Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün babası Ahmet Hamdi Gül'ün cenaze töreni AK Parti içinde uzun zamandır eksikliği hissedilen bir birlik görüntüsüne sahne oldu.
Aslında Ahmet Hamdi Gül'ün hayat hikâyesi, Türkiye'nin en çok ihtiyaç duyduğu ilham öykülerinden birini oluşturuyor.
Mütevazı bir kökenden gelen Gül, 17 yaşında Atatürk’ün emriyle Kayseri’de Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan ve Türkiye’nin ilk millî uçaklarını imal eden Hava İkmal Bakım Merkezi’nde tornacı olarak çalışmaya başladı. Kendi ifadesi ile; "bizim kültürümüzde çalışmak da ibadet" idi. Dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile fabrikadaki işçiler tarafından büyük saygı görecek ve onların hayat şartlarını geliştirmek için mücadele edecekti.
Dindar kimliği ile modern sanayiye güveni arasında bir çelişki yoktu. Çocuklarının eğitimi onun için hayattaki en önemli şeylerden biri olacaktı.
Ahmet Hamdi Gül, çalıştığı fabrikadaki işçilerin haklarını savunmak için önemli girişimlerde bulundu. Bu süreçte ilginç bir dostluk başlayacaktı.
Kemal Sadık Gökçeli, yani Türkiye'nin tanıdığı ismiyle Yaşar Kemal, askerliğini Kayseri'de yaparken Ahmet Hamdi Gül ile aynı fabrikada çalışacaktı.
Dünyaya bambaşka pencerelerden bakan bu iki genç adam yıllar boyu süren bir dostluk kurdu. Adalet kavramına duydukları inanç ve eşitlik anlayışları, siyasi farklılığın önüne geçecek ve aralarında güçlü bir bağ geliştirdi.
Yıllar sonra Yaşar Kemal, Ahmet Hamdi Gül'ün hayatında önemli bir ilham kaynağı olduğunu ifade edecekti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Yaşar Kemal'in cenazesinde babası ile dostluğunu hatırlatmış ve yıllar sonra bile arada görüştüklerini ifade etmişti.
Kayseri'deki o tornacı ustası Türkiye'nin en başarılı Cumhurbaşkanlarından birinin babası oldu.
Hayat hikâyesi ise Türkiye'deki gereksiz kutuplaşmaya ve sahte çelişkilere inat, birlikte yaşam kültürü açısından örnek oluşturdu.
Mekânı cennet olsun…