Ortadoğu'ya ilgili her tahlil, bir şekilde Birinci Dünya Savaşı ertesinde çizilmiş sınırlara dayanıyor.
Savaş öncesinde ve de sonrasında da bölgedeki en etkili iki yabancı güç, İngiltere ve Fransa anlaştılar ve bölgenin bugün hala geçerli olan sınırları çizildi.
Ortadoğu ile ilgili siyasetlerin başındaki çelişki de buradan itibaren başlıyor. Bugünkü sınırların, bölgenin nüfus yapısına uygun olmayan, sadece o dönemdeki İngiliz ve Fransız egemenlik alanlarının korunmasına uygun sınırlar çizilmiş olduğunu herkes kabul ediyor.
Herkes bu fikirde birleşiyor ama, yine hemen hemen herkes bugün örneğin Irak'ın bütünlüğünün korunması gerektiğini de söylüyor.
Bu sınırlar anlaşmalarla mı, zorla mı değiştirilecek veya hiç değişmeyecek mi?
Bu sınırların değişmemesi demek, bugünkü petrol egemenlik alanlarının el değiştirmemesi demek. Bugünkü bölüşümün değişmesi demek, petrol odaklı sonsuz savaşların başlaması demek ve daha da fazlası demek.
Bu sınırlar sunidir diyoruz, nüfus gerçeklerini yansıtmıyor diyoruz, ama bu sınırların bozulmasını da istemiyoruz.
Ama bu sınırlar da bozulmaya başladı. Amerikan işgaliyle birlikte, ülke ve devlet niteliklerine sahip bir Irak kalmadı. Irak'ın Sünnileri ve Şiileri egemenlik savaşına devam ediyorlar, ama Kürdistan fiilen ayrı bir ülke ve devlet yapılanmasının içine girdi.
Bu noktada Türkiye'ye geldiğimiz zaman, Ankara'nın resmi politikasının her zaman Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürdistan yapılanmasına karşı olduğunu hatırlıyoruz.
Ankara on yıllarca böyle bir devlete karşı olduğunu yüzlerce kez söyledi, ama şu anda adı resmen konulmamış olsa da egemenlik alanları belli, kendi kendini yöneten bir Kuzey Irak Kürdistan'ı var.
Suriye'deki Esad yönetimi de egemenlik alanlarını kaybettikçe ülknin bir kısmında net bir "Kürt alanı" ortaya çıkmaya başladı.
Burada da şu anda çelişkili bir görüntü dışa vursa da süreç, Esad yönetiminin sürekli alan kaybetmesi şeklinde gelişiyor.
Çelişki de Esad ile düşman olan IŞİD'in, aynı zamanda Esad'da alan kazanan Kürtlere de düşman olması ve saldırılara devam etmesidir.
Buradan, IŞİD'in veya ipini tutanların stratejisini şu anda tam olarak çıkartmak mümkün olmayabilir. Ama Türkiye'nin Güney sınırının önemli bir kesimi daha egemenlik çatışması alanı olmuştur ve Kuzey Irak'ta olduğu gibi, Amerika burada da Kürtlere destek vermektedir.
Batı Suriye'deki Kürt bölgesinin ayrışması çok uzak gibi görülebilir, ama durum "karşıyız" açıklamalarıyla hakim olunamayacak bir akıntıya girmiş durumdadır.