7 Haziran seçimi öncesi söylenmeye başlayan bir formül, 1 Kasıma yaklaştıkça daha çok tekrarlanır oldu.
Barış süreci dolaba kalktığından bu yana sürekli olarak "HDP eşittir PKK" cümlesi her fırsatta söyleniyor.
Bu cümleyi söylemek için önce gerçek somut kanıtlar hatta yargısal bazı saptamalar gerekiyor, ama bu cümle henüz dava konusu olmuş değil.
Ne kadar çok "HDP eşittir PKK" denilirse denilsin HDP serbest seçimlere girmiş, yüzde 13'ün üzerinde bir oy oranıyla Meclis'e 80 milletvekili ile gelmiş bir siyasi partidir.
HDP 1 Kasım seçimlerine de girecektir ve bu kez yüzde 15'lik bir oy oranını hedeflemektedir. Şu ana kadar açıklanan seçim araştırmalarında da en düşük oy oranı yüzde 11 olarak görünmektedir.
Söz konusu olan 6-7-8 milyon seçmendir. 18 yaşın üzerinde 6 ilâ 8 milyonluk bir seçmen kitlesi çok büyük bir rakamı ifade etmektedir.
"HDP eşittir PKK" lafı ne kadar tekrar edilirse edilsin HDP'nin oylarının 6 milyonun altına düşmeyeceği dikkate alındığında bu formülü benimseyenlerin mantığının doğal uzantısı da 6 milyon Türk vatandaşının terör örgütüne veya onunla özdeş bir partiye oy vermesidir.
Herhangi bir ülkede, 6 ilâ 8 milyon vatandaşın bir terör örgütüne oy verdiğini düşünmenin bile ne kadar tehlikeli sonuçlara yol açacağını görmek zor değildir.
Bu formül ve emelindeki strateji 7 Haziran'da başarı kazanmadı ve HDP açısından oy patlaması yaşandı. Yine aynı ve benzer formülleri kullanarak HDP'ye gidecek oyların azaltmak hedefleniyorsa burada başka açıklamalar aramak gerekiyor.
Bir kez, hem de çok yakında başarılı olmamış bir seçim stratejisini aynen tekrarlamaktan başarı beklemek, ancak başka araçlar da devreye girerse mümkündür.
Başka araçlar olmazsa "HDP eşittir PKK" formülü ve üslubunun, bunu kullananların beklentisinin tam tersi sonuçlar yaratması hala büyük ihtimaldir.
Bu durumda da "8 milyon vatandaş terör örgütüne oy verdi" diye düşünmek yerine seçim stratejisini çok açık tartışmak mecburiyeti doğmaktadır.