7 Haziran 2015 genel seçimleri, HDP açısından da dönüm noktasıdır. Selahattin Demirtaş öncülüğünde, parti bir hamle yapmış ve Türkiye'nin batısından hatırı sayılır bir oy gelmişti. Ülkenin batısında, Kürtlerin hakkına hukukuna önem veren bir birikim oluşmuştu. PKK şiddetine karşı HDP, yasal ve barışçı bir zemin için toplumun önemli bir koalisyonundan "onay" almıştı… Kürt sorununun barışçı çözümü için başlayan hamle, toplum tarafından benimsenmiş, HDP'ye destek sağlanmıştı. Çözüm umudunun ürünüydü yüzde 13'lük oy.
Birkaç gün sonra PKK, bu umudu ortadan kaldıran hamlelere başladı. Selahattin Demirtaş ve bir grup arkadaşı, "özyönetim" açıklamasıyla başlayan felaketi gördü. "Yapmayın" dediler. Seslerini yükseltemediler. PKK karşısında pes ettiler. Tasfiye edilmeleri belki de o günlerde kararlaştırıldı.
Devlet içindeki "çatışmacı refleks" de harekete geçince Demirtaş iki ateş arasında kaldı.
Elini Batı'ya uzatabilmişti
Son HDP Kongresi, partiyi yakından bilenlere göre Demirtaş'ın tasfiyesiyle sonuçlanmış bir kongre. Demirtaş, her ne kadar Parti Meclisi'ne birinci sıradan aday gösterilse de artık dönemi bitti deniyor. Demirtaş, Kürt seçmene ilaveten ülkenin batısındaki seçmenin sempatisini de kazanmıştı. Özgünlüğü, elini iki tarafa birlikte uzatabilmiş olmasıydı.
Belki en ciddi zaafı ise batıdaki "endişeli" seçmene hoş görünme eğiliminin sonucu olara çözüm sürecinin baş aktörü Tayyip Erdoğan'ı, bir numaralı hedef haline getirmiş olmasıydı: "Seni Başkan yaptırmayacağız." İkinci kritik çıkışı, seçim gecesinde "AKP dışındaki her partiyle koalisyon kurabiliriz" demesiydi. Alternatiflerin MHP-CHP olduğunu bildiği halde böyle söylemesi garipti. (Sırrı Süreyya Önder, koalisyon görüşmeleri için randevu isteyen Başbakan Davutoğlu'na, "Kaçak çayımızı içer gider" derke acaba hangi akıl adına konuşuyordu?)
Demirtaş, batıdaki seçmen üzerinde sempati yaratırke marjinalleşmiş “Türk solu”nun bazı kesimlerinin HDP içinde ağırlık kazanmalarının yolunu açtı. Solun HDP içindeki etkisi ve rolü, sürekli tartışma konusu olarak gündemdeki yerini korudu.
Daralma
Son kongreyle birlikte HDP'nin “batıda ağırlık kazanma” projesinin bir kırılmaya uğradığını görebiliyoruz: HDP'nin melezleşme atılımı, bir ölçüde başka bahara kaldı. 7 Haziran 2015’in kazanımlarını, PKK "özyönetim" ilanı yoluyla tasfiyeye başladı. Aynı anda devlete egemen olan "çatışmacı" zihniyet harekete geçti, Demirtaş ve arkadaşları tutuklandılar. Kongrede "üst irade" tarafından Demirtaş'ın aday gösterilmemesi bu sürecin devamı gibi. Yasal alanın daralmasıyla birlikte HDP de daralıyor.