Ana SayfaYazarlarDoz aşımı

Doz aşımı

 

Türkiye, bir hafta içinde sivillere yönelik iki terör eylemiyle sarsıldı. PKK ve IŞİD sıraya girmiş gibi arka arkaya bombalar patlatıyorlar. Gündelik hayatın ritmini bozuyor, olağan üstü bir durumun varlığını kanıksatmaya çalışıyorlar. Sinir uçlarına dokunup insanların sabrını taşırmaya gayret ediyorlar.

 

Velhasıl güç bir dönemden geçiyoruz. Böyle hallerde siyasi aktörlerden bazı davranışları göstermeleri beklenir. Siyasiler, toplumun karşısına çıkar, birlik ve beraberliğe vurgu yapar. Halkı sakin ve soğukkanlı olmaya davet eder. Saldırının faillerine yönelik kararlık mesajı verir, mücadelenin tüm gereklerinin yerine getirileceğini söyler. Korku bulutlarını dağıtır. İnsanların yeise düşmelerinin önüne geçmek için çabalar, vs.      

 

Meclis'e ve yargıya tam saha pres

 

İnfiale neden olan bir hadise esnasında siyasi liderlerin açıklamalarını bu bağlamda ve belli bir ihtiyat payıyla okumak gerekir. Bununla birlikte liderlerin de kullandıkları dilde dozu iyi ayarlamaları icap eder. Zira aşılan doz, hedeflenenin tersine bazı neticeleri doğurur.

 

Ankara saldırısının akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerek tavırlarında ve gerek beyanatlarında bu doz aşımını görmek mümkün. Aşağıdaki ifadeler bunun yalın bir örneği:

 

“Elinde silahı olan teröristle, unvanı ve kalemini teröre destek olma noktasında kullananların arasında fark yoktur. Unvanının milletvekili olması, gazeteci olması, STK yöneticisi olması, o kişinin aslında terörist olduğu gerçeğini değiştirmez. Tetiği çeken terörist olabilir ama teröristin amacına ulaşmasını sağlayan bunlardır. Terör örgütlerine destek verenlerin adliyenin bir kapısından girip, diğerinden çıkmasına tahammül edemeyiz. Terör ve teröristin tanımını yeniden yaparak Ceza Kanunu’na almalıyız. Bu mesele, düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü değildir. Ya bizim yanımızda olacaklar ya da teröristlerin yanında yer alacaklar. Bu işin ortası yoktur.”  

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

- Advertisment -