İZLEMEK İÇİN
- Merhabalar, bugünkü konuğumuz Dr. Hüseyin Durmaz. Durmaz, Gaziantep’te aile hekimi. Peki neyi konuşacağız bugün? Kendileri aslında uluslararası bir organizasyonun parçası. Gazze’de bir kıtlık yaşanıyor malumunuz. Dolayısıyla bu Gazze’de yaşanan sağlık sorununu ve ablukayı protesto etmek için bir adım atıldı. Avrupa merkezli bir oluşum oluşturuldu. Ben biraz bunları soracağım. Kendileri Mısır’a bir heyetle, bir grup olarak değil mi hocam? Mısır’a gidiyorsunuz, Mısır’da Ariş Limanı’ndan Refah sınır kapısına gideceksiniz. Öncelikle hoş geldiniz.
Hoş bulduk, teşekkür ederim.
Bu organizasyonu öncelikle tanımak isteriz. Sizler kimsiniz ve hangi amaç çerçevesinde, hangi hedefle böyle bir yola çıktınız? Yanlış hatırlamıyorsam, rotanız Mısır’a gitmek, oradan da Refah sınır kapısına gitmek, sağlık görevlileri olarak.
Evet, yani şöyle, sadece sağlık görevlileri değil, doktorlar ve tüm aktivistler. Şu an için 33 tane ülkeden aktivistler olarak özellikle Ramazan ayından beri başlayan bu Gazze’ye yönelik tam abluka yiyecek ve tıbbi ve insani yardım ablukasını ki bu bir savaş silahı olarak kullanıldı. Bu uluslararası hukuka, insanlığa yani bunların hepsine aykırı bir durum.
Avrupa’daki meslektaşlarımız ki biz onlarla daha önce Cenevre’de bir beyaz çadır eylemi yapmıştık Birleşmiş Milletler önünde. Sonraki süreçte temasımız, görüşmelerimiz devam ederken şöyle bir son yaşananlara karşı artık küresel bir hareket başlatılmalı iradesi ortaya konuldu ve bunu da yapabilecek kendi ülkelerimizde yaptığımız açıklamalar, hamleler, yürüyüşler, protestolar, imzalar bunlar bir sonuca ulaşmadı ve bir sonuç elde edilecek kıvama gelmedi. O zaman öyle bir hamle yapalım ki biz bu krizi engelleyebilelim.
İsrail’in bu soykırımını ve uyguladığı ablukayı kırabilmek, insani ve tıbbi yargının önünü açabilmek için. Fikir böyle doğdu. Yani fikir aslında kollektif bir fikir.
Tüm insanların uzun zamandır aklında olan, yapılması gerektiği konusunda herkesin hemfikir olduğu bir fikir. Bununla ilgili bir plan geliştirildi. 33 ülke, katılımcılar toplanıyor.
Önce biz kendi aramızda bu hamleyi yapmayı planlamıştık ama o kadar çok talep oldu ki sayı şu an itibariyle 3000’i geçti ve bu sayı gittikçe de artıyor. Amaç refah sınır kapısına kadar ulaşıp, Ariş’ten Refah’a kadar da yürüyerek, hareket ederek bu dünyanın tüm gündemini yeniden Gazze’ye çekip, özellikle Batı hükümetlerinin İsrail’e verdiği koşulsuz desteğin kesilmesi, uluslararası kurumların görevini yapması ve İsrail üzerinde baskı oluşturarak ambargonun kırılması hedefleniyor. Yani 33 ülkeden oluşan ağırlıklı olarak sağlık görevlilerinin olduğu ama aktivistlerinin de olduğu bir ağ bu.
“Madleen Gemisi ile koordinasyındayız“
Greta Thunberg’lerin başlattığı yine bir özgürlük gemisi eylemi var. Yola çıktılar hatta. İşte İrlandalı sanatçılar da var içinde. Onlarla bir ilişkiniz var mı?
