Abdullah Gül ismi, her siyasi dönemeçte gündeme geliyor. Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığına çıkarken, başbakan olup olmayacağı tartışılmıştı. AK Parti Genel Başkanlığı için adı geçmişti. Gül, Cumhurbaşkanlığı görevi sona ererken, "partime döneceğim" açıklamaları yapmıştı.
Hiçbiri olmadı. Gül, AK Partinin de, siyasi süreçlerin de dışında bırakıldı. Evet, bence, bu, kendi tercihi değil. Gül, siyasetle ilgisini hiçbir zaman kesmedi. Parti toplantılarına katılmasa da, fikirlerini, saptamalarını, değişik çevre ve kişilerle paylaşmayı sürdürdü. Uzaktan da olsa, AK Parti’ye yönelik uyarıları oldu.
Maslak'taki ofisinde, deneyimli bir siyasetçi olarak, görüşlerini, eleştirilerini açıkça ifade etmekten geri durmadı. Başkanlık sistemine karşı olduğunu söyledi. "Evet" kampanyasının içinde yer almadı. Birçok önemli konuda, eleştirel tutumunu, görüştüğü kişi ve çevrelere ifade etti.
‘Dön’ beklentisi
AK Parti içindeki ve dışındaki memnuniyetsizler, Erdoğan'ı eleştiren değişik kesimler; Gül’ün bir seçenek olabileceğini düşünüyor. Özellikle referandum dönemindeki tavrı, beklentiye yol açıyor.
“2019 seçimlerinde, Erdoğan’ın karşısına rakip olarak kim çıkabilir?” sorusu, hepimizin gündeminde. Deniz Baykal’la Ahmet Hakan'ın yaptığı söyleşide Gül isminin geçmesi, gözlerin yeniden Gül'e çevrilmesine neden oldu. (Deniz Baykal, aslında Gül'den söz etmedi; adından söz edilmesi üzerine de "önemserim" şeklinde bir cevabı tercih etti.Onun asıl tezi, CHP Genel Başkanının Cumhurbaşkanı adayı olması yönünde.)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı için adının geçmesine, sert karşılık veriyor: "Bugüne kadar bu davaya, bu partiye sırtını dönüp de iflah olan kimse görmedim."
Kazanabilir mi?
Abdullah Gül isminin, "hayır" oyu veren yüzde 48,5'luk kitle içinde, bir ağırlığının olduğu söylenebilir. Sonuçta, bu toplamın içinde, daha önce AK Parti'ye oy vermiş büyük bir kesim var. Gül ismi, bir ivmeyi tetikleyebilir.
Aday olur mu, olmaz mı? Bunu zaman içinde göreceğiz. Şu açık: Önümüzdeki iki yıl boyunca, hepimiz, Türkiye'nin “yönelim”ini takip edeceğiz. İç politikanın dengelerinin yeniden tanımlandığı bir dönemeçte, bölgede de, belki yüzyıllık bir düzen yeniden şekil alıyor. Cumhurbaşkanlığı yarışı, işte bu tablo içinde anlam kazanıyor. Tabii, 2019’a kadarki süreçte, şu an yapılan analizleri geçersizleştirici nitelikte, beklenmedik gelişmeler de yaşanabilir. Hep birlikte göreceğiz.
Bugün (5 Mayıs Cuma) açıklama yapması beklenen Gül, nasıl bir ifade kullanırsa kullansın, bir seçenek olarak gündemdeki yerini koruyacak gibi görünüyor.