VİDEO HABER

Solun Kültür Serüveni – 8 | Halil Berktay: İlk Devrim, İlk Aşk

Fransız Devrimi son plansız, programsız, kastedilmemiş, niyetlenilmemiş, gerçekten spontane devrimdi. Sonraki devrimlerde hep, devrim yapmayı (yani siyasî iktidarı şiddet yoluyla devirmeyi) amaçlayan bireylerin, grupların, partilerin, programların, platformların… önceden varlığı söz konusu oldu. Fransız Devriminde ise yoktu böyle bir şey. Daha geride, Aydınlanma’da da devrim fikri mevcut değildi. İlk aşk ağır bastı. Aşağıdanlığa, ayaklanmacılığa, baldırıçıplakların gök katlarını fethetmesine hayranlık, terazinin diğer kefesindeki pek çok şeyi affettirdi. Devrimin (muazzam) bedeli küçümsendi, asgarîleştirildi, “kurunun yanında yaş da yanar” veya “yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın” gibi soğuk ve nasırlı aforizmalarla geçiştirilmeye çalışıldı

“Ilımlı İslamın ve mikro milliyetçiliğin yükseldiği Körfez monarşilerinde, Filistin meselesi bir siyasi yük konumuna evriliyor”

Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Betül Doğan Akkaş, Körfez ülkelerinin 7 Ekim sonrası Gazze politikasını Serbestiyet’e değerlendirdi: “Arap Baharı’ndan bu yana büyük toplumsal değişimler, İsrail’le normalleşmeler ve liderlik politikaları, Filistin meselesine bakışı dönüştürmeye başlamıştı. Özellikle bölgede artan ılımlı İslam ve mikro milliyetçiliğe dayalı yeni liderlik projeksiyonları, Filistin meselesinin siyasi yüklerinden arınma çabası taşıyor.”

Solun Kültür Serüveni – 7 | Halil Berktay anlatıyor: 1789 Fransız Devrimi

“Fransız Devrimi… Nedir mesele; nedendir, neredendir “büyük”lüğü, benzersizliği, olağanüstülüğü? Kısmen, çok önemli bir anlamda ilk olmasıdır. Kısmen beklenmedik, faillerini de şaşırtacak derecede sürprizli ve hiç tasarlanmamış, hazırlanmamış, programlanmamış çıkagelişidir. Kısmen toplumsal etkisi ve sarsıntısının derinliğidir. Kısmen uluslararasılaşmasıdır. Kısmen de beslediği, yol açtığı teorileştirmeler, hattâ aşırı-teorileştirmelerdir.”

RÖPORTAJ | Doğan Gürpınar: “Anadolu’da oy verme davranışında milliyetçilik o kadar da hayatın merkezi değilmiş, birçok kaygıdan biriymiş”

Siyaset bilimci Doğan Gürpınar ile 31 Mart seçim sonuçları üzerine konuştuk: “Seçimlerde turuncu değil renkli bir haritanın ortaya çıkmasının birinci nedeni, AK Parti’nin ‘sağ bloğun hakimi’ hüviyetini yitirmeye başlaması. Erdoğan, 2023 seçimlerini AK Parti’nin lideri olarak değil ‘sağ bloğun lideri’ olarak kazandı. CHP ise kendi bloğunun dominantı haline geldi. (…) 2023 seçimleriyle ilgili ‘milliyetçilik yükseliyor’ değerlendirmelerinin aksine Anadolu’da oy verme davranışında milliyetçilik o kadar da hayatın merkezi değilmiş, birçok kaygıdan biriymiş.”
- Advertisement -

Etyen Mahçupyan ile Küçük Meseleler: Tesadüfler

İsmail İçen bu hafta Küçük Meseleler’de Etyen Mahçupyan ile tesadüfleri konuştu: “Tesadüflerin bu dünyada bizim sandığımızdan daha önemli olduğunu teslim etmemiz gerekiyor. Belki de Tanrısal olanın da asli unsuru tesadüflerdir. Determinist bir dünyada yaşamıyoruz, tesadüf dediğimiz şey işin özü. Bunu da artık bilimsel olarak ölçebiliyoruz. İnsanların ürettiği gerçeklik de stokastik ve nonlinear. Stokastik yani herhangi bir eylem yaptığımızda tek bir sonucu yok. Bir sürü ihtimal var. O ihtimaliyetler sürekli değişiyor, o eylemi tekrar yaptığımda başka bir ihtimal olabilir. İkincisi nonlinear. Yani benim bir eylemimin seni nasıl etkilediği sorusunun cevabı; benim bu noktaya nasıl geldiğimle, senin o noktaya nasıl geldiğin belirliyor bunu. Senin şu ana kadarki bütün hayatın ve benim şu ana kadar ki bütün hayatım benim seni nasıl etkilediğimi belirliyor.” Küçük Meseleler şimdi yayında.

En Son Çıkanlar