Evet yani hem o ekip yani gemiyle yola çıkan, bizim Ariş üzerinden yürüyerek yapacağımız hamle. Bir de Tunus üzerinden bir konvoy çalışması var. Tam hepsinin zamanı birbirine denk geliyor ve bunlar bir amaç. Bu amaç da ablukanın kırılması yani İsrail’in uyguladığı baskının, insani ve tıbbi yardımın önünün açılması. Yani siz refah sınır kapısına varacaksınız ve burada sağlık ambargosunun, gıda ambargosunun, o Ablukan’ın daha doğrusu kırılması için ne yapacaksınız? Orada oturma yerini mi yapacaksınız? Biz 12 Haziran’da Kahire’de buluşacağız.
Bir gece orada kaldıktan sonra 13 Haziran’da otobüslerle Ariş’e geçeceğiz. Ariş’ten refaha kadar 3 gün, bir 50 kilometrelik zorlu bir yolculuk var. Bu yolculuğu kat edip 17’sinde refaha ulaşmayı planlıyoruz.
Tabii ki çadırlarda uyuyacağız ama her gün kendine özel hem yürüyüş esnasında, dinlenme esnalarında tüm dünyanın gündemini buraya çekecek, belki daha büyük çağrılar yapacak ya da eş zamanlı ülkelerin kendi iç bünyesinde harekete geçilmesini talep edeceğimiz eylemler olacak. 2 gün daha refah sınır kapısında protestolar yaptıktan sonra her şey yolunda giderse 19 Haziran akşamında biz eylemi bitirmeyi planlıyoruz. Bu barışçıl, sivil ve insani temelde bir eylem olacak.
Yani buraya Müslüman, Hristiyan, Siyonizm karşıtı Yahudi, Ateist, dil, din, ırk, renk ayrımı yapmadan tüm insanların geldiği çünkü içinde bulunduğumuz koşul artık saf iyilikle katışıksız kötülüğün karşı karşıya geldiği bir durum. Yani bugün İsrail’in yaptığı dünya tarihinde yapılmamış şeyler. Tüm uluslararası hukuka, anlaşmalara, tüm hamlelere rest çeken, hiçbir şeyi dinlemeyen bir hamle ve Gazze halkı sitem etmekte çok haklı.
Bilirsiniz geçenlerde “siz insan bile değilsiniz” Videosunu izledik. Yani bu bizi çok etkiledi. Hayır biz insanız ve insansak, vicdan sahibiysek ne olursa olsun bizim Gazze halkına ulaşmamız gerek ve bu eylemin temel dinamiği de bu şekilde. Türkiye’deki ayağında nasıl bir organizasyon oluşturdunuz? Türkiye’de peki diğer STK’lardan ya da siyasi partilerden vs. bir destek ya da köstek gördünüz mü? Hayır, şimdi bu insani temelde bir eylem olduğu için tüm vicdan sahibi insanlar, STK’lar, siyasiler zaten doğal destekçimiz.
Hani buna karşı çıkacak bu hamlenin, bu adımın atılmasının yanlış olacağını söyleyecek ben kimse tanımıyorum. Bu henüz böyle bir durumla da karşılaşmadık. Çünkü bu artık son noktanın sonu dediğimiz yer.
Yani hani iş açıklama yapmaktan, imza atmaktan bir takım taleplerde bulunmanın ötesinde. Yani biz devasa bir felaketle karşı karşıyayız. Ve insani temelde yapılan bir eylem, herhangi birinin, bir grubun, bir yapının liderliğinde de değil ya da herhangi bir ekibin kendini öne çıkaracağı bir eylem de değil.
Bu insan olan herkesin içinde bulunacağı bir eylem. Biz eylemi tasarlarken, yani arkadaşlarla, Avrupa ekibiyle bunu konuşurken bu şekilde yola çıktık. Vicdan sahibi her insanın hareket edeceği.
Dolayısıyla gerek STK’lar, gerek siyasi partiler ya da siyasi kimlikli insanlar buna destek verebilir. İnternet sitesine girip, ben de bu eylemi destekliyorum şeklinde isimlerini yani STK olarak yazdırabilirler. Çünkü zaten şu an için 33 ülke, 250’nin üzerinde STK bu eylemi desteklediğini söylüyor.
