Ana SayfaYazarlarCumhurbaşkanlığı hükümet sistemi nedir ve nasıl çalışır?

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi nedir ve nasıl çalışır?

 

Bu sorunun çok sayıda hukuki, siyasi cevabı verildi. Her yerde bulunabilir.

 

Ama artık sistemin gerçekten nasıl çalıştığı hakkında elimizde uygulamalı bir örnek var.

 

Bunu, baca gazı kükürt giderim tesisi olmayan yani bacalarından zehir saçan eski termik santrallere borçluyuz.

 

Türkiye’de bu durumda olan, çoğunluğu 80’lerden kalma 13 termik santral bulunuyor. Bunlar 2013 yılında özeleştirildi.

 

Önce bu 13 termik santrali ve sahibi olan holdingleri hatırlayalım: Kahramanmaraş Afşin-Elbistan A, Kütahya Seyitömer, Tavşanlı Tunçbilek, Bursa Orhaneli (Çelikler Holding), Ankara Çayırhan (Ciner Holding),  Sivas Kangal, Manisa Soma (Konya Şeker), Muğla Kemerköy, Muğla Yeniköy (Limak/İçtaş Enerji), Zonguldak Çatalağzı, Muğla Yatağan (Bereket Enerji), Çanakkale Çan ve Kahramanmaraş Afşin- Elbistan B (EUAŞ/Kamu şirketi)

 

2013 yılında termik santraller özeleştirilirken şirketlere bir ayrıcalık tanındı ve bacalarına filtre takmak da dahil olmak üzere çevre yatırımlarını bitirmek için 2018 yılına kadar ek süre verildi.

 

Yani bu şu demekti; beş yıl boyunca çevrelerinde kurulmuş kentleri zehirleme hakkı.

 

Nitekim, CHP bu ölümcül ayrıcalığı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı ve mahkeme 2014 yılında net bir gerekçeyle bu ek maddeyi iptal etti:

“Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı, üretim faaliyetlerinin etkileneceği gerekçeleriyle, uzun süreli olarak vazgeçilecek haklardan değildir. İnsanın, toplumun ve çevrenin varlık, sağlık ve güvenliği ile bu konuda Anayasa’nın devlete yüklediği görev göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu kuralla belirtilen süre zarfında EÜAŞ’a bağlı santraller ile özelleştirilen santrallerin elektrik üretim faaliyetlerinde çevre mevzuatına tabi olmaması kabul edilemez.”

 

Ayrıcalığın iptali üzerine termik santralleri işleten holdinglerin 2015 yılı sonuna kadar bacalarına filtre takmaları gerekiyordu.

 

Ama yapmadılar. Beklediklerine de değdi.

 

Çünkü Haziran 2016’da bu kez Meclis’e getirilen Elektrik Piyasası Kanunu’na konan bir maddeyle termik santrallere 2019 yılı sonuna kadar yeni bir süre daha verildi.

 

Meclis’te kanunun görüşmelerinde iktidar partisi sözcüleri ve hükümet temsilcileri bu uzatmanın artık son olduğunu özellikle vurguladılar.

 

Hatta 2018 yılında dönemin Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Berat Albayrak, bu termik santrallerden biri olan Çanakkale Çan Termik Santrali’ni ziyaretinde şöyle demişti:

"Bugün buradan şunu açıklayabilirim: 2019 yılına kadar bu eski santrallerin de tamamının en son çevre kriterlerine dayalı filtreleme sistemlerinin tamamını bitireceğiz. Bununla ilgili bütün firmalarla birebir konuştuk. Eğer bitiremezlerse külahları değişeceğiz. O santrallerle yolumuzu ayıracağız artık”.

 

Ama yine öyle olmadı. 2019 yılının Şubat ayında Meclis’e Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi adı altında bir torba kanun getirildi.

 

Torba kanunun 45’inci maddesi, ilk başta anlaşılmayan, çevreci bir dille termik santrallere verilen süreyi Aralık 2021’e kadar uzatıyordu.

 

Artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmişti. Yani Meclis’te kanun tekliflerini hükümet değil, sadece milletvekilleri verebiliyordu. Ama komisyon tutanaklarına bakıldığında kanun teklifinin Enerji Bakanlığı’nda hazırlandığı görülüyordu.

 

Teklif hazırlanırken, STK’lar, hatta diğer maddelerden doğrudan etkilenen TÜPRAŞ yetkilileri ve Batman’ın AK Partili vekili ile bile konuşulmamıştı.

 

Kanun teklifi komisyona sevk edilmeden üç gün önce ortaya çıkmıştı.  Sivil toplum örgütleri ayağa kalktılar.

