Ana SayfaYazarlarDevrimci belleğin hayaleti, kumdaki son ayak izleri

Devrimci belleğin hayaleti, kumdaki son ayak izleri

[13 Haziran 2015] Kimimize göre, AKP’nin bu sefer yüzde 41’de kalıp tek başına iktidar olamamasını seçmenden önemli bir uyarı. Bunu AKP’nin kapsamlı bir iç revizyona gidip görece daha liberal-demokrat, kutuplaşmacılıktan uzak, normalist ve parlamentarist bir çizgiye oturması için bir fırsat olarak değerlendirmek mümkün. Bu arada, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının mevcut ve makul sınırlarının içine çekilip “her şeyi ben bilirim” tavrıyla hükümete ve eski partisine ikide bir müdahale etmekten vaz geçmesi de istenebilir. Ben istiyorum şahsen. Bu sayede, Dolmabahçe mutabakatını alenen reddedip müzakere masasını devirmek suretiyle çözüm sürecine verdiği büyük zararın da onarılabileceği kadar onarılmasını umuyorum.

 

Bu başka; kutuplaşmayı bu sefer muhalefet ucundan alabildiğine tırmandırıp mutlak zafer hayal etmek tabii bambaşka. İnternette görüyorum, bazıları “Gezi ruhundan 7 Haziran ruhuna” uçuveriyor; bağlantıyı da “halkın devrim dalgası”nın önce Gezi’yle yükseldiği, “karşı-devrimci terör” yüzünden geri çekildiği, ama 7 Haziran sonuçlarının “devrimin tekrar kabarması”na işaret ettiği şeklinde kuruyor. ” Şimdi hiç olmazsa 1917 Şubat’ına geldiğimizi, ama yakında Ekim’e de varacağımızı sananlar bile var. Zırva deyip geçmeyin; belli bir tür solcunun zihninde yer etmiş bu anakronik şablon, derece derece elit aydınlara dahi uzanıyor.  Kimileri, belki bilinçaltlarındaki bu tür anıların silik izlerinden de hareketle, çok kısa süreli bir “ikili iktidar” veya “iktidar boşluğu”ndan “devrim” lehine yararlanılmazsa “karşı-devrim”in tekrar toparlanıp duruma hâkim olacağından korkup, söz konusu “karşı-devrim”in (ki bu AKP oluyor) asla geri gelemeyecek şekilde tepelenip ezilmesi ve unufak edilmesini arzuluyor.

 

Bir adım ötede bu hırs ve hınç, realiteden tümüyle kopmaya dönüşüyor. AKP’nin tahrip ettiği öne sürülen hukukun ve demokrasinin kurtarılması, bu tahribatın gerçek olup olmadığı bir yana, bir CHP+MHP+HDP (veya, dışarıdan HDP destekli CHP+MHP) koalisyonuna bağlanıyor. Her şey bir yana; bu koalisyonun gerçekten kurulabileceğini tasavvur ettikleri gibi, bir de buna kağıt üzerinde tahkikat komisyonları kurarak kapsamlı bir “restorasyon”u gerçekleştirme misyonunu yüklüyorlar. Söz konusu zihniyet, 17-25 Aralık harekâtıyla hedef alınan eski bakanların ve hattâ Erdoğan’ın yargılanabileceğini düşlemeye kadar gidiyor. Herhalde bu fantezinin ardında, dokuz puan kaybetti diye AKP’nin bittiği ve Erdoğan’ın da cumhurbaşkanlığından düşüverdiği illüzyonu yatıyor olmalı. Hepsi, savundukları koalisyon ve “restorasyon” projesinin aslında Gülen Cemaatinin maksimalist intikam programıyla bire bir çakıştığını, daha doğrusu o programın ta kendisi olduğunu idrak edemeyişle tamamlanıyor.

 

Hem yanlış, hem imkânsız. Olmayacak duaya âmin. Aslında neyin “restore” edilmek istendiğinden başlayarak anlatmayı gelecek sefere bırakıyorum.

 

- Advertisment -