Özellikle Avrupa’dan parlamenterler, milletvekilleri, bunlar da katılacak, bunlar da eyleme gelecekler. Bunun dışında Türkiye’den de gelecek ya da gelmek isteyecek olanların olacağını tahmin ediyoruz. Doğal olarak herhangi bir engelle ya da kötü bir sözle karşılaşmadık.
- Çünkü bu insani bir eylem. Peki Mısır yönetiminin tavrı ne oldu sizin bu hareketinizde? Çünkü 3000 kişiden bahsediyorsunuz, 33 ülkeden bahsediyorsunuz. 33 ülkeden çok kalabalık bir akın olacaktır büyük ihtimalle. Mısır yönetimi, Kahire bu konuyu nasıl karşıladı? Bugüne kadar herhangi bir engelleme ya da olumsuz mesaj oldu mu?
Şöyle, Gazze’de yaşanan soykırım Mısır’ı da etkiliyor. Aslında bu işin bitmesi, İsrail soykırımının durdurulması dolaylı olarak Mısır’ın da menfaatine.
Yani böyle baktığımız zaman Mısır’ın insani temelde yapılacak bu eyleme, engel olmayı istemesi kendisi açısından problemli bir durum. Bizim açımızdan Avrupa’daki yetkili arkadaşlar diplomatik görüşmeleri yaptılar. İsviçre’de, Lizbon’da, Paris’te, Kanada’da yani 6-7 tane ülke doğrudan elçilikle görüştü. Resmi başvurular yapıldı. Şu ana kadar yaklaşımları pozitif. Yani resmi olarak bize izin verdiklerine dair bir cevap vermediler ama reddettiklerine cevap vermediler.
Görüşmeler olumlu geçiyor. Biz Mısır’ın bu kadar vicdan sahibi insanın bir araya gelerek İsrail soykırımını merkeze aldığı bu hamlede engel olacak bir tavır sergileyeceğini düşünmüyoruz. Tabii ki eylemin dili, amacı Mısır’a karşı da değil.
Yani bunu açıklamaların hepsinde ve Mısır hükümetine yazılan mektuplarda açıkça ifade ediliyor. Eyleme gelecek her katılımcıdan da etik bildirgesi. Bu etik bildirgede de bu eylemin amacının Gazze olduğu, Gazze’de yaşanan ablukanın kırılması, insani yardımın önüne açılması ve İsrail soykırımının durdurulması.
Bunun dışında Mısır’la çatışmaya girecek ya da Mısır yönetimiyle problem yaşanacak bir tabloya girilmeyeceğine dair bir söz istiyoruz. Çünkü bizim burada amacımız ne o ne bu ne şu. Yani biz burada insani temelde Gazze’de yaşanan durumun son bulması için harekete geçiyoruz.
Gazze’de bir abluka var ve bu abluka aslında İsrail’in çok kötücül bir İsrail yönetiminin kötülüğün merkezi olduğunu gösteriyor. Halkını kastetmiyorum ama şu anki yönetimini kastediyorum. Neden? Çünkü insanları açlıkla ve ölümle terbiye etmeye, onları bu şekilde kırılmak içerisinde yola getirmeye çalışıyor.
Bu konuda Avrupa’da özellikle son dönemde Avrupa devletlerinden de çeşitli açıklamalar geldi. İşte İspanya’dan, İngiltere’den vs. Fransa’dan.
Bu yaptığınız sivil eylemlilikle uluslararası bu konjonktür arasına bir bağ kurabiliyor muyuz? Kesinlikle. Yani bu eş zamanlı bir hareket aslında. Hatta ilk 10 gün kadar önce, yani ben bununla ilgili bir kamuoyu duyurusu yaptığımda, önümüzdeki günlerde ateşkes ya da insani yardımın öne açıldığına dair haberlerin ortaya çıkacağını söylemiştim. Ve dediğimiz gibi de oldu. Bu eylemin dolaylı bir etkisi var. Doğrudan etkisinin olacağı günler de geliyor. Ama ekip şu konuda kararlı. İlk bu eylem kararı alındığında şu şey kesinleşti. Ateşkes olsun ya da olmasın.
