“Seçimlerden önce muhalefet Suriyeliler hakkında olumsuz ifadeler kullanıyordu, seçimlerden sonra iktidar yerel seçimleri kazanmak için Suriyelileri kullanıyor”
“Seçimlerden önce olduğu gibi seçimlerden sonra da Suriyeli sığınmacı toplumu bir siyasi malzeme olarak kullanılmakta. Son iki ay içerisinde yeni İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ‘düzensiz göç ile mücadele’ ilan etti. Aslında ‘düzensiz göç’ kavramıyla ilgili burada bir teknik sorun var. Suriyeli sığınmacıların Türkiye’de bulunması bir Afrikalı ya da bir Afgan’ın bulunmasından ayrıdır. Farklı ülkelerden gelen kişiler Türkiye’yi bir transit ülke olarak görüyorlar. Çünkü onların hedefi Avrupa ülkeleri. Suriyeli sığınmacı toplumu ise Türkiye’yi bir kurtuluş yeri olarak görüyor ve yıllardır burada yaşıyor. O nedenle ‘düzensiz göç mücadelesi’ denildiğinde Suriyeli mülteciler için farklı bir statü olması gerekiyor. Bu birinci kısım.”
“İkinci kısım ise şu; seçimden önce muhalefet Suriyeli sığınmacı toplum hakkında olumsuz ifadeler kullanıyordu. Seçimden sonra ise konu ters noktaya geldi. Muhalefet değil de iktidar artık bu Suriyeli sığınmacı toplumunu kullanmaya başladı. İktidar, Mart 2024 yerel seçimler için, İstanbul ve Ankara’yı kaybetmemek için Suriyeli sığınmacılara karşı farklı bir politikaya başladı. Hergün görüntüler çıkıyor, görüyoruz. Bunun da amacı halka bir mesaj vermek; bakın biz Suriyeli sığınmacıları gönderiyoruz demek.”
“Seçimden sonra maalesef sınırdışılarda büyük bir artış var”
“Seçimden sonra maalesef sınırdışı edilme konusunda büyük bir artış görüyoruz. Pek çok kişi zorla, dövülerek ‘gönüllü geri dönüş’ evrakı imzalamak zorunda bırakılıyor. Oysa bu hukuka aykırı, insan haklarına aykırı. Bu konuda insan hakları örgütlerinin de seçimden sonra bir sessizliği var.”
“Esed rejimi keşke bugün düşse ve biz de ülkemize dönsek”
“Suriyeli sığınmacı toplumu vatanına dönmekten çekinmiyor. Biz, en yakın zamanda vatanımıza dönmeyi isteriz. Keşke bugün Esed rejimi düşse de bir an önce ülkemize dönsek. Ama şu şartlar altında insanların ülkelerine dönmesi mümkün değil.”
“Türkiye’de Esed sevdası yapan siyasetçileri Esed bizzat kendisi yalanladı”
“Esed rejimi, BM raporuna göre kendi halkını kimyasal silahla vuran bir rejim. Geçen hafta Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün raporu ortaya çıktı ve tekrar rejimin yargılanması talep edildi. Buna rağmen ne yazık ki Türkiye’de maalesef bazı siyasetçiler Esed sevdası yaparak ‘Bakın Suriye’de hayat normal, insanlar refah içerisinde yaşıyorlar, mülteciler neden dönmüyor’ diyorlar. Aslında Esed rejimi bölgesine giden ve gitmeyi düşünen siyasetçiler için ben üzülüyorum. Gerçekten acıyorum. Çünkü bu insanlar yıllardır Esed sevgisi yapıp Suriye’de her şey güzel propagandası yaparken Esed’in kendisi bunları yalanladı. Esed 6 Ağustos’ta SkyNews’e verdiği röportajda ‘Mülteciler nereye dönecekler? Suriye’de altyapı yok, elektrik yok, su yok. Dönmeleri şu anda imkansız’ dedi. Bizdeki siyasetçilerden ne kadar Esad sevdası yapan varsa bu açıklamadan sonra utanmaları gerekiyordu.”
“Esed, yaptığı açıklama ile Türkiye’nin Rusya’nın desteği ile attığı barış adımlarını boşa düşürdü”
“Esed’in Erdoğan ile görüşme noktasında yaptığı açıklamalarda iki sıkıntılı nokta var. Birincisi, ‘Ben niye Erdoğan ile görüşeyim, dondurma yemek için mi?’ dedi. Bu gayri ahlaki bir cevap. Ayrıca Rusya’nın desteğiyle Türkiye’nin attığı adımlar sonucu Ortadoğu’da oluşturulmaya çalışılan barış ortamını Esed bu açıklaması ile bozdu. İkinci olumsuz açıklaması ise Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde olmasıyla ilgiliydi. Esed, ‘Türkiye’yi şu anda Suriye’deki teröre ve cihatçılara bir destekçi ülke olarak görüyoruz. Bir an önce çekilmeliler’ dedi. Esed neden Türkiye’nin çekilmesini istiyor? Çünkü oraya tekrar YPG yerleşsin diye. Bu da çok olumsuz bir açıklamaydı.”
“Biz şundan korkuyoruz ki Türkiye’de son dönemlerde bir ekonomik kriz var. Enflasyon yükseliyor, her şey pahalanıyor, vatandaşın alım gücü düşüyor. Büyük ihtimal önümüzdeki günlerde enflasyon daha da yükseldikçe vatandaşın öfkesinin toplumdaki en zayıf halkaya dönmesi. Yani Suriyeli sığınmacılara. Bizim en büyük korkumuz budur. Türkiye’de acilen ayrımcılık, kin, nefret ile ilgili acil düzenlemeler yapılması ve uygulanması gerekiyor. Bu Suriyeli sığınmacılar için değil, onlardan öte Türkiye vatandaşları için.”