime-i tevhidin yazılı olduğu bayrağın “hilafet bayrağı” olduğu yazıldı ve sizin 17 Aralık’taki Gazze yürüyüşünüzden görüntüler paylaşıldı. Tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Meseleyi kelime-i tevhid bayrağına yapılan saldırıdan çıkartıp, hilafet ve Hizb-ut Tahrir meselesine çevirmeye çalışıyorlar. Bunun üzerinden de anayasal düzeni tehdit tartışması başlatmak niyetleri. Sol medya ve sosyal medya hesapları, bunu kasıtlı olarak yapıyor.
17 Aralık’taki mitingin görüntüleri, geçen hafta da “PKK askerleri şehit ederken Türkiye’de nasıl yürüyüşler” yapılıyor gibi paylaşımlar konu olmuştu. 24 Aralık’taki, 25 Aralık’taki İHH ve başka kuruluşların düzenledikleri Filistin etkinlikleri sırasında da “Şehitlerimizin için yürümüyorsun” gibi mesajlar paylaşılmış, hakaretler edilmişti. O paylaşımlarda da bizim 17 Aralık’taki etkinliğimizin görüntüleri kullanıldı.
Hizb-ut Tahrir’in kuruluşu, faaliyet bölgeleri, amaç ve yöntemleri hakkında bilgi verir misiniz?
Hizb-ut Tahrir, 1953 yılında Kudüs’te Takiyyuddin en-Nebhani kurulmuş bir siyasi partidir. Seküler-laik düşünceyi veya demokratik düşünceyi değil İslami referansları esas alarak kurulmuş, İslam’ın yeniden hayata egemen olmasını hedefleyen ve kırkın üzerinde ülkede faaliyeti olan bir partidir.
Hizb-ut Tahrir’in amacı, İslam’ı hayata yeniden hakim kılmak için hilafeti yeniden İslam dünyasında ikame etmektir. Bunu gerçekleştirmek için takip edeceği metot ise fikri ve siyasi mücadele metodu.
Sosyal medyada anlatıldığının aksine Hizb-ut Tahrir’in hiçbir neşriyatında, hiçbir faaliyetinde, hiçbir etkinliğinde; Hizb-ut Tahrir’in amacına şiddet ya da silahlı mücadele yöntemiyle ulaşacağına dair bir açıklama bulamazsınız.
İslam beldeleri dışında Almanya, İngiltere, Danimarka, Belçika gibi ülkeler de aralarında. İslam’ı hayata yeniden hakim kılma mücadelemiz İslam beldeleri için geçerli. Batı ülkelerinde oralarda yaşayan Müslüman nüfusun kimliğini koruması ve kamuoyu yapmaya dönük faaliyetler var.
Endonezya, faaliyetlerimizin güçlü olduğu ülkelerden. 2007 ve 2013’te 100’er bin kişinin katılımıyla hilafet kongreleri düzenlendi orada. Tunus, Pakistan, Afganistan, Özbekistan faaliyetlerimizin öne çıktığı diğer ülkeler.
Türkiye’deki Hizb-ut Tahrir’le ilgili yargılamalar devam ediyor mu? Hizb-ut Tahrir davaları kapsamında hapiste olan kimse var mı?
Türkiye’de şu an Hizb-ut Tahrir davalarından hapis yatan yok. En son cezaevinde bulunan arkadaş, Mayıs 2023’te cezasını tamamladı ve çıktı.
Bugüne kadar 1967’den bu yana başlayan davalarda beş yüzün üzerinde insan sanık oldu. Halen Yargıtay’da bulunan beş dosya var. Bunlardan dördü, daha önce Anayasa Mahkemesi’nin ‘hak ihlali’ kararı verdiği ancak yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi kararına rağmen yine aynı şekilde ceza verdiği dosyalar.
Can Atalay kararında olduğu gibi yani.
Evet aynı Can Atalay kararındaki gibi.
Hizb-ut Tahrir’in Türkiye’de kaç üyesi var?
Bizim üyeliğimiz diğer oluşumların üyeliği gibi olmadığından üye sayısı olarak net bir sayı veremeyiz.
Ancak şu verileri sunabilirim. Köklü Değişim Dergisi’ni her ay 5 bin basıyor ve tüketiyoruz. Bu beş binin hepsi Hizb-ut Tahrir mensubu denemez tabii. Ayrıca Müslümanlarla ilgili gündemler hakkında düzenlediğimiz etkinliklere katılımlar da kimi zaman 7-8 bin gibi sayılara ulaşır. En son tartışma konu olan 17 Aralık’taki Gazze etkinliğimize 10 bin civarında insan katılmıştı.