Halen ABD’de yaşayan Garry Kasparov’la Türkiye-Rusya krizi, Putin’in Suriye ve Ukrayna’daki agresif politikaları üzerine konuştuk. (*)
Türkiye ile Rusya arasındaki son kriz hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye ile krizi tırmandırmak sizce Rusya'nın çıkarlarına hizmet ediyor mu?
Kasparov: Ben Putin ve rejiminin çıkarları ile ülkemin çıkarlarını birbirinden ayrılması konusunda çok netim. Türkiye ile olan durum Türkiye ile Rusya arasındaki iş ilişkisini, ticari ilişkileri ve kültürel ilişkileri mahvediyor ve tabii ki Rusya üzerinde de bütün bölge üzerinde de etki oluşturuyor. Putin'in düşmanlığı yükseltmeye ihtiyacı var. Çünkü ancak bu sayede Rusya içinde propagandalarını işletmeyi başarıyor ve ne yazık ki Putin görevde kaldığı sürece de ben bu durumun iyileşeceğini düşünmüyorum.
Peki sizce Rusya ne zamana kadar Orta Doğu'da ve Doğu Avrupa'da bu agresif yayılmacı politikayı izlemeye devam edecek?
Kasparov: Korkarım ki Putin'in durumu kızıştırmak dışında bir seçeneği yok çünkü Rusya'da iç politika çok kötü durumda, ekonomi sorgulanıyor, yaşam standartları düşüyor ve Putin'in bu yüzden agresif, saldırgan tutuma ihtiyacı var. Putin'in Rusya'daki propaganda makinesini beslemeye ihtiyacı var. Bu yüzden ben onun her geçen gün daha agresif olmasını bekliyorum.
Yani Putin'in Rusya içindeki otoriter politikalarının Rusya'nın dış politikasına da yansıdığını düşünüyorsunuz öyle mi?
Kasparov: Kesinlikle, kesinlikle. Bu yüzden de Putin Ukrayna'ya saldırma fırsatını, Kırım'ı ve Ukrayna'nın doğusunu işgal etme fırsatını gözetti ve en sonunda da Suriye'de buldu kendini. Putin kendisinin sanal bir zafer elde ettiğini göstermek istedi Rus halkına. Putin Rusya'nın felaket ekonomik durumuna karşılık sanal bir zafer oluşturarak kendisinin büyük patron olduğunu göstermek istedi.
Sizce Rusya'nın izlediği Orta Doğu politikaları kendi Müslüman nüfusu arasında bir tepki ve endişe oluşturuyor mu?
Kasparov: Rusya'nın içindeki Müslüman topluluğunda ne olduğuna dair bir şey söyleyebilmem çok zor. Çünkü maalesef Rusya'daki çoğu dinî lider Müslüman olsa, Hıristiyan olsa ya da Yahudi olsa da Kremlin için çalışıyor. Bu yüzden de biz sadece resmî olan açıklamaları duyabiliyoruz, kamuoyuna sunulanı duyabiliyoruz ve onların da hepsi tabii ki Putin'i destekliyor. Fakat ben açıkçası Rusya'daki Müslüman popülasyonun Orta Doğu'da izlenen agresif propagandadan mutlu olmadığından şüpheleniyorum.
Daha önce verdiğiniz bir mülakatta Esad ve Putin'in DAEŞ ile kârlı bir iş birliği içinde söylemiştiniz. Bu konuyu biraz aydınlatır mısınız?
Kasparov: Yakın zamanda Amerika Birleşik Devletleri hazinesinin yaptığı bir açıklamada Rusya'nın DAEŞ ve Esad ile petrol alışverişi yapan bir grupla bağlantılı olduğunu söylediğini gördük. Benim için zaten daha en başından beri DAEŞ'in bölgedeki büyük oyuncuyla iş birliği içinde olduğu açıktı. Bence şu an için her gün biz bu iş birliğinin kanıtlarını alıyoruz ve bu yalnızca petrol alışverişi ile de kısıtlı değil. Doğal olarak DAEŞ'in, yüksek enerji istasyonlarını ele geçirdiğinden beri rejime Şam'da enerji konusunda yardım sağladığı kesin. Ve tabii ki Esad rejimi DAEŞ'e bağlantılar da sağlıyor, yani başka kim yapabilir ki?
Fakat öbür taraftan da Putin Suriye'de bombalamasına sebep olarak DAEŞ'e karşı savaştığı iddiasını gösteriyor.
Kasparov: Putin'i dinlerken her zaman hepimizin hatırlaması gereken bir şey var: Putin'in iyi bir KGB ajanı olduğu. Putin kendi planlarını gizleyebilmek için eline geçirdiği her fırsatta her zaman yalan söyleyecek. Ve bu süre boyunca da hep yalan söylüyordu. Bize ilk başta Kırım'da hiçbir Rus askerî birliğinin olmadığını söyledi ancak daha sonra kendisini reddetti ve tabii ki Kırım'da birliklerimiz var dedi.
Şimdi de Ukrayna ile gerilimli geçen yaklaşık 18 aydan sonra Ukrayna'nın güneydoğusunda kesinlikle askerî hareketlilik olmadığını söylüyor. Biz tabii ki çeşitli Suriye şehirlerinden gelen korkunç resimlere baktığımızda Putin'in DAEŞ'in kuzeybatısını bombaladığını görüyoruz. Tabii ki Putin'in birliklerinin işlediği korkunç suçlardan dolayı Suriye'nin kuzeybatısında yaşayan Türkiye'yle de çok sıkı ilişkileri olan insanlar acı çekti.
Ve size son sorum: Sizce Putin iyi bir satranç oyuncusu mu?
Kasparov: Hayır ben Putin'in ya da başka bir diktatörün iyi bir satranç oyuncusu olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü satranç oynarken size gereken bütün bilgi verilmiş oluyor. Satranç yüzde yüz şeffaf bir oyun. Ancak diktatörler her zaman kurnaz oyunları seviyor ve amaçlarını açık etmeyi istemiyorlar. Yani bana kalırsa ben Putin'e iyi bir poker oyuncusu demeyi tercih ederim. Çünkü Putin poker oynuyor ve her zaman elini yükseltmeye meyilli. Ne yazık ki özgür dünya liderleri yani en çok da ABD'yi yöneten Barack Obama hakkında konuşuyorum her zaman pes etmeye meyilli. Ve Putin bunu biliyor, eli ne kadar kötü olursa olsun, aldığı risk ne kadar büyük olursa olsun devam ediyor. Korkarım ki Türkiye, Suudi Arabistan, Lübnan, İsrail gibi bölgedeki ülkeler kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalacaklar. Çünkü Obama yönetimde olduğu sürece Amerika'nın Suriye faciasındaki rolünde anlamlı bir değişme olma ihtimali çok çok düşük.
(*) Bu röportaj 24/12/2015 tarihinde Habertürk kanalında "Şimdi ve Burada" programında yayınlanmıştır.