Hollanda hükümeti, hava kuvvetlerine ait savaş uçaklarının Suriye’deki IŞİD hedeflerini vurmasını kabul etmiş.
“Suriye’deki savaşa bir ülke daha müdahil oldu” diye veriyor gazete haberi. Okuduğumda aklıma Yeni Yüzyıl yazarlarından siyaset bilimci Dr. Cennet Uslu’nun sözleri geldi. “Amerika IŞİD’le savaşıyor. Rusya IŞİD’le savaşıyor. Fransa, İngiltere ve 35 Koalisyon ülkesi IŞİD’le savaşıyor, PKK IŞİD’le savaşıyor, Türkiye, Irak ve Suriye rejimleri IŞİD’le savaşıyor, ama o hala dimdik ayakta. Ne IŞİD’miş bu!” demişti Uslu.
Sahiden bir tuhaflık var bu işte.
Amerika onunla savaşıyor, ama IŞİD’in elindeki en iyi ve en gelişmiş silahlar ABD yapımı.
Rusya onunla savaşıyor ama bombalanan yerler muhalif ve Türkmen hedefleri.
IŞİD’in faaliyetleri, Batılı devletlerin bölgedeki varlığını meşrulaştırıyor ve bu anlamda işlerine yarıyor.
Ürettiği dehşet görüntüleriyle popüler algıda Esad rejiminin dehşetini ikinci sıraya düşürerek bu rejimin de işine yarıyor.
Avrupa kamuoyunun “Bağdadi’dense Esad’ı” tercih eder hale geldiğinden yakınıyordu Avrupalı bir insan hakları örgütünün üyesi.
Zarar gören suçlanıyor
IŞİD’in Kobanê’ye saldırısı, Türkiye’deki Çözüm Süreci’ni vurdu. IŞİD yeni dönemde milliyetçiliğin ihtiyaç duyduğu “düşman” veya “kurucu öteki” oldu ve “Kürtlerin düşmanı olan örgüt” ün Türkiye tarafından desteklendiğine ilişkin sistematik propaganda içte barışın altını oydu.
İki seçim öncesi yaşanan IŞİD saldırılarının faturası da Ak Parti iktidarına çıkarıldı. Özellikle ilki, HDP mitingine yönelik saldırı, en azından seçimlerden önce “güvenliği sağlayamayan dirayetsiz hükümet” imajı verdi; oy ve prestij kaybını beraberinde getirdi. Sultanahmet saldırısı aynı zamanda Türkiye turizmine bir sabotaj anlamına da geldi.
IŞİD Esad Rejimine karşı güya ama en çok Esad Rejimi karşıtlarına saldırıyor. Türkiye’nin en istemediği şeyi yapıyor: Suriye muhalefetini bölüyor ve yıpratıyor.
Ve garip bir şekilde, bir yandan oligarşi, cemaat, marjinal sol ve PKK medyası, diğer yandan “özgür dünya medyası” birbirleriyle paslaşarak “Türkiye’nin IŞİD’e desteği”ni yazıyor.
MİT tırları ile ilgili spekülasyon veya Kobanê’de bulunan “çuvallar dolusu sakal”ın IŞİD’in Türkiye’deki varlığını “kanıtladığı” türden iddiaların dışında, tek bir anlamlı kanıt, bunun için gerekçe ve ikna edici bir bilgi ortaya koymadan. IŞİD’in varlığından ve faaliyetlerinden asıl zarar gören Türkiye. Irak Kürdistanı da benzer durumda.
Türkiye ve İKBY, ABD’nin çok da mutlu görünmediği bir yakınlaşma ile birbirleriyle petrol anlaşmaları yaparken “ABD’nin düşmanı” İŞİD ikisine saldırıyor.
Işid ne zaman yenilir?…