ÖZEL HABER

ÖZEL RÖPORTAJ | İmamoğlu’nu trolleyen “Atatürk sözü”nün ‘üretici’si: “’Atatürkçülerin’ kendileri hariç herkesi cahil sanması canımı sıkıyordu”

Suriye iç savaşının başladığı 2012’den bu yana sosyal medyada Atatürk’e ait olduğu iddiasıyla dolaşan, Sözcü’nün 30 Ağustos’ta manşetten verdiği, İmamoğlu’nun Atatürk’ün öngörüsü diye canlı yayında okuduğu sözleri 12 yıl önce Atatürk’ün sözü diye Facebook’tan yayan Erdal İ., Serbestiyet’e konuştu: “’Atatürkçü’ kitlenin kendilerini Türkiye’nin aydınlık yüzü, harici herkesi cahil sanmasındaki derin çelişki canımı sıkıyordu. Bu tuhaf tutumun yanlışlığını görünür kılmak için bir tür sosyal deney düşüncesiyle bu fikir ortaya çıktı.”

PORTRE | Ömer El Shogre ve “Yüz Gül”ün hikayesi

15 yaşından itibaren Suriye’deki protestolara katıldığı için 2011-2013 arasında toplam 7 kez tutuklandı. Ömer El Shogre, 2015’te Türkiye’deki annesinin zar zor topladığı 15 bin doları rüşvet olarak memurlara dağıtmasıyla “İnsan Mezhabası” Sednaya’dan sağ çıktı. Hapisten çıktıktan sonra bambaşka bir insana dönmüştü. El Shogre, ABD senatosu, BM’de Suriye’de gördüğü işkenceleri anlattı. Esad’ın devrilmesinden sonra çektiği videoda gözyaşları içinde devrime katkı sunanlara “yüz gül” sundu. Bu kelime, Ömer’in hapishanede işkencede ölen kuzenine de bir saygı duruşuydu.

RÖPORTAJ | “Tamamı üniversite mezunu, İstanbul’da birkaç işletmeye sahip, yarısı Türkiye vatandaşı olan ailem Suriye’ye dönmeyi düşünüyor”

İstanbul’da yaşayan Suriyeliler anlatıyor. Velid Hasan: “Colani, yarın sakalını tıraş edip ‘Ben cihatçı değil Suriyeliyim’ derse şaşırmayız.”, “Esed’in devrilmesinde kimin payı varsa Allah ondan razı olsun, bu İsrail olsa bile.” Abdülaziz: “Tamamı üniversite mezunu, İstanbul’da birkaç işletmesi olan, yarısı Türkiye vatandaşı olan ailem Suriye’ye dönmeyi düşünüyor.", "Suriye’ye dönme kararımda İçişleri Bakanlığı ve Göç İdaresi tarafından sistematik hale getirilen ırkçılığın etkisi var.”, "HTŞ’deki değişim birden değil, son beş yılda oldu.”

ÖZEL RÖPORTAJ | Narin Davası’nda işkence iddiaları. Şebnem Korur Fincancı: “Diyarbakır Barosu, suç duyurusunda bulunmalıydı”

Şebnem Korur Fincancı, Narin Davası’nda Güran ailesi mensuplarına işkence iddiaları ve Diyarbakır Barosu’nun tutumunu Serbestiyet’e değerlendirdi: “Hiç kimseye işkence yapılamaz. ‘Hiç kimse’ye hakkında çok ağır suçlar isnat edilenler veya ispat edilenler de dahildir. Diyarbakır Barosu, işkence iddiasının kendilerine iletildiği görüşmenin ardından suç duyurusunda bulunmalıydı. BM’nin İstanbul Protokolü’ne göre soruşturma için işkence iddiasının ortaya atılması yeterli. İnsanlar, tekrar işkence görebileceği kaygısıyla belge imzalamaya çekinebilir; Baro daha aktif tutum almalı. Diyarbakır Baro Başkanı’nın işkence iddiası için ‘afaki beyan’ demesi olacak iş değil. İçişleri bakanları ‘kırın ayaklarını’ diyor profesyonel kurumlar da dahil toplum da bu mesajlardan etkileniyor.”
- Advertisement -

ÖZEL HABER | Narin Davası’nda şüphe yaratacak sesler: Salim Güran’ın “cesedi kontrol etti” denilen anlarda yaptığı görüşmenin kaydı çıktı

Narin Davası sanığı Salim Güran’ın cinayet gecesi, Narin’in cansız bedeninin bulunduğu Eğertutmaz yakınına gittiği iddia edilmişti. Kamera görüntülerinde marka, model ve rengi belirlenemeyen bir aracın 22.35 civarında Eğertutmaz'a doğru hareket halinde olduğu, 22.47-22.55 aralığında da Eğertutmaz’ın yakınında bulunduğu tespit edilmiş; bu aracı Salim Güran’ın kullandığı kanaatine ise HTS daraltılmış baz raporundaki tespitlerle ulaşılmıştı. Ancak Salim Güran’ın 22.41’de yaptığı bir telefon konuşmasının ses kaydı, iddiayla ilgili şüphe oluşturuyor. Ses kaydında, iddianameye göre o sırada araçla hareket halinde olan Salim Güran’ın etrafından insan sesleri geliyor ve Salim Güran’ın yürüdüğünü düşündüren sesler duyuluyor.

En Son Çıkanlar