Ana SayfaSeçim 2023Kılıçdaroğlu’nun dikkat çektiği Cambridge Analytica, seçimleri nasıl etkilemişti?

Kılıçdaroğlu’nun dikkat çektiği Cambridge Analytica, seçimleri nasıl etkilemişti?

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u “Cambridge Analytica'cılık oynamak”la suçladı. Cambridge Analytica, 2018’de faaliyetlerini sonlandırmadan önce Nijerya’dan ABD’ye dünyanın farklı bölgelerinde, izinsiz olarak elde ettiği kişisel verileri kullanarak ürettiği haberler ve videolarla kara propaganda yürüten, rakip partilerin seçmenlerinin sandığa gitmemesi için manipülatif faaliyetlerde bulunan bir veri-reklam şirketi olarak biliniyor. Özellikle sağcı, muhafazakâr seçmenlerde İslam karşıtlığını körükleyen karalama kampanyaları ile dikkat çekmiş, Trump’ın seçimleri kazanmasında etkili olmuştu.

CHP lideri ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter’dan “girişilecek pis işler” uyarısı yaparak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u “Cambridge Analytica’cılık oynamak”la suçladı. Altun ise Kılıçdaroğlu’na verdiği yanıtta, “Devletin kamu görevlilerini isim isim zikrederek hedef göstermesi kabul edilemez” dedi.

Peki Cambridge Analytica nedir, kapanmadan önce faaliyette bulunduğu ülkelerde nasıl bir rol oynadı?

Ne olmuştu?

Londra merkezli Cambridge Analytica adlı veri analiz şirketinin, yaklaşık 90 milyon kullanıcının sosyal medya hesaplarından izinsiz topladığı kişisel verileri ABD ve İngiltere’de kritik siyasi seçimleri etkilemek için usulsüz olarak kullandığı ortaya çıkmıştı. Şirket tam 5 yıl önce bugün, 2 Mayıs 2018’de faaliyetlerine son verdi.

Cambridge Analytica,”tüketici ve seçmen davranışlarını etkileyip değiştirmek isteyen” iş dünyası ve siyasi partilere hizmet sunan bir veri analiz şirketi olarak çalışıyordu.

Zaman içinde kullanıcı verileri usulsüz şekilde elde edildiği belirlenen kişi sayısı 90 milyona yaklaştı.

Şirketin, ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesinde ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkma (Brexit) süreçlerinde, seçmen davranışları üzerinde etkili olduğu düşünülüyordu.

Şirket, kullanıcı bilgilerini Facebook üzerinden yapılan bir kişilik testi ile elde ediyordu.

Süreçte, Cambridge Analytica’nın seçim sandıklarındaki tercihleri etkileyebilecek ve öngörebilecek güçlü bir yazılım kullandığı iddia edilmiş, sistem ‘tam teşekküllü bir propaganda makinesi’ olarak tanımlanmıştı.

Cambridge Analytica, seçmenleri manipüle etmek amacıyla kişisel verileri dikkate alarak kişiye özel yalan haberler, iftiralar ve sahte bilgiler yayıyor, böylece yalan propagandanın etkisini arttırıyordu.

Yapılanlar nasıl ortaya çıkmıştı?

Cambridge Analytica ile ilgili iddialar, şirketin eski çalışanı Christopher Wylie tarafından ortaya çıkarıldı.

İngiliz Channel 4 haber kanalının yayımladığı gizli kamera çekimlerinde de şirketin bazı yöneticilerinin, internet ortamında siyasetçilerin itibarını sarsmak için “aşk tuzakları” hazırlanabileceği ve rüşvet verilebileceği söylerken görülmüştü.

Görüntülerde şirketin tepe yöneticisi Alexander Nix, dünya genelinde gizli seçim kampanyaları yürüttüklerini, Kasım 2016’da gerçekleştirilen ABD başkanlık seçimlerinde önemli rol üstlendiklerini söylüyordu.

Kenya’dan Washington’a

Cambridge Analytica şirketi Meksika, Avustralya ve Hindistan’da bazı siyasi partilerle çalışmak için ön görüşmeler yapmış, Kenya’da 2013 ve 2017 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta ile çalışmış, rakibini yalan bilgilerle terör örgütü Eş-Şebab destekçisi olarak resmetmişti. Şirket yine 2013 yılında Malta’da para karşılığında vatandaşlık verilmesini destekleyen bir kampanyanın düzenlenmesinde çalıştı.

Cambridge Analytica’nın eski çalışanlarından Wylie, şirketin Nijerya’da Müslüman cumhurbaşkanı adayı Buhari’nin e-maillerinin hack’lenmesinde ve İslam’a karşı nefret uyandıracak içeriklerin Hıristiyan seçmenlere ulaştırılmasında İsrailli istihbarat şirketi Aggregate IQ ile birlikte hareket ettiğini açıklamıştı.

Cambridge Analytica en yoğun propaganda faaliyetini 2016 ABD seçimlerinde sergilemişti. Trump ve Cumhuriyetçilerin kampanyası için çalışan şirket, özellikle Cumhuriyetçi ve muhafazakâr seçmenlere ulaştırılmak üzere Demokratlar ve Hillary Clinton hakkında yalan haberler hazırlamış, Demokrat seçmenin, özellikle de Bernie Sanders destekçisi sol seçmenin sandığa gitmemesi için propaganda faaliyeti yürütmüştü.

Şirket Brexit referandumunda “Türkiye’nin AB’ye gireceği” gibi yalan haberleri üretmekle de suçlandı ama 2020 yılında bağımsız yürütülen araştırmalar sonucunda Brexit referandumunda somut bir propaganda faaliyetinin olmadığı belirtildi. Bu nedenle Brexit süreciyle ilgili net bir tablo henüz ortaya konulamadı.

(Euronews, BBC, BBC Türkçe, NYT)

- Advertisment -