“Dokunulmazlık” tartışmasında iki taraf vardı. AKP ve MHP vekillerin dokunulmazlığının kaldırılmasından yana durdu. HDP ise vekillere dokunulmasına karşı çıktı. İki taraf da çok netti, kendi duruşlarını kitlelerine ve Meclis gruplarına kabul ettirmede bir sıkıntıya düşmediler.
Buna mukabil CHP’nin ikircikli bir tutumu vardı. Her ne kadar parti sözcüleri kendilerine mikrofon uzatıldığında “Bu konuda en net parti biziz” deseler de, gerçekte CHP’nin ikircikli bir tutumu vardı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun mevzu gündeme geldiğinde “Değişiklik teklifi Anayasaya aykırı, ama biz Meclis’te destekleyeceğiz” açıklaması, partinin içinde bulunduğu ikilemin net bir ifadesiydi. Keza, bazı CHP vekillerinin açıktan “Hayır” oyu kullanacaklarını deklare etmeleri de CHP’deki yarılmayı teyit ediyordu.
Nitekim Meclis’te yapılan ilk tur oylamaya bu yarılma damga vurdu. CHP’li çok sayıda vekilin tercihini “Hayır”dan yana kullanması, “Evet” oylarının referandum aralığında kalmasını sağladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun üzerine elini açtı; ikinci turda da 367’nin altında “Evet” çıkması halinde düzenlemeyi halkın önüne götüreceğini belli etti.
“Teröre arka çıkma” korkusu
Fakat ikinci oylamada teklifin tümü 376 oy ile kabul edildi ve referandum zorunluluğu öngören anayasal eşik aşıldı. Anlaşılan oylama öncesinde CHP’de yeni bir durum değerlendirilmesi yapılmış ve vekillerin bir kısmının oyunu “Evet” yönünde değiştirmeleri sağlanmıştı. Deniz Zeyrek’in yazdığına göre, bizzat Kılıçdaroğlu, 20 milletvekili ile temasa geçmiş ve onları “Evet” oyu vermeleri için ikna etmişti. (Hürriyet, 21.05.2016)
CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu bu şekilde davranmaya iten iki önemli nedenin olduğu söylenebilir: Birincisi, eğer anayasa değişikliğinin kabulü için verilen oylar 330-367 arasında kalsa, yani referanduma gitse, AKP ve MHP bunun faturasını CHP’ye kesecekti. CHP’nin “teröre arka çıktığının” ve “terör destekçilerinin safında yer aldığının” propagandası yapılacak, yorumlar döşenecekti. Yoğun çatışma ve ölüm haberlerinin geldiği mevcut ortamda, CHP’nin böyle bir dalgaya göğüs germesi çok zordu.
İkincisi, bahsi edilen düzenlemeye halk nezdinde büyük bir teveccüh vardı. Referandum olması halinde, değişikliğin % 70’nin üzerinde bir oyla kabul edileceğine dair yaygın bir kanaat oluşmuştu. Lakin CHP’nin tabanının ve Meclis grubunun bir kısmı düzenlemeye tepkiliydi. Bu şartlar altında CHP düzenlemeyi ne adam adamakıllı savunabilir, ne de karşı çıkabilirdi. Dolayısıyla eğer anayasa değişikliği halk oylamasına götürülseydi, süreç içinde en çok yıpranacak parti CHP olacaktı. Parti yönetiminin bazı vekilleri “Evet”e yönelten hamlesi, bu yıpranmanın önüne geçmek içindi.
Erdoğan’ın dümen suyuna girmek
İki gün içinde değişen tavrı nedeniyle bazı kesimler CHP’ye kızdı. Umudunu CHP’ye bağlayanlar hayal kırıklığına uğradı. Ama asıl kırılma, HDP’nin AYM hamlesi ile geldi. HDP, anayasa değişikliğini AYM’ye götürmek için 42 imzaya ihtiyaç duyduğunu ve bunun için de değişikliğe “Hayır” diyen CHP’li vekillerden destek beklediğini açıkladı.
Bazı CHP’li vekiller, partinin hafta sonu yapılan kampında, HDP’nin bu talebini dile getirdiler ve HDP’ye destek olunması gerektiğini söylediler. Artık ikili oynamanın imkânı kalmamıştı ve partinin bir karar vermesi gerekiyordu. Parti yönetimi, masaya yumruğunu indirdi; tek bir vekilinin bile bu hukuki girişime destek olamayacağını, HDP’nin dilekçesinde imzası olanların CHP ile ilişiklerinin kesileceğini duyurdu.
Varılan aşamada CHP için tablo şu: HDP’liler, düzenlemeye muhalif olan diğer gruplar ve bir bölüm CHP’liler, CHP’yi Erdoğan’ın dümen suyuna girmekle ve onun planlarına omuz vermekle suçluyorlar. AKP ve MHP’liler ise, CHP’nin çok az bir kısmının düzenlemeye katkı sunduğunu, CHP’nin ana gövdesinin düzenlemenin karşısında durduğunun unutulmaması gerektiğine vurgu yapıyorlar. Yani CHP hem camiden oldu, hem de kiliseden.
Hülasa, siyasette esneklik iyidir. Ancak bazen öyle hadiseler olur ki, bunlar hakkında kesin bir karar vermeniz ve dik durmanız gerekir. Öyle anlarda herkese yaranma çabası, bir fayda sağlamaz aksine ters teper. Her daim ve herkese mavi boncuk dağıtarak siyaset yapılamaz. Bu kıssadan CHP’nin payına düşen hisse bu olsa gerek.