İstanbul Medipol Üniversitesi’nin 29 ülkeden gelen yabancı öğrencilerinin kendi ülkelerini tanıttığı Uluslararası Öğrenci Festivali yapıldı. Festivale katılan Yemenli öğrencilerin, yerel kıyafetleri ve yerel kıyafetin bir parçası olan cenbiye denilen hançerlerin imitasyonlarıyla verdikleri görüntüler sosyal medyaya düşünce “Bunlar kim, bunun amacı ne, bunlara kim izin veriyor, Taliban üniversitede” tepkilerine neden oldu. Medipol Üniversitesi hocası Bekir Berat Özipek: “Folklorik bir etkinlik olduğunu izah etmek durumunda kalmak bile dramatik.”
Türkiye’deki Uygur derneklerinin geçtiğimiz ay Mado’nun Çukurambar şubesinde yapacakları basın açıklamasını “Çin’deki yatırımlarımız zarar görür” gerekçesiyle iptal eden Mado’nun sahibi Mehmet Sait Kanbur Çin radyosuna konuştu. “İnsanın iki vatanı olur. Biri doğduğu bir de doyduğu yer. Ben bugün Çin’de doyuyorsam ben de Çinliyim.”
Bulgaristan’da seçim hükümetinde ekonomi bakanı olan Kiril Petkov, Maliye Bakanı Assen Vassilev’le birlikte “yolsuzluk düşmanı Harvard’lı ikili” olarak geniş bir hayran kitlesine ulaştı. “Bir ürünü satın almadan önce bile numune istersiniz. Bulgar halkına geçici hükümetteki dört ayda ücretsiz numune vermiştik. Şimdi o ürünün lansmanını yapıyoruz” diyerek kampanya yaptı. Ekonomik kriz ve yolsuzluklardan bunalmış Bulgar seçmeni, Nisan ayına kadar adları hiç duyulmamış ekonomiden anlayan, geçmişi temiz gençlere şans verdi.
Kars’ın görevinden alınan seçilmiş belediye başkanı Ayhan Bilgen dün Twitter’da “Tarihi gerçekle yüzleşmeye cesaret etmeliyiz. Çare ALİ'nin yolu” tweet’ini paylaştı. Bugünlerde “Ömer’in yolu” gündemdeyken Ayhan Bilgen neden “Ali’nin yolu”nu vurgulamıştı. Bilgen’den bu tweet’i açmasını istedik, o da Serbestiyet’e “Neden Ali’nin yolu” başlıklı kısa bir değerlendirme gönderdi.
10 Kasım’da ortaya çıkan görüntüler, Türkiye’de muhafazakâr ve dindar kesimlerin de ‘Kemalizm’ ile barışmakta ve uzlaşmakta olduğu yorumlarına neden oldu. Konuyu, yazar Metin Karabaşoğlu ile konuştuk: “Birbirine çok yakın iki tarihte aslında biz bir çelişki sergiliyoruz bu ülkede. 29 Ekim’de cumhuriyeti kutluyoruz, çok geçmeden 10 gün sonra bir tek adam kültü çağrıştırır şekilde bir tarihsel figürü olması gereken yerde değil de olduğundan çok daha farklı bir yerde yani insanüstü bir mevkide tanımlıyoruz. Yani kurucu figürden adeta yaratıcı figüre doğru bir geçiş bir anda.”