 

Komisyondaki vekiller, altında imzaları olan, güya kendilerinin hazırladıkları teklifteki sorunlardan habersiz olunca, maddelerin incelenmesi için bütün partilerin teklifi ile bir alt komisyon kuruldu.

 

Alt komisyon termik santrallere yeni bir uzatma verilmesine karşı çıkan sivil toplum örgütleri ve yerel inisiyatiflerle görüştü, teklife karşı internet üzerinden 60 bin imza toplandı.

 

Ama bütün bu tepkiler sonucu değiştirmedi. Kanun teklifi değiştirilmeden kabul edilerek genel kurula gönderildi.

 

Ama Genel Kurul’daki görüşmelerde bir sürpriz oldu.

 

AK Parti, MHP, CHP, HDP, İYİ Parti grupları ortak bir önerge vererek torba yasadan termik santrallere baca filtresi için verilen 2.5 yıllık uzatmayı öngören maddeyi çıkardılar.

 

Üç gün önce komisyonda teklifi kabul eden partilerin grup başkanvekilleri kürsüye gelerek çevre için partilerin ortak hareket etmesini kutladılar.

 

Mesela MHP Grup başkanvekili Erkan Akçay maddenin çıkarılması için Meclis kürsüsünde şöyle dedi:

“Teklif metninde 45’inci maddede yer alan düzenlemenin tüm parti gruplarının ortak mutabakatıyla teklif metninden çıkarılmış olması oldukça sevindiricidir. Çevre hassasiyetini daima muhafaza etmemiz ve bu konuda bir kararlılık sergileme ihtiyacımız vardır.”

 

Konu, Temmuz 2019’da Meclis’te başka bir torba kanunun görüşmeleri sırasında bir kere daha gündeme geldi.

 

CHP Kahramanmaraş milletvekili, kanununun içindeki bir maddenin termik santrallere yeniden uzatma anlamına geleceğini söyleyerek değişiklik önerdi. Bu itiraz üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş kürsüye çıktı ve net konuştu:

“Elbistan'daki, Afşin'deki hemşerilerimizin içi rahat olsun.  Onlara, o şirketlere tanıdığımız süre bu yıl sonu itibarıyla bitiyor, o süre zarfında buradaki standartlara uygun şekilde filtreleme yapılacaktır; uzatma süresi verilmemiştir, verilmeyecektir.”

 

Ama yine öyle olmadı.

 

2019’un kasım ayında yani 13 santrale verilen sürenin dolmasına bir ay kala, şubat ayında partilerin oy birliğiyle yasadan çıkardığı uzatma bir kere daha Meclis’in önüne getirildi.

 

Bu kez “Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” adlı bir torba kanunun içine gizlenerek.

 

Hatta madde, torba kanunun ilk haline de konmamıştı. Torba kanunun Plan Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında verilen bir teklifle torbanın içine atılmıştı.

 

Yine Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre Meclis’te kanun tekliflerini sadece milletvekilleri verebildiği için, torba yasanın ve bu teklifin altında da görünüşte milletvekillerinin imzaları bulunuyordu.

 

Bu milletvekilleri arasında termik santrallerin bulunduğu Bursa, Kütahya, Manisa, Ankara, Muğla, Sivas ve Kahramanmaraş milletvekilleri de vardı.

 

Bu milletvekilleri arasında, Cumhurbaşkanı yasayı veto edince ona teşekkür edecek iki AK Parti Kahramanmaraş milletvekili Mehmet Cihat Sezal ve Habibe Öçal da bulunuyordu.

 

Fakat komisyonda tasarıyı savunmak yine Enerji Bakan yardımcısına düşmüştü. Çünkü bütün paketi olduğu gibi o ek maddeyi de son anda torba kanununa ekleyen Enerji Bakanlığı’ydı. O yüzden komisyon görüşmelerinde bakan yardımcısı dışında, altında imzası olan hiçbir AK Partili vekilin  tekliflerini savunmak için söz almadığı görülüyor.

 

Şubat ayında bütün partilerin ortak kararıyla geri çekilmiş bir teklifin Kasım ayında bir kere daha geri getirilmesi muhalefet milletvekillerini de şaşırmıştı.

