MHP lideri Bahçeli’den 26 Ağustos 2018’de erken seçim çağrısını duyunca, 3 Kasım 2002 tarihini hatırladım. AK Parti’nin yüzde 34.95 oyla iktidara geldiği seçimlerden söz ediyorum. Parlamentodaki partiler (MHP, ANAP, DSP, DYP) ise yüzde 10 barajını aşamayarak Meclis dışında kalmışlardı. Erken seçim kararı alan iktidardaki üçlü koalisyonun üç ortağı da, ana muhalefetteki DYP de, Meclis’e girememişti.
Türkiye, bugün de zor bir dönemden geçiyor. 2002 seçimlerine gidildiğinde, 2001 krizinin külleri tütüyordu. Koalisyon partileri bunun faturasını ödediler.
Bahçeli, bir ihtimal, bu deneyimin ışığında, “bir an evvel seçim” demeyi gerekli görmüş olabilir. “Ekonominin giderek darboğaza doğru sürüklendiği” düşüncesi yoğunlaşıyor.
Ortadoğu coğrafyasındaki kaotik durum, ekonomi ve siyaseti doğrudan etkiliyor. Birçok kişi, bir süreden beri, “Bu manzara bizi erken seçime götürür” diyor.
AK Parti sözcüleri, bugüne kadar bu iddiaları yalanlayarak, “Seçim, zamanında yapılacak” demişlerdi. 15 yıllık iktidar dönemlerinde, yalnızca, Cumhurbaşkanlığı seçiminde kriz çıktığı için 2007 Temmuz’unda erken genel seçimlere gidilmişti.
Şimdi ne olabilir, herhalde kısa sürede anlayacağız.
Seçim halk iradesidir