[13 Şubat 2016] Bu yan piste girdim bir kere; kendimi alamadan, merakımı kovalıyorum. Neler çıkıyor David King’in kitabından; nelere tevessül edilmiş, güya emeğin kurtuluşunu, insanlığın eşitlik ve özgürlük ideallerini temsil eden sosyalizm adına; inanılır gibi değil. Hem görmek hem görmemek istercesine, çocukluğumda Drakula ve benzeri korku filmlerinde yaptığım gibi, yüzüme kapattığım parmaklarımın arasından bakıyor ve adına ütopya denen bu tür bütün mutlakçı senaryolardan, giderek daha fazla ürker oluyorum.
Aşağıdaki iki fotoğraf, 5 Mayıs 1920’de Moskova’da yapılan bir mitingde G. P. Goldshtein tarafından birkaç saniye arayla çekilmiş. Kızıl Ordu birliklerinin Mareşal Pilsudski emrindeki kuvvetlerle savaşmak üzere Polonya cephesine hareketinden önce, Lenin askerlere hitap ediyor. Devrim henüz genç ve her şeye rağmen alçakgönüllü. Rastgele tahtalardan yapılma, salaş bir kürsünün sağında, kasketli Troçki ve hemen arkasında, gene kasketli Kamenev görülüyor. Soldaki enstantanede, yüzleri bize dönük. O yıllarda bu resim dünyanın her köşesinde yayınlanmış; Rusya ve Bolşevikler denince, kızıl bayrak ve orak-çekiçle birlikte hatırlanacak kadar ikonik bir nitelik kazanmış. Birkaç ay sonra, ihtilâlin üçüncü yıldönümünde yayınlanan bir albüme ise, Troçki ve Kamenev’in profilden çekildiği sağdaki ikinci enstantane konmuş (David King, The Commissar Vanishes, 78-79 ve 80). Hıristiyan ikonografisinde, tepedeki Hazreti İsa’nın altındaki herkesi kutsaması gibi, burada da meşruiyet, üstteki Marx’tan daha aşağıdaki Lenin, Troçki ve Kamenev’e akıyor.
Stalin’in pek hoşlanacağı bir hiyerarşi ve miras intikali değil, kuşkusuz. Nitekim Troçki’nin düşüşü ve 14 Kasım 1927’de partiden atılmasının ardından, bu fotoğrafı Sovyetler Birliği’nde bir daha eksiksiz bütünlüğü içinde görmek mümkün olmayacak. Yukarıda solda görüldüğü gibi, ilk ağızda Troçki (ve Kamenev) kürsünün sağ tarafının kesilip atılması suretiyle yok edilecek; bu arada fotoğraf (geçen sefer sunduğum Lenin-Gorki resminde de olduğu üzere) yatay genişliğini kaybedip dar ve dikey bir hal alacak. Zamanla, daha becerikli rötuşçular devreye girecek; (bkz sağda) Troçki ve Kamenev 5 Mayıs 1920 mitinginden airbrush edilerek çıkarılacak ve yerlerine üzerinde kimsenin durmadığı beş boş basamak boyanacak (David King, 80-81).
Bu noktadan itibaren, resim sanatı da devreye girecek. Tahrif edilmiş sahneyi dev bir tuale dönüştürme işi, bu alanın en önemli ismi sayılan Isaak Brodsky’ye verilecek. O da 1933’te
yukarııdaki yağlıboya tabloyu yaratacak. Büyük, renkli, kalabalık bir sahnede, Troçki ve Kamenev’in yerini, Lenin’in tek sözünü kaçırmamaya çalışan iki genç muhabir almış (David King, 82-83). Amaç bu zaten: epik anlatım coşkusu içinde, detaylardaki değişikliği hem gözden kaçırmak, hem farkettirmeden kabul ettirmek. İşte “sosyalist gerçekçi” sanatın gerçek anlamı: asıl gerçeklerle ilgisi olmayan, ama o gerçeklikten daha gerçek olma iddiasındaki bir gerçekçilik! The Commissar Vanishes’ın aynı sayfalarında, insanın içini acıtan bir fotoğraf daha var, buraya alamadığım. 1940’ta Pravda’da yayınlanmış. Kızıl Ordu ve Donanma’dan bir grup asker, subay ve siyasî komiser, Moskova’da Merkezî Lenin Müzesi’ne gitmişler. Duvarda Brodsky’nin ünlü tablosu. Saygı ve huşû içinde, hayran hayran seyrediyorlar. Tablo onların kafasında tartışılmaz bir tarihsel realiteye, “işte tam böyleydi, böyle oldu”ya dönüşmekte.