Mısır hükümeti bu barışçıl eyleme resmi izin versin ya da vermesin. Bu eylemi yapma noktasında kararlıyız şeklinde görüş beyan edildi. O yüzden böyle göstermelik işte 10 tır açıldı, 5 tır gönderildi. Ya da Amerikan şirketi dağıtım yapıyor deyip insanları taramaları. Biz bunların birer toplumsal tepkinin, uluslararası kamuoyunun ya da insanların tepkisini azaltmaya dönük hamleler olduğunu görebiliyoruz. Bu süre çok önemli.
18 Haziran’da New York’ta bir Filistin konferansı olacak. Fransa’nın Filistin’i devlet olarak tanıması var ki Fransa’dan ilgi yüksek onu söyleyeyim. Avrupa ülkelerinin açıklamaları var. Yani bunların hepsi birbiriyle eş zamanlı. İçeride ve dışarıda. Ve insanlar bu işin bitmesini istiyor artık. Yani tahammülleri kalmamış. O yüzden her şeyi, her türlü riski göze alarak yola çıkmaya karar verdiler.
- Türkiye merkezi olmadığını ama Türkiye ayağının da olduğunu söylediniz. Peki Türkiye’den sizi şimdi izleyen bir gönüllü, Filistin dostu mesela size katılmak istiyor. Nasıl bunu yapacak? Yani nasıl bir şartı var bunun? Nasıl bir maliyeti var? Sonuçta mısır’a gideceksiniz. Katılım şartları neler? Yani şöyle söyleyeyim.
-Eylemin doğuşu Avrupa merkezli. Biz de bir parçasıyız. Türkiye koordinatörlüğünü yürütüyoruz. Normalde aktivistler olarak biz gitmeye niyet etmiştik. Ama insanların hepsinin böyle bir niyeti ve düşüncesi açığa çıkınca katılım üzerinden bir şeye girildi. İnsanlar https://marchtogaza.net/ adlı internet sitemiz var. Sitemizde ülkeyi seçtiğiniz zaman o ülkenin telegram adresine yönlendiriliyorsunuz. Orada süreçle ilgili kayıt ya da bilgi alma olayı var. Ama bu böyle bir şey gibi değil. Gönüllü bir hareket.
Yani biz diyelim organize etmiyoruz. İnsanlar geliyor. Sadece bir kaos, karışıklık ya da bir provokasyon olmasın diye bu noktada dikkatli hareket etmemiz gerekiyor.
Her bireyin kendi masrafı kendisine ait. Hiçbir şekilde Türkiye için söyleyeyim bunu özellikle. Bunlar ilgili yardım kampanyası vesaire böyle bir şey yok. Çünkü para falan toplanıyor. Bu tamamen kendi biletlerimizi alıyoruz.
Global March To Gaza (Gazze’ye Küresel Yürüyüş) Gönüllü Temsilcileri
- Mustafa Jayyousi – Filistin- Psikoterapist
- Ana Rita – Portekiz – İnsan hakları savunucusu
- Patricia Luevano – Meksika – Akademisyen
- Saif Abukeshek – İspanya – Filistinli aktivist
- Hüseyin Durmaz – Türkiye – Doktor
- Regula Grabherr Fawzi – İsviçre – Doktor
- Manuel Tapial – Kanada – İnsan hakları savunucusu
- Zwelivelile Mandla Mandela – Güney Afrika – Mvezo Geleneksel Konseyi Şefi, Mandela Kraliyet Hanedanı Amiri ve kurucu Başkanı Nelson Mandela’nın torunu
- Catherine Le Scolan-Quéré – Fransa – Doktor
- Samaan Khoury – Salvador – Filistinli Aktivist
- Yacine Haffaf -Fransa- Doktor
- Samuel Crettenand –İsviçre – Editör, fotoğrafçı
- Hicham El Ghaoui – İsviçre – Doktor