“YOLDAKİ İŞARETLER”İN YENİ BÖLÜMÜNÜ İZLEMEK İÇİN
Programda Yunus Emre Erdölen’in değerlendirmelerinden bir bölüm:
“Amerika çok aktif bir şekilde İsrail’e silah yardımı yapıyor. Bu nedenle de Amerika’daki bir sürü genç Filistin konusunda kendini çok daha sorumlu hissediyor ve buna vergileriyle ortak olduklarını düşünüyorlar. Amerika’da Filistin’e destek çıkmak sadece Filistinlileri ilgilendiren bir mesele değil. Özellikle Amerika’nın Orta Doğu’daki dış politikasına ve müdahalelerine, Amerika’nın genel siyasi tavrına, siyaset ile paranın iç içe olmasına, siyasetçilerin bağışlarla bir nevi satın alınabilmesine tepki duyan sol kesimler, çoğunluğun dışında kalan, beyaz olmayan Müslüman azınlıklar, kadınlar, eşcinseller, bu kesimler Filistin üzerinden çok daha genel bir dünya görüşü dile getiriyorlar.
Şunu söylemek lazım ki daha önce hiçbir Amerikan başkanı, İsrail’le ilişkiler söz konusu olduğu zaman Biden kadar eli kolu bağlı olmamıştı. Gerçekten bu durum Amerika’nın belki gelmiş geçmiş diplomatik açıdan beceriksiz hükümetlerinden biri olmasıyla da alakalı. En önemlisi Joe Biden Demokrat Parti içerisindeki İsrail lobisi etkisini kıramadılar. İsrail lobisi komplotik, bizim göremeyeceğimiz, anlayamayacağınız bir şey değil. Bunların hepsi, yani lobicilik yapmak yasal Amerika’da. Bugüne kadar İsrail lobisi Amerikan siyasetçilere epeyce bağışlarda bulundu. Fakat ne zaman Donald Trump başkan seçildi, Amerikalı gençler, solcular seçimlerde kendilerince faşist addettikleri bir adayın seçilebileceği tehlikesini görüp siyasete atılmaya başladı. Berny Sanders gibi özellikle sosyalist bir Amerikalı Yahudi’nin İsrail’i açıkça ve çok sert bir şekilde eleştirmeye başlamasıyla Filistin meselesi gençlerde ve solcularda, kampüslerde iyice yayılmaya başladı ve artık ilk defa İsrail lobisinden para almanın bir eksisi, bir negatifi, bir yükü ortaya çıktı. Bugün mesela New York’un işçi sınıfının yoğun olduğu bir bölgesinde İsrail’den para aldığınız için seçim kaybedebilirsiniz. Solcuların yaşadığı, Müslümanların yaşadığı bölgelerde, Demokratların hakim olduğu yerlerde İsrail’i çok açıkça desteklemenin bir yükü var artık.
Maalesef Amerika’da bir İsrail lobisi gibi bir Filistin lobisinden bahsedemiyoruz. Filistin için yabancı bir ülke ne İsrail’in yaptığı gibi bir kaynak aktarımı için çalışıyor ne de Amerika’da yaşayan ve Filistin’i destekleyebilecek güçlü bir sermaye sınıfı var. O kesim Amerika’da yeni yeni orta sınıflaşıyor ya da üniversitelere ve siyasete yeni yeni giriyor.
Şöyle bir argüman duyuyorum genellikle: ‘Batı Filistin meselesinde sınıfta kaldı. Bu yüzden Batı ile özdeştirdiğimiz liberalizm, insan hakları, demokrasi kavramları çöktü, yeni bir dünya doğuyor.’ Fakat tek bir Batı söz konusu değil. Bugün Batı dediğimizde mesela İspanya Doğu ülkesi mi? Ya da İrlanda? Bu ülkeler bugün Filistin konusunda çok net bir şekilde tavır koyan, Filistin devletini tanıyan, İsrail’e karşı bazılarının soykırım davasına katıldığı ve çok ciddi bir şekilde İsrail’le karşı duran devletler. İngiltere ve Amerika’da da artık seçimleri etkileyecek kadar kamuoyunda İsrail’e yönelik tepki var. Elitler ve yöneticiler İsrail taraftarı olabilir ama vicdanlı bir kamuoyu da mevcut.”