Tam bu noktada işaret edelim ki Lenin’in yanında kimlerin yer aldığı bir mesele; Stalin’in yanında kimlerin yer aldığı ayrı bir mesele. Stalin iktidara hakim oldukça, bir zamanlar Lenin ile kendisi arasında durmuş olanlar Stalin’in yeni konumunun meşruiyeti açısından birer birer siliniyor. Herhangi bir aşamada Stalin’le birlikte gözükmüş olanlar ise, düzmece tutuklama, sorgu ve yargılamalar yoluyla adım adım yokedilmeleri hakkında herhangi bir tereddüt uyanmasın diye, doğrudan doğruya Stalin’li ve görece çok daha yeni fotoğraflardan siliniyor. Aşağıda solda, Nisan 1925’te toplanan Ondördüncü Parti Konferansı’nda çekilmiş bir grup fotoğrafı. Lenin 1924’te ölmüş; Stalin daha onun hastalığından beri genel sekreter. Bu resimde kendine güveni ve “ilk”liği çok açık. Kadraja giren diğer dokuz üst düzey yoldaşından sadece biri, doğal nedenlerden ölecek. Soldan sağa, geçen sefer de söz ettiğim, İç Savaşın ünlü Kızıl Ordu komutanlarından Mikhail Laşeviç (1927’de partiden atılacak ve 1928’de muhtemelen intihar edecek); yanında, İç Savaşın daha da büyük bir ismi, bir ara Lenin’in halefi olarak dahi
düşünülen Mikhail Frunze (bu fotoğraftan beş altı ay sonra, pek de gerek olmadığı halde Stalin’in ve Voroşilov’un ısrarıyla alındığı hayli rutin bir ameliyat sırasında, anestezi “hatâsı” yani çok aşırı miktarda kloroform verilmesi sonucu “kazara” hayatını kaybedecek); onun yanında, Lenin’in bir zamanlar “partinin vicdanı” dediği, Stalin’in ise nefret ettiği bir diğer eski Bolşevik, İvan Nikitiç Smirnov (Stalin’in genel sekreterlikten uzaklaştırılmasını önermeye cüret ettiği için 1927’de partiden atılıp, 1936’daki ilk düzmece Moskova Duruşması’nın ardından kurşuna dizilmesini, karısı ve kızının da 1937’de tutuklanıp öldürülmesi izleyecek); onun yanında, kasketli ve sivil giyimli, Lenin’in ölümünden sonra bir süre hükümet başkanlığı yapan Aleksey Rykov (1929’da sağ oportünizmle suçlanıp atılacak, 1937’de Buharin’le birlikte tutuklanacak ve üçüncü düzmece Moskova Duruşması’nda yargılanıp 1938’de gene Buharin’le birlikte idam edilecek); yanında, Stalin’in hep en sadık adamlarından Kliment Voroşilov (bütün tasfiyeleri atlatmayı başaracak, 1956’daki Yirminci Kongre’de Kruşçev tarafından Stalin’in suçlarına ortaklık etmekle suçlanacak ve emekliye ayrılıp 1969’da eceliyle ölecek); yanında Stalin; yanında, sivil giyimli, kıdemli Ukraynalı Bolşevik ve Çekacı, Troçki taraftarlarının ezilmesinde önemli rol oynayan Nikolay Skrypnik (kendisi de hedef olup Stalin tarafından Ukrayna milliyetçiliğiyle suçlanınca, olacakları beklemeyip 1933’te beynine bir kurşun sıkarak intihar edecek); onun yanındaki üniformalı, 1917’nin yedi kişilik ilk politbürosundan, ayrıca 1924’te bütün Kızıl Ordu’nun baş siyasî komiserliğine atanan Andrey Bubnov (1940’ta Gulag’ta can verecek); sonra, Stalin gibi Gürcü, bıyıklı, iri yarı Sergey Orconikidze (1937’ye kadar Stalin’in yanından ayrılmamasına karşın, Büyük Tasfiye’lerin doruğunda, herhalde bu kadar cinayete dayanamayıp intihar ettiği söylenecek); nihayet en sağda, Çeka’nın önde gelen sorgucularından Josef Unschlicht (Haziran 1937’de tutuklanıp 29 Temmuz 1938’de ensesinden vurularak idam edilecek).