 

Zabıtlara göre teklife komisyonda en çok direnenlerden biri HDP’li Garo Paylan olmuş:

“İnanın çok şaşkınım. Sebebi şu: Siyasi irade bir konuda gerçekten çok sağlam durmuştu yani pek çok konuda esnemişti, iş güvenliği meseleleri devamlı ertelenmişti. Biliyorsunuz, her yıl erteleme yasaları çıkardık, iş sağlığı, iş güvenliğiyle ilgili, işçi güvenliğiyle ilgili ama bu termik santral meselesinde çok sağlam durmuştu… Kesinlikle uzatılmayacağı söylenmişti. Değerli arkadaşlar, bakın, biz tekrar bir taviz vermiş olacağız ama bu tavizi verirken yalnızca sermayeye bir taviz vermiş olmayacağız yani bunu işletenlere; vatandaşlarımıza büyük bir zarar vermiş olacağız. Düşünün ki bu santrallerin etrafında yüz binlerce vatandaşımız yaşıyor ve her yıl burada yüzlerce vatandaşımız kansere yakalanıyor, çocuklar hasta oluyor, insanlar solunum yolu -burada doktorlarımız var- rahatsızlıklarına yakalanıyorlar ve aynı zamanda bunun etrafında yetişen ürünleri de 82 milyon vatandaşımız yiyor. O termik santralden çıkan kirlilik etrafında yetiştirilen suyu, doğayı, gıdayı, her şeyi kirletiyor. Şimdi biz diyoruz ki sağlam durduk, hadi bir üç yıl daha erteleyelim. Bakın bir yıl da değil, üç yıl. Sayın Başkan, 2022 yılına kadar erteliyorsunuz.”

 

Fakat Paylan’ın, CHP, İyi Partili vekillerin uyarları işe yaramadı. Teklif komisyondan geçti, Meclis Genel Kurulu’na geldi, muhalefet milletvekillerinin itirazları arasında aralarında bu termik santrallerin bulunduğu illerin milletvekillerinin ve Temmuz 2019’da bir daha bu süre uzatılmayacak diyen AK Parti grup başkanvekilinin olduğu 203 AK Parti ve 14 MHP’li vekilin oyuyla kabul edildi.

 

Yasanın geçmesinden sonra Elbistan’a giden AK Parti Genel Başkan yardımcısı Mahir Ünal, yanındaki diğer AK Partili vekillerle birlikte halktan gelen eleştirileri şöyle cevaplamıştı:

“Bu tedbirler alınmazsa burayı kapatacağız. Diyelim ki kapattık. Aileleri ile birlikte yaklaşık 10 bin kişinin üzerinde insan işsiz kalacak. Kömürden elde edilen elektrik için devletin 19 milyar 200 milyonluk bir doğal gaz alımı yaparak, gaz alımı üzerinden de bu 19 milyar 200 milyonluk doğal gazın çevrim santrallerinde elektriğe dönüştürülmesi gerekiyor. 19 milyar lira kaybedilmesin diye insanımız zehirlenecek mi? Zehirlenmeyecek. Ama mesele Afşin-Elbistan Termik Santrali’nin oluşturduğu hava kirliliği meselesi değil. Gezi’de ağaç olmadığı gibi, Kaz Dağları’nda ağaç olmadığı gibi burada da mesele hava kirliliği değil. Bu hava kirliliği bugün değil ki; 1979’dan beri bu sorunu çözmeye çalışıyoruz. Biz bu sorunu çözmeye bu kadar yaklaşmışken birileri, niye Elbistan’a, Gezi olaylarının, Kaz Dağları’nın provokasyonunu gerçekleştiren ekipleri buraya getirip burada halkı galeyana getirecek şekilde bir takım çalışmalar niye yürütüyor. Ama birileri, maalesef sorunu çözmek için değil, bu sorunu büyütüp bu sorun üzerinden acaba Elbistan’ımıza yapılan güzellikleri halkın gözünden gizleyebilir miyiz onun derdindeler. Biz bu güzellikleri konuşamıyoruz bile.”

 

Ve 10 gün sonra.

 

Cumhurbaşkanı, hükümeti tarafından hazırlanan, Meclis’te savunulan, genel başkanı olduğu partinin milletvekillerinin oylarıyla geçen kanun teklifini veto etti.

 

Bunu da 10 gün önce bu kanuna milletvekilleri oy veren AK Parti’nin sözcüsü açıkladı.

 

Sonra ne olduğu malum. Bu teklifin altında imzası olan, Meclis’te oy veren ya da sessiz kalan AK Parti’nin Kahramanmaraş milletvekilleri, MHP grup başkanvekili ve Elbistan’da teklifi işsizlik, Gezi diyen savunan  AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cumhurbaşkanı’na bu vetosu için teşekkür ettiler.

 

İşte bu sisteme Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diyoruz.

 

 

- Advertisment -