TBMM Milli Kardeşlik Komisyonu, çatışma çözümü alanında çalışma yapan akademisyenleri dinleyeceği 10’uncu toplantısına başladı.
Bugün komisyonda konuşacak akademisyenler şöyle:
•Prof. Dr. Havva Kök Arslan
•Prof. Dr. Sevtap Yokuş Veznedaroğlu
•Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik
•Doç. Dr. Çerağ Esra Çuhadar
•Fatih Ulusoy
•Hüseyin Oruç
•Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak
•Doç. Dr. Vahap Coşkun
•Prof. Dr. Talha Köse
“Öncelikli vazife yasal düzenlemeleri gerçekleştirecek adımlar”
Komisyonun açılışında konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:
Komisyonun çalışması hiç şüphesiz İmralı‘dan gelen, örgütün tamamıyla kendisini fesedeceği ve silahların tamamıyla bırakılması gerektiği çağrısı üzerine yapılan toplantılar zinciridir. Komisyonun öncelikli vazifesi bu sürecin millet adına denetiminin ve kontrolünün yapılması ve sürecin gerektirdiği yasal düzenlemeleri toplumsal mutabakatı da sağlayarak gerçekleştirilecek adımların atılmasıdır.
“Dünya literatürüne Türkiye modelini armağan edeceğiz”
Şu anda gerçekleştirmeye çalıştığımız husus bir Türkiye modelini ortaya koymaktır. Biz bu süreçte yapılan barış müzakerelerinin, çatışma çözümleriyle ilgili atılan adımların detaylı bir şekilde analizini gerçekleştireceğiz. Ama şunun da farkındayız ki yaptığımız şey Türkiye’ye has bir modelin ortaya konulmasıdır. İnşallah en kısa süre içerisinde dünya literatürüne ve dünyadaki demokrasi tarihine armağan edeceğimiz başarılı bir Türkiye örneği olacaktır.”
“Küçük anayasa değişikliği paketi olabilir”
Komisyonda sunum yapan Prof. Sevtap Yokuş Veznedaroğlu, komisyonun zor bir görev yaptığını belirtirken, “Çözüme ulaşırsanız tarihe geçeceksiniz. Biz de size destek veriyoruz. Çok heyecanlıyız” dedi. Veznedaroğlu, sürecin küçük bir anayasa değişikliği paketiyle tamamlanabileceğini söyledi. Anayasa’nın resmi dilin Türkçe kabul edildiği 42. maddesi ile vatandaşlık maddesi olarak bilinen 66. madde üzerinde toplumun uzlaşabileceği değişikliklerin yapılabileceğini anlattı.
“Güven arkadan gelir”
Ayşe Betül Çelik, negatif barıştan pozitif barışa geçilmezse barışın kalıcı kılınmayacağını dünya örnekleriyle anlattı.
Ölümlerin durdurulmasının barış süreçlerinin ilk adımı olduğunu ve güvenlik konusunun bu tür süreçlerde önceliklendirildiğini anlatan Çelik, bununla sınırlı kalınmaması gerektiğini kaydetti. Çelik, geri dönüşlerin sağlanması, sosyal dokunun iyileştirilmesi, farklı gruplar arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi gerekliliklerine dikkat çekti.
Topluma ve dirençli kesimlere barışın olası kazanımlarının anlatılmasının önemine dikkat çeken Çelik, geçmiş süreçteki Akil İnsanlar Heyeti’nin çalışmalarına benzer bir çalışma yapılabileceğini söyledi. Çelik, eline silah alan kişilerin güvenlik ve emniyetinin ve bu kişilerin toplum içinde bir yer bulmasının sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti.
Taraflardan biri güven artırıcı bir adım attığında karşı tarafında bu adıma karşılık vermesi gerektiğini kaydeden Çelik, ”Güven yolda oluşturulur” dedi.