AK Parti ile ortak milletvekili listeleriyle seçime girmeyi başından beri kendi içinde tartışan MHP’de, seçmen pusulasında “üç hilalli” parti ambleminin mutlaka olması gerektiğine dönük görüşler öne çıktı.
MHP yönetimi, bu görüşlerin, Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmenin ardından partisinin Cumhur İttifakı çatısı altında ancak kendi logosu ve milletvekili adaylarıyla seçime gireceğini açıklamasıyla birlikte kamuoyuyla “acil olarak paylaşılması” gerektiğine karar verince, Devlet Bahçeli’den siyaset kulislerini hareketlendiren o Twitter mesajları geldi:
“Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Genel Seçiminde, tüm seçim çevrelerinde olmak suretiyle üç hilal amblemiyle ve değerli milletvekili adaylarıyla demokratik mücadelesini yapacak, nihayetinde hak ettiği, layık olduğu, hasretle beklediği başarıya kesinlikle ulaşacaktır.”
Bahçeli’nin bu açıklamayı neden yaptığına ilişkin siyaset kulislerinde tartışmalar sürerken, MHP kurmayları oy pusulasında MHP’nin kendi amblemi ile görünmesinin hem MHP hem de Cumhur İttifakı için “hayati önem” taşıdığını söylüyor.
MHP kurmaylarına göre oy pusulasında “üç hilal”li MHP amblemini göremeyen MHP seçmeninin İyi Parti’ye yönelmesi ve mührü İyi Parti’ye basması mümkün. Bu yüzden oy pusulasında mutlaka seçmene MHP’nin ambleminin gösterilmesi gerekiyor.
Seçim yasasına göre zaten en az 41 ilde kendi amblemi ve listeleriyle seçime girmek zorunda olduklarını hatırlatan MHP kurmayları, geriye kalan illerde de MHP amblemini kullanarak seçmeni Cumhur İttifakı’na çekeceklerinden emin.
5 ilde ortak liste olabilir
AK Parti yönetiminin, MHP ile AK Parti’nin ortak liste yapmamaları durumunda daha az milletvekili çıkartacağı hesaplarının yanlış olduğunu dile getirmesi de dikkat çekiyor.
AK Parti Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz, Bahçeli’nin “Tüm seçim çevrelerinde üç hilalli amblemimizle olacağız” açıklamasını değerlendirirken “Bu zeminde buluşup anlaştığımızı bir süredir söylüyorum. Buna aykırı bir durum söz konusu değil. Devlet Bey’in ortaya koyduğu tavır da bizim aktardığımız durumun aynısı” dedi.
AK Parti kurmaylarına göre bu açıklamalar iki partinin hiçbir yerde ortak liste yapmayacağı anlamı da taşımıyor.
İki partinin yaptığı ortak çalışmaya göre MHP’nin hiç vekil çıkartamayacağı, AK Parti’nin de çok az oy oranıyla vekili başka bir partiye kaptırabileceği illerde ortak liste mümkün olabilecek. Buna uyan yaklaşık 5 ilin olduğunu anlatan AK Parti ve MHP kurmayları “Her durumda oylarımızın başka partilere gitmesini engelleyeceğiz” diyor.
“Bahçeli pazarlık peşinde”
Cumhur İttifakı’ndaki değerlendirmelerin aksine, muhalefet cephesinde, Bahçeli’nin Cumhur İttifakı çatısı altında ancak MHP amblemi ve listeleriyle seçime gireceğini açıklaması, iki parti arasındaki vekil pazarlığında bir çeşit el yükseltme olarak görülüyor.
Bahçeli’nin açıklamalarını inandırıcı bulmayan muhalefet cephesi “Eğer MHP gerçekten seçime ayrı girerse muhalefetin elini güçlendirmiş olur. Bunun farkında olmamaları mümkün değil” diyor.
Seçim yasasına göre vekiller nasıl dağıtılacak?
Milletvekillerinin partilere göre dağıtılmasında yine D’Hont sistemi uygulanacak. Bu sistem 1961’den beri Türkiye’de uygulanıyor.
14 Mayıs seçiminde bir partinin bulunduğu ittifak barajı geçerse (yüzde 7) o parti de barajı geçmiş olacak. Bu kural önceki seçim kanununda da böyleydi.
Yeni seçim kanunundaki en önemli değişiklik milletvekillerinin partilere dağıtılmasında kendini gösterecek. Milletvekilleri, önceden iki turlu dağıtılıyordu. Bir seçim bölgesinde vekiller önce ittifakların toplam oy oranına göre sonra her ittifakı oluşturan partilerin oy oranına göre ittifakı oluşturan partilere dağıtılıyordu. Şimdi ittifakların toplam oy oranının bir önemi kalmadı. Bir seçim bölgesinde her parti kendi oy oranı ölçüsünde D’Hont algoritmasına göre milletvekili alacak. Yani; düşük oy oranına sahip partilerin milletvekili çıkarabilmesi için mutlaka listelerin ortaklaşması gerekiyor.