Ana SayfaYazarlarBirbirimizi yeterince tanımıyoruz

Birbirimizi yeterince tanımıyoruz

 

Yurtsuzlaşma temalı 3. İstanbul Trienalinde Tuğba Renkçi’nin Büyük Orta Doğu Projesi Serisi Volüm 3 başlıklı çalışması çok çağrışımlıydı. Biri diğerini zenginleştiren halklardan oluşan İslam dünyasının kültür ve siyaset olarak parçalara ayrılıp birçok askıyla tavana asılmış enstalasyonu, hem dışarıdan parçalanmaya hem de içerideki kopukluklara işaret ediyordu. Bütün renkleri öldürüp her yeri kireç gibi beyaza boyama ve tek tip insana varma çabasını hatırlıyoruz; ya bizdensin ya onlardan. Birbirinden habersiz ayrı ayrı askılara asılan insanlar, ülkeler, halklar arasındaki kültürel kopukluğun temsili.   

 

Birbirini tanımamak zihnen uzak kalmak, daha da kötüsü ancak Avrupa ve Amerika menşeili filmlerin yarattığı işlenmiş imajlar üzerinden öteki hakkında fikir sahibi olmak Müslüman dünyanın en derin yarası.   

 

İslam dünyası büyük bir zihinsel algı yönetme gücüne dönüşen sinema hakkında düşüne dursun, bu sanat Müslümanlarla ziyadesiyle ilgileniyor ve dünya kamuoyunda İslam ve Müslüman hakkında belli kanaatlerin oluşması için azami derecede kullanılıyor. 

 

1942 yılında ABD Başkanı Franklin Roosevelt’in sinema yönetmenlerine film siparişi vermesiyle birlikte Hollywood-Washington işbirliği başlamıştı ve bu günümüzde de bir şekilde devam ediyor. Bu filmlerde kimi halklar (Koreli, Vietnamlı, Rus, Müslüman) düşman ilan edilerek ABD’nin saldırgan dış politikasına gerekçeler üretilmeye çalışılırdı. Irak, Afgan ve Filistin halklarına yapılan zulümler de film yoluyla gerçeklikler yeniden yaratılarak gerekçelendirildi, yaşananların tarihi tahrif edildi, yeni geçmişler üretildi. 

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

- Advertisment -