Cezaevlerindeki tutuklu ve mahkumların sayısı, tartışmalı İnfaz Kanunu değişikliğinin ardından 300 bin kişiden 200 bine düştü. CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürülen iptal isteminin gerekçesi, kanun önünde eşitlik ilkesinin çiğnenmesi. İptal istemi esastan incelemeye alınmış bulunuyor. Deneyimli avukat Bahri Belen’le ve Adalet Bakanlığı yetkilileriyle, cezaevlerindeki son durumu konuştuk.
Adalet Bakanlığı: 100 bin kişi bırakıldı
Adalet Bakanlığı yetkilileri COVID-19 salgını sonrası cezaevlerindeki durumla ilgili şu bilgileri verdi: Cezaevlerinde test sonucu pozitif çıkan hasta sayısı günde 80-100 dolayında. Önlemler, Koronavirüs Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri doğrultusunda alınıyor.
Önlemler şöyle:
1) 7 milyon metrekarelik cezaevi alanları düzenli olarak dezenfekte ediliyor. Araçlar ve denetimli serbestlik büroları da ayrıca titizlikle ilaçlanıyor.
2) Yeni gelen tutuklu ve hükümlülere sağlık kontrolü yapılıyor, bir hastalık belirtisi gösterenler koğuşlara değil, hastaneye sevk ediliyor.
3) Tedavisi biten, 14 gün süreyle tek kişilik bölümde tutuluyor. Başka cezaevlerine nakiller ertelendi.
4) Avukat görüşleri dahil bütün ziyaretçi görüşleri, zorunlu olanlar dışında ertelendi.
5) Kurumlarda görev yapan personel, kurum idarelerince belirlenen vardiyalar sonunda eve gönderilmiyor, izole edilen barınma yerlerinde kalıyorlar.
Avukat Bahri Belen’in anlattıkları
Avukat Bahri Belen ise farklı gözle bakıyor: “İnfaz yasasıyla ilgili düzenleme tamamıyla siyasi bir tercih. Halbuki hastalığı önlemek için yapılması gereken suçlar arasında fark gözetmemekti… Adalet Bakanlığı’nın resmi verilerine göre cezaevlerinde gardiyanlar dahil COVID’li 94 hasta bulunuyor. Bunların kaçı tedavi edildi, kaçı tahliye edildi, kaçı korumaya alındı bilmiyoruz.
Görevlilere özel kıyafetler ve maskeler verilmiş… Dünya Sağlık Örgütü açıklamalarına göre sağlık hakkı, doğrudan yaşam hakkıyla ilgilidir. Tutuklular dışarıda hangi hak ve tedavi imkanlarına sahip olacaklarsa o imkanlar içeride de aynen sağlanmalıdır. Çalışanların aileleriyle ilgili de çok ciddi riskler var. Belki bir kısmı evlerine gitmiyorlar ama gelen giden asker var, tutuklu var. Burada bana göre uygulama eksik yapıldı. Bunun bedeli nedir sonra göreceğiz.”
Ziyaret sırasında riskler
Bahri Belen şöyle devam ediyor: “Cezaevine girişte askere, bir süre sonra kapıdaki görevliye evrakları alıp veriyoruz. İkinci kapıda tekrar eşyalarımız ayakkabılarımız X-Ray’den geçiyor. Orada tekrar belgeleri veriyoruz. Fiilen kişiye ve mekana dokunma durumu oluyor… Yani ne kadar tedbir alırlarsa alsınlar bulaşmayı önlemek kolay değil. Cezaevi koşullarında alınacak hiçbir önlem yeterli olamaz.”