Bezdirici bir öykü, değil mi? Ama daha da bezdiricisi, yukarıda sağdaki resim. 1939 ve 1949 yıllarında yayınlanan iki Stalin biyografisinde yer alıyor. Soldan sağa 1, 3, 4, 7, 8 ve 10 numaradakiler kesilip çıkarılmış; 2-5-6-9 numaralar birbirine yanaştırılmış; ilk on kişiden geriye sadece dördü kalmış. Tabii Stalin’in kendisi, artı has adamı Voroşilov, artı ameliyat masasında ölen (belki öldürttüğü) Frunze ve intihar eden Orconikidize (The Commissar Vanishes, 122-123). Ama bundan sonraki eksiltme sekansı, olanca garabeti içinde belki daha da çarpıcı. Aşağıda soldaki resimde beş kişi var: (soldan sağa) Nikolay Antipov, Stalin, Sergey Kirov, Nikolay Şvernik, Nikolay Komarov. 1926’da, Leningrad’daki “Zivovyev muhalefeti”nin ezilmesini ve Kirov’un Stalin tarafından Leningrad birinci parti sekreteri atanmasını kutluyorlar. Kirov
1934’te esrarengiz bir şekilde öldürülmesinin ardından ikonik (ve tehlikesiz) bir tür komünist “aziz”e dönüşecek. Dolayısıyla bu beşliden ilk, en sağdaki Komarov eksilecek; bir zamanlar Leningrad Sovyeti’nin başıyken, 1936’da tutuklanıp 1937’de infaz edilecek. Kalacak dört; sonra sıra Antipov’a gelecek. 1912’den beri Bolşevik; 1918’de Petrograd Çeka’sının başı; 1930’larda Molotov’un başbakan yardımcılarından. Derken tutuklanıp çok kötü şöhretli Orel hapishanesine kapatılacak ve orada, Naziler Moskova’ya doğru ilerlerken, 24 Temmuz 1941’de NKVD’nin kurşuna dizdiği son üst düzey kadro olacak. Dolayısıyla 1940’ta yayınlanan bir SSCB Tarihi’nden alınan yukarıda sağdaki resimde (hapisteki Antipov da çıkınca) sadece üç kişi var artık: Stalin, Kirov, Şvernik. Bu üçlüden Şvernik’in neden çıktığı pek belli değil, zira 40’larda hem Merkez Komitesi sekreterlerinden biri, hem de 1946-53 arasında Stalin’in önerisiyle devlet başkanı. Buna rağmen, 1949 baskısı Joseph Stalin – Kısa Bir Biyografi kitabından alınan aşağıda soldaki resimde, yalnız Stalin ve Kirov alıkonmuş. Ama çok önce, “sosyalist realizm”in resimdeki öncüsü İsaak Brodsky, işin nereye varacağını görmüş ve bir kere daha “gerçekçi”liğini sergilemiş bile. Daha 1929’da, 1926’daki beşli fotoğraftan hareketle yaptığı sağ alttaki yağlıboya tabloda, Stalin’i tek başına resmetmiş (The Commissar Vanishes, 126-129).
Artık Kalinin’in 1927’de (sonradan yüzü ve ismi kazınan) kiminle satranç oynadığını da gelecek sefer, bu küçük dizinin dördüncü ve son bölümünde ifşa edeyim.